Daisuke ise gerginliğini, nadir biçimde keskin biçimde keskin düşünce kuvveti ve isabetli duyarlılığına karşı ödediği bir vergi olarak görüyordu. Yüksek bir eğitim almanın yarattığı bir acıydı bu; Tanrı tarafından tasarlanmış, doğuştan soylulara verilen ve yazılı olmayan bir cezaydı.
Üçü de yüzerken nasıl göründükleriyle o kadar ilgiliydi ki çocuğu aramakta dikkatsiz davrandılar ve sonunda aradıklarını bulduklarında çocuk çoktan ölmüştü.
...adamı bir ağacın dibine gömüyor, toprağın yeni kazıldığı anlaşılmasın diye mezarın üzerinde dans ediyorduk. Böylece çalılıklarda yatarak, yıldızların altında uyuyarak, ormandan ormana koşuşturarak en azından özgürce yaşlandım.
Yarın yine aynı olacak. Mutluluk asla gelmeyecek. Bunu biliyorum. Ama bir gün mutlaka gelecek, yarın sabah gelecek diye inanarak uyumak daha iyi değil mi?
Dostunuz ne içindir ki onu zaman öldürmek için arayasınız? Onu hep yaşanası zamanlara arayın. Çünkü o sizin ihtiyacınızı karşılamak için vardır, boşluğunuzu doldurmak için değil.
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Anladım ki Tanrı insanların ayrı yaşamasını istemiyor; bu yüzden tek tek neye ihtiyaçları olduğunu açık etmiyor. Beraber yaşamalarını istediğinden hepsine kendileri ve diğerlerinin neye ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
O çırılçıplak gecede
Sen sendin bende ben
Bütün gece güneş açtık öpüşlerden
Gün doğunca ne olduk birden
O sabah kendi soğuğumuzdan
Kar yağdırdık güneşten
Hep o korkuydu içimdeki
Ya sende sen değilsen
İnsanlara karşı her zaman korku dolu bir ürperme hissettiğim ve insan gibi konuşma, insan gibi davranma yeteneğime hiçbir şekilde güvenmediğim için tüm korku ve endişelerimi toplayıp göğsümün derinliklerinde bir kutuya sakladım. Melankolimi ve öfkemi gizlemek için büyük çaba sarf ettim ve bunun yerine kendimi masum bir neşe havası geliştirmeye adadım. Böylece yavaş yavaş eksantrik bir soytarıya dönüştüm.
İnsanların kendi doğalarına yararlı ve uyumlu olan şeyler için uğraşmalarına müsaade etmemek ne anlayışsızca! İnsanların hatalarına kızmakla da buna müsaade etmemiş oluyorsun işte. Çünkü yaptıkları şeyin kendilerine uygun ve yararlı olduğunu düşünüyorlar. "Ama yanılıyorlar, bu onlar için yararlı değil." Pakâlâ, öyleyse onları kızmadan eğit ve aydınlat.
Sayfa 58 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu