Beni de vursunlar bir kuş yerine...
Kuş gibi yüreği olan insanlar yerine...
Cuma günü akıl hastanesinde çalışmaktan bunalıp öğle arası yürüyüşe çıktığımızda ufacık bir kuşun bir araba tarafından ezildiğini görmek zorunda kalmıştık..
Beni ezin bir kuş yerine... ve yahut bir bakıma biz de ezildik de..
Akıl hastaneleri ... Akıl, akıl, akıl kıtlığı, zayıflığı, ruh hastalıkları, ruh ve Sinir... sinir hastalıkları ve diğerleri...
Acı çektim kitabı okurken, kitabı fırsat buldukça akıl hastanesinde okudum. Ruh hastalığına sebebiyet verecek olayları ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde okudum.
Gözlerim doldu okurken, " Burada çalışanların yarı deli raporu vardır." diyen meslektaşlarım gözyaşlarımı görse de umursamadı.
Burası ruh hastanesiydi çünkü, her an herkes bağırabilir, ağlayabilirdi ..
Tarık Tufan.. Neden bu kadar gerçek dolu yazıyordu?
Neden bu kadar içten?
Oturup bir günde bitirebileceğim kitabı bitirmeye kıyamamak neden?
Çok bir inceleme gibi değil sanki, biraz iç döküş ama ne kadar biraz cok cok cok biraz ic döküş.
Çünkü içimiz dökülmeyecek kadar ketum... Dökülmek isteyecek kadar dolu ..
Okuyun, kuş gibi insanların acılarını bir de buradan okuyun...