Varlık ve Zaman, efsanevi zorlukta bir eserdir. Bu zorluğun nedeni Heidegger’in, kendi deyişiyle felsefi geleneği “yıkma”yı (destruction) amaç edinmesidir.
Varlık, zamandır. Yani, bir insan için olmanın anlamı yaşam ve ölüm arasında zamansal olarak varolmaktır. Varlık zamandır ve zaman sonludur, yani o, ölümümüzle son bulur. O halde, sahici bir insan olmanın ne olduğunu anlamak istiyorsak, yaşamlarımızı durmadan ölümümüzün ufkunda tasarlamamız gerekir (Heidegger’in deyişiyle, ölüme-yönelik-olma).
Kabaca belirtilirse, St. Paul, St. Augustine, Luther ve Kierkegaard gibi düşünürler için, benlik kendisini Tanrı ile ilişkisi aracılığıyla bulur. Heidegger içinse Tanrı’nın var olmasının ya da olmamasının felsefi açıdan bir anlamı yoktur. Benlik yalnızca ölümle karşılaşması aracılığıyla ve fani oluşumuzdan bir anlam çıkararak, gerçekte neyse o olabilir. Varlığımız fani ise, insan olmanın anlamı bu faniliği kavramakta, Heidegger’in Nietzsche’den aktarmaktan hoşlandığı ifadeyle, “kim ise o olmakta” yatar.