Sayfa Sayısına Göre Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demokrat Parti'nin öyküsü malum. Halkın büyük desteğiyle iktidara gelen ve uzun süre bu desteği korumayı başaran DP, ideolojisi açıklık kazandıkça zayıflamaya ve kendini desteklemiş olan kesimlerden bir kısmını yitirmeye başladı. Atatürkçülüğü yorumlayışı geriye dönüktü. Devrimcilik, antiemperyalizm, ulusal bağımsızlık ve laiklik ilkelerinden ödün vermekte sakınca görmemesi, bürokratları, orduyu ve üniversiteyi karşısına almasına neden oldu. Buna ekonomik başarısızlık da eklenince, parti, gücünü, baskı rejimi kurarak korumayı yeğledi ve sonunda 27 Mayıs ihtilali ile devrildi.
1923-1950 arasında Türkiye'de sömürünün , sınıflaşmanın ve tek parti rejiminin getirdiği haksız düzen, romanda da Batılılaşmanın yerini, düzene dönük yeni bir sorunsalın almasına neden oldu.
İkinci Meşrutiyet'in ilk yıllarında Selanik'te Genç Kalemler dergisini çıkaran bir avuç aydın ve yazar tarafından başlatılan bu akımı (Millî Edebiyat akımını) edebiyat tarih(çi)leri Cumhuriyet ile birlikte sona erdirirler. Ama kanımca, roman söz konusu olduğunda akımın 1950'lere kadar sürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Çünkü Cumhuriyet ile birlikte siyasal bakımdan yeni bir döneme geçilmişse de, Cumhuriyet romanını Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Peyami Safa gibi Milli Edebiyat akımının temsilcileri sürdürmüştür
"Batı romanı nereden kaynaklanmış? Masaldan halk hikayesinden mi? Tamam! Benim de masalım var, halk hikayem var... Öyleyse romanımı oturtacağım temel vT ben de."
Anadolu romanını ve özellikle köy romanını hazırlayıcı yazınsal etmen üzerinde dururken Mahmut Makal'ın Bizim Köy adlı kitabından söz etmemek olmaz. Köydeki yaşam koşullarını, geri kalmışlığı, yoksulluğu tüm çıplaklığı ile, abartmadan, romantize etmeden olduğu gibi anlatan ve adeta olay yaratan bu yapıtın köy romanı üzerine etkisi hem olumlu olmuştur hem olumsuz. Olumlu oldu çünkü, romancılara, Türk okurunun bilmediği taze ve çarpıcı bir gerçekliğin roman konusu olarak başarıyla işle nebileceğini gösterdi. Ama olumsuz bir etkisi de oldu, çünkü yazarları bu konuda yanılttı. Gücünü okur için yeni olan bir gerçekliği yansıtmaktan alan romanlar bir belgesel kadar bilgilendirici olabilir ve yeni bir dünyayı tanıttığı için okurun ilgisini çeker, merakla okunur. Ne var ki bir tehlike de bekler onları, çünkü bu başarı, yazarı, ilgi çeken roman malzemesine, gereğinden fazla abanmaya iter.
Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'u ile başlayacağız çünkü eşraf ile bürokrasi işbirliğini ve haksız düzeni sergileyen bu yapıt, sorunsalı bakımından olduğu kadar geleneksel edebiyatımızın(Köroğlu gibi eşkiya öykülerinden) kaynaklanan yapısıyla da Anadolu romanının öncüsü olmuştur.