Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Tenhalığı seviyorum, Sık görüşülmeyen ama bağı da koparılmayan dostlukları, Sakin mekanları, az rastlanılmayı, kendimle kalmayı, kendimi saklamayı ve de sınırlarımı...
YAPI KREDİ YAYINEVİ
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Nasılmış Bu Yaşam Denen Şey?
"Öyle miymiş?"... Ne var bu soruda? Belki üstten bir tavır, bir kinaye ya da bir bilmeyen kişinin sancısını belli edişi, bilmediğini öğrenme çabası ya da bir şey bilmesi ama bu bildiğinin ötekilerin bildiklerine uymayışı sonucunda duyduğu şaşkınlık, yabancılık... Hepsini tek hamlede düşündüren bir soru "Öyle miymiş?". Kitabı da
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?Şule Gürbüz · İletişim Yayınları · 20161,422 okunma
Reklam
Kişi bir bunalıma tanık olduğunda, hemen kendine acımaya başlıyor. Derdini anlatan insandan daha mı mutsuzum; o kötü durumdaysa, ben ne haldeyim? ve benzeri sorgulamalar devreye giriyor.
Sayfa 7
"Melankolikler varlığın karşı konulamaz mayhoş cezbesiyle hiçlik acısını peş peşe tadabilirler. Varolan her şey soluk soluğa acılaşabilir çünkü.”
Sayfa 52 - Metis yayınları Mart 2012Kitabı okudu
Her sabah kimseler dürtmeden kendiliğimizden uyansak da, ellerimizle yontacağımız kafayı asla insandan münezzeh kılamayacaktık. İmkansızdı, imkansızdı dünyadan başka yere uzanmamız...
Sayfa 109 - Metis yayınları Mart 2012Kitabı okudu
Tesadüf tesadüf müdür gerçekten? Yoksa bütün tesadüfler gecikmiş karşılaşmalar mıdır?
Sayfa 100 - Metis yayınları Mart 2012Kitabı okudu
Reklam
Tutkulu insanlar, tutku başını alıp gittikten sonra, kısa bir süre mutsuz olup hemen ardından tutkunun yerine bir avuntu koyabiliyorlar. Kedi bir tutkudur. Aynı zamanda bir avuntu! Bir kez kediniz olduysa, sayıları azalıp çoğalabilir ama her zaman bir kediniz olacaktır.
Sayfa 20
"Eskiden büyümek için sabırsızlanırdım. Bütün hayatım önümde uzandığından, her şeyin hemen olmasını isterdim. Şimdiyse pek öyle acelem yok doğrusu, sanki bekleyebilirmişim de. Eskiden bardağımı hemen bitirirdim. Sonunda bir sürprizle karşılaşacağımı sanırdım. Hiçbir şey bulamadım. Eskiden hayatı yüksek ateşte pişirerek yaşardım. Şimdiyse kısık ateşte ısıtarak yaşıyorum."
Gece çökerken bir şehrin hayatı ne kadar farklıdır. Gecenin çökmesini seyreden bir adamın ruhu ne kadar farklıdır. Belirsiz, alegorik, gerçekdışı olarak algılanabilen bir varlığım yürürken. Anlatılmış bir hikâye gibiyim, üstelik ete kemiğe bürünecek kadar iyi anlatılmış, ama bir kitabın bir bölümünün başlangıcından ibaret şu dünya-romana tam oturmamış bir hikâye: “O saatlerde bir adam, ağır ağır sokaktan aşağı yürürdü...” Benim hayatla işim ne?
"Hayat bir hız yarışına dönüşüyor. En hızlı giden kazanıyor. Beklemeyi öğrenmek gerekiyor. Düşünmek için yavaşlamak gerekiyor. Hatta durup düşünmek."
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
“İster istemez derin bir dalgınlığın perdesinden dinliyoruz birbirimizi.” (S: 12)
Karaduygun
Karaduygun
Sema Kaygusuz
Sema Kaygusuz
Karaduygun’da “kara”nın anlamını bir eldiven gibi tersine çeviriyor. “Ebedi dulun dili”yle sarmalanmış karaduygunun kafasındaki seslerin birer sanrı değil, gerçekliğin ona has hissedişi olduğunu, bu hissedişin çokçası
Karaduygun
KaraduygunSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2016292 okunma
"Sürekli koşturuyorlar, mutluluğun peşinden koşuyorlar. Mutluluk koşarak yakalanmaz halbuki, yürürken yakalanır. Yavaş yavaş yürürken, kendinle iyi geçinerek, kendinle iyi anlaşarak. Unutmak, kendini kaybetmek, kendinden kaçmak, kendini kurtarmak için hızlanmak yerine uygun adım yürürken."
Yitirdiğimiz şeyi çok iyi bildiğimiz ama onun yerine ne koyacağımızı bilemediğimiz için mutsuzuz.
Sayfa 152 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Uyusam, uyuyakalsam, sakinleşsem! Huzur içinde soluk alıp vermenin, evrensiz, yıldızsız ve ruhsuz soyut bilincinden ibaret kalsam - sadece yıldızların yokluğunu yansıtan, ölü heyecan denizi olsam.
Anladım ki insanlık tarihi, mazlumlarla zalimlerin mücadeleleri tarihidir.
Sayfa 137 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.