Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Üretimin Aynası Ya da Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması

Jean Baudrillard

Üretimin Aynası Ya da Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması Hakkında

Üretimin Aynası Ya da Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
11
Okunma
2
Beğeni
674
Görüntülenme

Hakkında

Jean Baudrillard Üretimin Aynası'nda, kendini kapitalizmin radikal bir eleştirisi olarak sunan Marksist ekonomi politiği radikal bir şekilde eleştirmektedir. Ona göre Marksizm, modern toplumun merkezine üretimi koymakla aslında burjuvaziye hizmet etmektedir : Tarihi materyalizm, diyalektik, üretim biçimi, emek gücü gibi kavramlar Marksist kuramın, burjuva düşünürler tarafından üretilen doğa, gelişme, akıl, emek, değiş tokuş gibi evrensel kavramlara bir son vermek amacıyla yararlandığı kavramlar iken günümüzde aynı tarihi materyalizm, ürettiği bütün bu kavramları en az burjuvazininki kadar acımasız bir "eleştirel" emperyalizmle evrenselleştirmeye çalışmaktadır. Baudrillard'a göre Marx'ın ortaya attığı üretim, üretim biçimi, değişim değeri gibi kavramlar evrenselleştikleri andan itibaren çözümleme yeteneklerini yitirip anlam dininin egemenliği altına girerek bir tür kutsal kurala dönüşmekte ve genelleşmiş bir sistemi kuramsal açıdan yeniden üretmektedirler. Bu kavramlar göstergelere, yani "gerçek" bir gösterilenin gösterenlerine dönüşmekte ve varlıklarını ancak göstergelerden oluşan düşsel bir evrende, insanı baskı altına alan bir simülasyon evreninde südürebilmektedirler. "... ilkel toplumlarda ne üretim vardır ne de üretim biçimleri. İlkel toplumlarda bilinçaltı da yoktur. Bütün bu kavramlarla ancak bizim gibi ekonomi politiğe boyun eğen toplumları çözümleyebilirsiniz... ideologlarımızın kendi ürettikleri kavramlardan yola çıkarak ilkel toplumlara bir ereklilik, akılcı bir yapı kazandırmaya ve kodlamaya kalkıştıklarında kendi kendimize onları ilkel toplumlarda böyle bir ereklilik, akılcı yapı ve böyle bir kod aramaya iten nedenin o her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırma saplantısı olup olmadığını soralım. Marksizm ve psikanalizi (burjuva ideolojisinden söz etmeye bile gerek görmüyoruz çünkü bu düzeyde ele alındıklarında Marksizm ve burjuva ideolojisi arasında hiçbir fark yoktur) başka toplumlara ihraç etmek yerine ilkel toplumları sorgulayalım, onların Marksizm ve psikanaliz üzerindeki tüm etkilerini tartışalım." (Tanıtım Bülteninden)
Çevirmen:
Oğuz Adanır
Oğuz Adanır
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 24 dk.Sayfa Sayısı: 155Basım Tarihi: Şubat 2013Yayınevi: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
ISBN: 9786054238972Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 33.3
Erkek% 66.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Jean Baudrillard
Jean BaudrillardYazar · 33 kitap
Jean Baudrillard (Jan Bodriyar) (d. 27 Temmuz 1929, Reims - ö. 6 Mart 2007), Paris), ünlü Fransız düşünür/sosyolog. Medya teorisi, Postyapısalcı felsefe ve postmodernizm üzerine olan çalışmalarıyla ünlenmiştir. Fransa'da bir devlet memurunun çocuğu olarak doğdu. Sorbonne Üniversitesi'nde Almanca okudu, ailesinde üniversiteye gitmiş olan ilk kişiydi. Mezun olduktan sonra bir süre eğitim kurumlarında Almanca öğretmiştir. 1950-1960lardaki bu dönemde, Cezayir sorunu yaşamını ve düşüncesini fazlasıyla etkilemiştir. Almanca öğrettiği bu dönemde doktora tezine de (sosyoloji üzerine) devam etti. 1966'da doktora tezini bitirdi, tezinin başlığı "Thése de troisiéme cycle: Le Systéme des objets" idi. 1966 yılının Eylül ayında Universite de Paris-X Nanterre'de (Nanterre Üniversitesi - Paris-X) asistan oldu. 1968'deki öğrenci eylemlerinin etkisinde kaldı, Yapısal Marksizm ve medya teorileri ile ilgilendi. 1972'de aynı üniversitede, profesör olarak, sosyoloji öğretmeye başladı. 1987'dan 1990'a kadar Üniversite de Paris-IX Dauphine'de (Dauphine Üniversitesi - Paris-X) görev aldı. "Eski Yugoslavya'daki Müslümanların maruz kaldığı soykırım, Yeni Avrupa Düzeni'nin evrim sürecinde bir aşamadır. 'Etnik temizliğin' infazcısı olan Sırplar, yeni biçimlenen bir Avrupa'nın öncülüğünü yapıyorlar." (Lettre dergisi, Kış 2005) Bugünün siyasi ve ideolojik akımlarını reddetmesi ününün artmasına neden olmuştur. Bugüne kadar birçok önemli çalışmaya imza atmıştır. Simülasyon kuramını oluşturmuş, kitle zihni üzerine çarpıcı satırlar yazmıştır. Tüketim üzerine düşünceleri ve yapıtları ise onun ününe ün katmıştır. Medya ve kitle iletişim araçlarına dair eleştirileri de diğer düşünceleri kadar çarpıcıdır. Birinci Körfez Savaşı üzerine yaptığı açıklamalarla, Körfez Savaşı'nın oluşumunu ve etkilerini entelektüel bir açıdan farklı bir şekilde yorumlamıştır. Simülasyon evreninin ortaya çıkışı II. Dünya Savaşının sonuçlarıyla bağlantılıdır. Baudrillard'a göre II. Dünya Savaşı sonrası sağ, solun işlevlerini yerine getirmeye başlamış; yani, sosyal devlet ilkesi ortaya çıkmıştır. Ayrıca sanayi ve tarım sektörlerinin belirleyiciliği iletişim ve hizmetler sektörlerinin belirleyiciliğinin ardına düşmüştür. Bu veriler batıda bir çeşit durağanlığa sebep olmuş ve batı kendi ekseni etrafında dönmeye başlamıştır. Bu kendi etrafında dönüş süreci kavramların içlerinin boşaltılması sonucunu doğurmuştur. Artık her kavram televizyonlardan akmakta, insanlar teknolojinin onlara sağladığı bu rahatlık sayesinde herhangi bir şeyi derinlemesine düşünememektedir ve iletişimi sağlamak adına yaratılan cansız kitle iletişim araçları kendilerine yüklenen işlevden, yani aracı olma konumundan çıkıp bağımsız bir kendilik haline gelmiştir. Birey ise bu durumu çaresizlik içinde izlemektedir; her şeyin farkındadır, fakat rahatlığından da taviz vermek istememektedir. Baudrillard'ın örneğine bakacak olursak: Birey televizyonda Sudan iç savaşını, herhangi bir tuvalet kağıdı reklamıyla aynı duyarsızlıkla izlemektedir. Televizyonu kapattıktan sonra Sudan'daki iç savaş devam etse bile onun için bitmiştir. İşte bireyin yaşadığı bu evren simülasyon evrenidir. Her şey görüntülerden ibarettir ve cansızdır.