Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Kasabalılar duydukları sözcüklerin hangi dile ait olduğunu bilmiyordu ama sözcükler öylesine yoğun ve tutuklu bir şekilde zikrediliyordu ki bizzat Tanrı bu bir deri bir kemik kalmış çıplak yaratığı sözcüsü olarak seçmiş olabilirdi
Sayfa 108 - Michael MoorcockKitabı okudu
Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı' nın gözünde?
Reklam
Tanrı biz kullarından ne istiyor? Tanrı' nın istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olabilmek mi?
“Amaçsız çocuklar için sinekler neyse, biz de tannlar için oyuz; eğlenmek için bizi öldürüyorlar.”
Sayfa 250 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
“— Yüzlerce yıl öncesinin Tanrısını anlatıyorlar. Şimdinin Tanrısını değil. — Ama Tanrı değişmez ki. — İnsanlar değişir ama. — Ne fark eder? — Öyle bir fark eder ki,”
Sayfa 230 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Gerçek özgürlüğe bir gün ulaşacak mıyız?
Biz konuştuğumuzda kim konuşuyor? Belki biz... Belki ailemiz... Belki toplum... Belki Tanrı... Davranışlarımızın, eylemlerimizin faili biz miyiz? Ya hayatımızın faili? Gerçek özgürlüğe bir gün ulaşacak mıyız?
Sayfa 336Kitabı okudu
Reklam
Tanrı’dan hoşnut olmayanlar aslında insandan hoşnut olmayanlar. Tüm güce sahip bir Tanrı isterken, özgürlüğü olmayan bir insan talep etmiş oluyorlar.
Sayfa 306Kitabı okudu
Kendin için yazılmaz Augustin, başkaları için yazılır. Benim kitaplarımın çift işlevi vardır: Işık ve ayna. Işık, yolunuzu aydınlatmak için, ayna ise orada kendinizi tanıyın diye.
Sayfa 248Kitabı okudu
Suçlu Kim?
– Siz lehte soruşturmanıza devam edin Madam Poitrenot. Bununla birlikte suçlunun insan olabileceğini göz önünde bulundurmayı da ihmal etmeyin...Gazları yayarak iklimleri değiştiren o. Atmosferi ısıtan ve ozon tabakasına zarar veren onun faaliyetleri. Dünyayı daha verimli hale getirme bahanesiyle dünyayı tüketen onun açgözlülüğü. Doğayı sanayileştiren onun iştahı; süt, yumurta, et veren, bedava işçilere dönüştürülen hayvanlar da buna dahil. Ormanları yok eden onun doymak bilmezliği. Biyolojik çeşitliliği azaltan onun emperyalizmi. Atom tehlikesini yaratan onun bilimi. Belki sizin kıyamet metinleri bizi bu konuda uyarıyordur. İnsanlara diyordur ki eğer asıl olanı unuturlarsa kaos üretirler ve hiçliğe doğru adım atarlar. Bu metinler bilinç ve düşünce kazandırmak, son olarak da tutum değişikliği sağlamak amacıyla ürkütür. – Evet, evet... Korku eğitimi, biliyorum... – Felaketler daima daha iyi, dayanışma içinde, aydınlık ve aklı başında davranışlara yol açar. Ama ne pahasına? Oysa tehdit soyuttur, hayalidir, bizi gerçek felaketin uzağında tutar. Sadece bir kazanım sunmakla kalmaz aynı zamanda gelişmeye mecbur eder.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
Üçüncü Bölüm: Issız Adaya Düşüş
..demem o ki, herkes içinde bulunduğu durumu daha kötüsüyle kıyaslayıp durduğunda, Tanrı da ikisinin yerini değiştirip yaşattığı deneyimlerle önceki mutluluklarını aratabiliyor.
“Köle ve zoraki gladyatör olan ben, kullanırsam yenilgim olacak, bir kenara atarsam özgürlüğüm olacak kılıcımla, yenildiğimi itiraf ederken yengimi ilan ettigim sondan bir önceki o hareketle Kader'i yüksek sesle selamlayacağım. Kendi aramızda dövüşelim diye Sezar'ın biz çıkardığı arenada ölen mağlup, öldüren galip olur. Kendisini köleliğe mahkûm eden kaderin fırlattığı arenadaki gladyatör gibi, yıldızlarla çevrili bu meydanda bulunan Sezar'ı titremeden selamlayacağım. Yüzüne bakıp selamlarken ne gurur duyacağım -zira kölenin gurur duyacağı bir şey olamaz- ne de sevinç -zira ölüme mahkûm biri tebessüm edemez. Beni tamamen başarısızlığa uğratmış olan yasa başarısız kalmasın diye selamlayacağım onu. Ama selamlamayı bitirince, savaşta işime yaramayan kılıcı göğsüme saplayacağım. Ölen mağlup, öldüren galip ise bu hareketle mağlubiyetimi kabul ederek galibiyetimi ilan edeceğim.”
Sayfa 47 - Sel YayınlarıKitabı okudu
“Acı çektiğim gerçeği, kesinlikle iyi bir Yaratıcı'nın varlığı önünde engel olabilir, ancak bu bir Yaratıcı'nın var olmadığının kanıtı olmadığı gibi, kötü veya tarafsız bir Yaratıcı'nın varlığını da kanıtlamaz. Sadece dünyada kötülüğün var olduğunu kanıtlar - bu ise bir keşif degil, henüz kimsenin inkâr etmeyi düşünmediği bir şeydir.”
Sayfa 25 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Göz kamaşması
Görünen bir şey ne kadar mükemmel ve kuvvetli ise, ona ilişkin görme algımız o kadar zayıftır. Bunun nedeni, görünen şeyin gizli veya kusurlu olması değildir. Tersine, o kendisi bakımından en büyük parlaklık ve açıklığa sahiptir; bunun nedeni, onun mükemmelliğinin gözleri kamaştıran ışığının bakışımızı köreltmesidir.
Sayfa 17 - Hasan Ali Yücel KlasikleriKitabı okudu
Katlandıkça mı başımıza işler geliyor yoksa geldikçe mi katlanıyoruz?
"Tanrının bana baş edemeyeceğim bir şey vermeyeceğini biliyorum. Sadece keşke bana bu kadar güvenmeseydi diyorum."
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.