Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Aslında sana hatırlatmam gereken başka şeyler de var güzelim. Birçok kez bana başından geçen şeylerden sonra artık hiçbir şeye inanmanın mümkün olmadığını söylemiştin. Ben de sana gerek hayatımın gerekse yaptığım çalışmaların beni aynı sonuca ulaştırdığını ifade etmiştim. Sonra sana şunu sormuştum: 'Eğer kişi hakikatin aslında erişilemez bir şey olduğunu hatta herhangi bir hakikatin var olmadığını öğrenirse ne olur?' Verdiğin cevabı hatırlıyor musun?" "Hatırlıyorum, İbni Sabbah. Şöyle bir şey söylemiştim: 'Eğer kişi insanların mutluluk, sevgi, sevinç olarak tanımladıkları şeylerin tamamıyla yanlış temeller üzerine inşa edilmiş varsayımlar olduğunu keşfederse yüreğinde derin bir boşluk bulur. Onun için bu büyük boşluğu doldurmanın yegâne çaresi de gerek kendisinin gerekse de başkalarının kaderleri üzerine kumar oynamasıdır. Bunu başarabilecek yeteneğe sahip birinin gücü her şeye kadirdir."
Evliliğe Dair
Yüreklerinizi verin, fakat teslim etmeyin birbirinizin eline. Çünkü bir tek Hayat'ın avucuna sığar yüreklerimiz.
Sayfa 8 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yürek de mücadele verir. Hatta belki en çok o mücadele eder hayatta kalmak için. Hayatta "iyi" kalmak için
Her yürek ses veren bir uçurumdur zaten. Belki de kendi yüreğine dayanır kulağın. Duyarsan eğer, sahiden duyarsan, bundan sonra daha iyi olursun. Kendi hayatına ermiş olursun. Lakin herkes kendi uçurumunu yüreğinde taşır kızım...
Sayfa 17
Çok etkileyici bir not bence..
Pozitif Düşünce Gücüyle Yaşam Boyu Mutluluk Kitabının İlk Notu:
Reklam
"Allah'ım ben ne yapacağım! Neden bu kadar değişken bir kalbim var?"
Sayfa 199 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
"Peki yürekler, insanlara düşlerinin peşinden gitmek zorunda olduklarını neden söylemiyorlar?" diye sordu delikanlı, Simyacı'ya. "Çünkü bu durumda en çok, yürek acı çeker. Ve yürekler acı çekmekten hoşlanmazlar."
Reklam
"Yeryüzündeki her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır," dedi yüreği delikanlıya. "Biz yürekler, insanlar artık bu hazineleri bulmak istemedikleri için bunlardan pek ender söz ederiz. Onları küçük çocuklara anlatırız. Sonra herkesi, kendi yazgısının yoluna göndermek işini hayata bırakırız. Ne yazık ki, kendisine çizilmiş olan yolu, pek az insan izliyor; oysa bu yol, Kişisel Menkıbe'nin ve mutluluğun yoludur. İnsanların çoğu dünyayı korkutucu bir şey olarak görüyorlar ve yalnızca bu nedenden dolayı da dünya gerçekten korkutucu bir şey oluyor. O zaman biz yürekler, giderek daha alçak sesle konuşmaya başlıyoruz ama asla susmuyoruz. Ve sözlerimizin duyulmaması için dilekte bulunuyoruz: Kendilerine çizmiş olduğumuz yolu izlemedikleri için insanların acı çekmelerini istemiyoruz."
"Yüreğim acı çekmekten korkuyor," dedi bir gece Simyacı'ya, aysız gökyüzüne bakarlarken. "Yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle. Düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez. Çünkü araştırmanın her ânı, Tanrı ve Sonsuzluk ile karşılaşma ânıdır." "Her arama ânı, bir karşılaşma ânıdır," dedi delikanlı yüreğine.
Biraz şikâyet edecek olursam," diyordu yüreği, "bu yalnızca benim bir insan yüreği olmamdandır ve insanların yürekleri böyle olur. Ulaşmaya layık olmadıklarını ya da ulaşamayacaklarını sandıkları için en büyük düşlerini gerçekleştirmekten korkarlar. Dirilmemek üzere sona ermiş aşklar, olağanüstü olabilecek, ama olamayan anlar, keşfedilmesi gereken, ama sonsuza dek kumların altında kalan hazineler daha aklımıza gelir gelmez bizler, yürekler hemen ölürüz. Çünkü böyle bir durumla karşılaşınca ölümcül acılar çekeriz."
Bir hain olsa da mı?" "İhanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini tanıyacak olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana."
Yüreğim bir hain," dedi delikanlı Simyacı'ya, atlarını biraz dinlendirmek için durduklarında. "Devam etmemi istemiyor." "Ne âlâ," diye yanıtladı Simyacı. "Bu da yüreğinin diri olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar elde etmeyi başardığın şeyleri bir düşle değiştokuş etmekten korkması kadar doğal ne var." "Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?" "Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir."
295 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.