Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türklerin İslamı Kabulü

Osman Karatay

Türklerin İslamı Kabulü Gönderileri

Türklerin İslamı Kabulü kitaplarını, Türklerin İslamı Kabulü sözleri ve alıntılarını, Türklerin İslamı Kabulü yazarlarını, Türklerin İslamı Kabulü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Türklerin Müslüman olmasını en iyi şekilde bizlere aktaran eser sanırım budur. Ladini/Laik kesim tarafından ortaya atılan "Kuteybe"nin sözde katliamı iftirasına çok iyi cevap verilmiş. Başarılarınızın devamını diliyorum, muharriri takdir ediyorum.
Türklerin İslamı Kabulü
Türklerin İslamı KabulüOsman Karatay · Kripto Yayınları · 201899 okunma
klavye bozuk, bilgisayar kasasındaki usb girişleri nanay diye buraya ortak okuduğumuz kitaplara ait çoğu alıntıyı giremiyorum ve bu sırada sen habire ortak okuduğumuz kitaplara ait alıntılarını çatır çatır giriyorsun ya, heh işte ben de bu yaptığına cevaben
Türklerin İslamı Kabulü
Türklerin İslamı Kabulü
kitabına inceleme yazacağım.. hatta şimdi okumakta olduğum
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
kitabına da inceleme yazacağım
Poyraz Ayrıç
Poyraz Ayrıç
😏🙂
Reklam
Türk bünyesi en başta İslam'ı kabul etmiştir ama değişik zamanlarda değişik İslamlar ile muhatap olduklarında buhran baş göstermiştir. Bu yüzden kâh İslam'ı kâh kendilerini değiştirmişlerdir. Elimizde tek bir İslam bulunmadığından bütün bir olguyu da tek bir şekilde inceleme imkânımız bulunmuyor. 1200 yıldır yaşadıklarımız da bununla ilgili gözüküyor: Kademeli şekilde Kuzey İslam'ından Türk İslam'ına geçiş, ondan da Arap İslam'ını zorlamanın getirdiği buhranlar…
Sayfa 199 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Türklerin İslamlaşmasının ilk asırlarında tasavvufun etki ve katkısını tartışabiliriz ama şu son asırlardaki geri kalmışlığımızda tarikatların etki ve katkısının birinci sırada olduğunu görmek zor değildir.
Sayfa 199 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
9. yy.ın ikinci yarısının Müslüman olmayan Türkleri için şaşırtıcı olan şey, halifelerin indirilmesi değildi kuşkusuz, çünkü her yerde bir şekilde isyanlar veya taht kavgalarıyla hükümdar değişebilir (Yine de Müslüman yazarların Türklerin kendi yöneticilerini bu şekilde değiştirmelerini büyük hayretle anlatmaları aradaki büyük anlayış ve kültür farkına işaret eder). Şaşırtıcı olan şey bunu Hilafet merkezinde Türklerin yapmış olmasıydı ve bu noktada tanıdık bir uygulamaya şahittiler. Yani artık o Türklerin şahsında İslam mülkü en merkezinde bile "Türk hizasına" gelmiş olarak görülüyordu ve bundan memnuniyet duydukları kuşkusuzdu.
Sayfa 198 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Biz, Türklerin İslamlaşmasının tarihsel mukadderat olduğu noktasındayız. Bu er veya geç bir şekilde olacaktı, İslam olmasa bir diğer evrensel din olacaktı. Ama İslam'ı başta hâkimiyet olgusu ve kültür olmak üzere, kendinden taviz vermenin gerekmediğini anladıkları noktada hem kitlesel hem de resmî olarak benimsemiş gözüküyorlar. Bu noktada biz, 12 asırlık tarihi boyunca kendi içinde değişik evreler geçirdiği için tanımlama zorluğuna maruz kalan bir "Türk İslam"ı tabirinden ziyade, bu ilk dönemi daha iyi anlatan "Kuzey İslam"ı tabirini tercih edeceğiz. Kuzey İslam'ı Hanefilik, Maturidîlik ve hatta Alevilik vb. başlıkların dışında ve üzerinde bir olgudur. Kuzey kültürünün bozulmadığı ve Orta Doğu (İslam değil) kültürüne teslim olmadığı bir dönemde bir inanç sistemi olarak İslam'ın benimsenmesini anlatır. Kuzey kültürünün iki temel direği, akılcılık ve bireycilik olarak görülüyor. Temel hükümlerinde sürekli aklı kullanma talimatı veren ve herkesin birey olarak kendinden sorumlu olduğu noktasında en üst seviyede bir bireycilik içerdiği görülen İslam'ın bu noktada Kuzey kültürü ile çelişmesi beklenmemeli. Toplumdaki herkesin her konuda bir fikrinin olabileceği, bunu rahatlıkla ifade edebileceği ve etkisini bekleyeceği bir ortamdan bahsediyoruz. Bu bir kültürdür ve İslam'a aykırı bir tarafından bahsedilemez.
