Tokuz Ama Açız

Ayşegül Çoruhlu

En Yeni Tokuz Ama Açız Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Tokuz Ama Açız sözleri ve alıntılarını, en yeni Tokuz Ama Açız kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güçlü bağışıklık söz konusu olduğunda, ilk korumamız gereken bağırsaklarımızdır. Çünkü bağışıklığın yüzde 80'inin bağırsaklarla ilgili olduğunu biliyoruz.
Kandaki yüksek insülin iki durumda azalır: 1 - Açlık halinde 2- Karbonhidrat yenmediği zaman
Reklam
Vücudun içinde şeker kaynaklı AGE oluşması dışında, dışarıdan da besinlerle AGE'ler alınabilir. Şeker ve protein içeren herhangi bir gıdanın yüksek ısıda pişirilmiş hali AGE doludur . Bu durumun mut­faktaki adı karamelizasyondur. Karamelizasyon olayında da şeker ve proteinler yüksek ısı altında birbirlerine yapışırlar ve AGE'ler oluştururlar. Mesela gayet sağlıklı olan patates, patates kızartması oldu­ğunda artık sağlıklı değil, öldürücü bir AGE deposudur. Tüm yüksek ısıda pişirilmiş gıdalar AGE deposudur. Patates ve hamburger ikilisi dışında jelibondan kurabiyeye, cipsten böreğe kadar yüksek ısıda pişmiş, kızartılmış, işlenmiş besinler AGE'lerle doludur. Esasında marketler ve fast food restoranları gıda değil AGE satarlar!
AGE oluşumunda fruktoz glikozdan daha saldırgandır. Fruktoz, glikozdan 10 kat fazla glikasyon yapar. Glikozdan 10 kat fazla cilt yaşlandırır. Selülitin de sebebidir. Ancak şu yanlış anlaşılma düzeltilmelidir: Fruktozun meyve şekerinin de adı olması meyveyi kötü besin grubuna koymaz. Meyveler özellikle gündüz saatlerinde çiğ olarak kabuklarıyla yendiğinde aksine anti-AGE'dirler. Burada zararlı olan fruktoz şekli HCSF denen mısır şurubundan elde edi­len fruktoz şekeridir. Maalesef HCSF'nin içinde olmadığı neredeyse hiçbir hazır gıda yoktur. Tatlılardan turşuya kadar her şeyde HCSF vardır. Asitlendiren besinlerin hemen hepsi de aynı zamanda HCSF içerir. Çünkü çoğu hazır market gıdalarıdır. Aslında HCSF modern yiyecek sanayinin bize attığı en büyük goldür!
AGE'lerin çokluğunu en basit haliyle kırışıklıklarımızdan anlıyoruz ama her organ bundan etkileniyor ve yıllar geçtikçe yaşlanma hastalığı olan pek çok rahatsızlık AGE'lerle alakalı olarak ortaya çıkıyor. Bir kez glikasyona uğrayan, yani glikoz ile çapraz bağ yapan proteinler tekrar esnek hallerine dönüştürülemiyor. Zaten bu glikas­yonun geri dönüştürülmesi mümkün olsaydı diyabete bağlı hiçbir hastalık olmadığı gibi kırışıp yaşlanmazdık da. Bu amaçla ilaç firmaları araştırmalara ne paralar döküyor bile­mezsiniz. Şu an için aminoguanidin, karnosin, alfalipoik asit, asetil 1-karnitin gibi birtakım glikasyon yavaşlatıcılar var ama yetersiz. Karnosin bunların arasında en güçlüsü. Glikasyonu en iyi, beslenme şekliyle yavaşlatabiliriz. Ama olmuş olanı geri döndürmek şu an için imkansız. Demek ki en doğrusu en baştan; * Glikasyona sebep olacak kan şekeri yüksekliğinden, * Kan şekeri yüksekliğine sebep olacak insülin direncinden, * İnsülin direncine sebep olacak hücre zarı sertliğinden, * Hücre zarı sertliğine sebep olacak vücuttaki asit-proton yükünden, * Asit-proton yükü yapan, asitlendiren her tür gıdadan kaçın­mak gerekir.
Vücutta olan basit kahverengi lekelerden Alzheimer'a kadar çoğu yaşlılık hastalığı AGE birikimi ile ilgilidir. Damar sertliği, ateroskleroz, katarakt, bunama, hatta kanser has­talarında AGE'ler yüksektir. Mesela diyabetli kişilerde eklem rahatsızlıkları daha yaygındır. Eklem kıkırdakları da kolajendir ve glikozla çapraz bağlanarak sertleşirler, böylece eklem esnekliği azalır, ağrı olur.
Reklam
304 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.