Sayfa 197 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Barthold'un dikkat çektiği tarihî tezat, Oğuz ve Karlukların Müslüman olduktan sonra İslam ülkelerini hedef almaları, Oğuzların Horasan ve İran'ı, Karlukların ise Maveraünnehr'i ele geçirmeleridir. Türkler kılıç zoruyla Müslüman olmadılar; Müslüman olduklarında kılıç onların elindeydi, onlar hâkimdi. Onlar zorlayan tek şey kendi iradeleriydi. Bu yüzden, gönüllü olarak, ellerinde kılıçlarıyla bu yeni dine giren Türklerin aslında en baştan "Türk İslam"ına, yani kendilerine sunulana değil, kendi kabul ettiklerine girdiklerini söylemek yanlış olmayacaktır.
Sayfa 197 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
İslamlaşma çok geç gerçekleşmiştir ve uzun süren bir tanıma evresinden sonra, daha ziyade zihinlerde oluşan İslam eşittir halifeye siyaseten bağlanma algısının çöküşünden sonra kendiliğinden gerçekleşmiş gözüküyor. Hızlandırıcı husus birinci kademede Emevîlerin çöküşü, ikinci kademede ise Abbasî merkezî iktidarının çöküşü olarak gözüküyor. Hatta belirttiğimiz gibi Türkler bu bekleme döneminde açıkça üstün ve saldırgan taraftı; Samanîlerin Orta Asya'da baskınlığı çok kısa sürmüştü ve genel olarak Müslümanlar artık zarar umulmayacak durumda görülüyorlardı, bahsettiğimiz tehdit algısı yoktu. Acaba, 10. yy.ın ilk yarısındaki Türkler artık Araplar değil, Farslaşan Soğdların elinden hele de zahit dervişlerden gördükleri İslam'ı, daha önceki "zavallı" Budacı, Manihey ve Musevi inançları gibi mi değerlendiriyorlardı?
Sayfa 196 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Türklerin sadece Maveraünnehr'in artık İslam'la eş anlamlı hâle gelmiş kentlerinde değil, Hilafet merkezinde de bulundukları, etkin ve hâkim oldukları, hatta canlarının istediği oluncaya kadar peşi peşine halife öldürdüklerine dair haberler bozkır politbürosunun çadırlarında belki kahkahalarla dinleniyordu. Devir değişmişti artık.
Sayfa 196 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Emevi savaşları döneminde hayli nüfus kaybına uğrayan bölge, Abbasîlerin erken döneminde de başta Bağdat olarak Irak'ta yeni kurulan kent merkezlerine nüfus kaydırınca, ortaya çıkan boşluğu bozkırdan gelen Türkler doldurmaya başladı. İktisadi buhranı yeni yeni aşmaya çalışan göçebeler için yerleşikleşme, Maveraünnehr düzlüklerinde göçer usulü hayvan gütmekten daha güvenliydi. Gönüllü geldikleri kentsel merkezlerde hâkim olan inanca da gönüllü bir uyum sergilemek durumundaydılar. Böylece daha akılcı yorumlarıyla kendilerine daha iyi hitap eden bir Ceyhun ötesi Sünni İslam aralarında yaygınlık kazanmaya başladı. Öte yandan, sayıları fazla olduğu için dillerini korudular ve hatta bölgenin eskileri, Araplar da dâhil onların dilini öğrenmek zorunda kaldılar. Samanî çağında kâğıdın üzerindeki dilin Arapça veya Farsça olması önemli değildi, pazarda artık Türkçe konuşuluyordu.
Sayfa 195 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Abbasî Dönemi'nde savaşlar neredeyse durdu ancak İslamlaşmanın siyaseten halifeye bağlanmak anlamına gelişinin uzun süre Türkleri bu yeni dinden uzak tuttuğunu düşünüyoruz. Yeni dönemin etkisinin bir anda hissedilmediğini, araya çok zaman girmesi gerektiğini de ekleyelim. Sonuçta değişen şey sadece iktidardı ve belirttiğimiz gibi, halife
Sayfa 193 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Özetle, 640'lardan itibaren yanı başlarına ulaşan İslam ile tanışmaya başlayan Türkler, hem Kafkaslar hem de Türkistan'da Emevilerin saldırgan/savaşkan tutumlarını görünce cephe aldılar. Göksu'nun ifadesiyle bu dönem Türklerin İslam'a girişini menfi yönde etkileyen "kötü bir tanışma" dönemiydi. Biz bunu İslam ile değil de Araplarla tanışma dönemi olarak alalım. Sonuçta o dönemde yabancı topluluklar dinlerinden ziyade millî kimlikleriyle biliniyordu. Araplar Orta Asya'nın güney kıyılarını teşkil eden Maveraünnehr ve Fergana'da hâkimiyet kurmakla bozkır dünyasının geleneksel iktisadi sistemini kesintiye uğratmışlardı. Göçebelerle yerleşikler arasında karşılıklı üretimin takasına dayanan bir ortak yaşam vardı çünkü. İktisadi sistemin çöküşünün yanında buna tepki gösterecek veya onaracak bir devlet yapısının da bulunmayışı bu dönemde bozkırda yaşayan Türklerin buhranını katlamış gözüküyor. Bu yüzden İslam memleketlerinde paralı askerlik yolunun açılmasından sonra Türklerin büyük sayılarla buna itibar etmesinin ardında bu buhrandan kurtulma çabasını görmeliyiz.
Sayfa 193 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Bir asır öncesinde Doğu Türkistan'da bile hatırı sayılır bir Müslüman nüfus oluştuğuna göre, Karahanlı Devleti'nin hâkim olduğu aradaki Kaşgar-Balasagun hattındaki Türk ve Soğd nüfus arasında da Satuk Buğra'dan önce ciddi bir İslamlaşma olduğunu ön- görmeliyiz. Belki çoğunlukta değillerdi ama çokça varlardı. İdil Bulgar hanı gibi Karahanlı hükümdarı da İslam'ın ülkesinde yayılışından sonra Müslüman oluyor. Geri kalan tebanın İslamlaşması için oğlu Baytaş Arslan Han'ın gayretleri gerekecektir. Bu durum bize eski Türkler arasındaki ferdiyetçi tutumun yüksekliğini göstermektedir. Yani yöneticiyi sürü psikolojisi ile takip etmiyorlar. Başta Müslüman birinin olmaması onların bu dini seçmelerine engel olmadığı gibi, olması da illa ona uyup peşinden toplu İslamlaşmayı getirmiyor. Hazar'daki Musevileşmenin tüm topluma yayılmamış olması da bu kapsamda değerlendirilebilir.
Sayfa 191 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
"Pagan" Türklerin o kadar uğraşıp yapamadıklarını Müslüman Türkler başarmış ve Samani hanedanına, dolayısıyla Orta Asya'da İranî idareye kalıcı olarak son vermişlerdir.
Sayfa 191 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Sâmânîler, İraníleştirmeyi amaçlasalar ve nihayetinde bir Fars Rönesans'ını başarsalar da sonuçta İslam'ı bedevilerin dar görüşlerinden kurtarmış ve uluslararası hâle getirmişlerdir. Abbasi değişiminden sonraki bu adımın önemli olduğuna inanıyoruz ki Türk İslam'ının köklerinde Arap etkisinin yokluğunu veya azlığını buna bağlamalıyız. Hilafet merkezindekinden farklı ve daha işlevsel olarak, Sâmânîlerin devşirme düzeninin de Türkler arasında İslam'ın yerleşmesinde etkili olduğunu düşünmemiz gerek. Yerel dihkanlardan, derebeylik oluşumlarından ziyade çocuk yaşta alınarak belli eğitim kurumlarında yetiştirilmiş ve askerî ve siyasi olarak istihdam edilmiş Türklere güvenen Buhara hükümdarları, kısa vadede bundan büyük fayda görürken, uzun vadede Maveraünnehr'in daha fazla Türkleşmesini sağlayarak kendi iktidarlarının altını oymuşlar ve bu arada bayağı bir Türk nüfusu devlet kademeleri üzerinden İslamlaştırmışlardır.
Sayfa 190 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.