Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Z.Y.
Z.Y.
@lezzetlikitaptariflerim
230 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İlk kitabıyla ün yapan ama daha sonra yazarlık kariyerinde duraksama yaşayan Jake, yazarlık atölyelerine ve danışmanlık programlarına katılmaya başlar. Eserlerini incelediği öğrencilerden biri olan Evan Parker, üzerinde çalıştığı kitabın inanılmaz bir çıkış yapacağına, çok satanlara gireceğine inanmaktadır. Jake sadece birkaç sayfasını incelemiş olsa da hikâyenin gerçekten çok özgün bir konusu olduğunu görür. Aradan yıllar geçer, bir gün Jake Evan Parker' ın öldüğünü ve kitabının hiç basılmadığını öğrenir. Yarım kalan işi kendisi tamamlamaya karar verir ve geliştirip bir romana dönüştürür. Kitap yayınlanınca tam da Evan' ın beklediği üne kavuşur. Kariyerinde zirveyi yaşayan Jake' in sevinci çok uzun sürmez. Sadece bir kurgu olduğunu düşündüğü ve esinlendiği (!) hikâye bir hayalet gibi yazarın peşine düşecek, ona rahat bir nefes aldırmayacaktır.
Kitabı özetlemişim gibi görünse de asıl hikâyenin buradan sonra başladığını belirtmek isterim.
Konuyu ve hikâyenin ele alınış biçimini sevdim. Kitabın içinde Jake' in yazdığı kitaptan parçalar da okuyoruz. Bu detay ayrıca hoşuma gitti. Ancak kitapta okurun çok da merak etmeyeceği ayrıntılardan fazlaca bahsedilmiş. Sürekli parantez açılmış. Bunu yazarın kadın olmasına mı bağlasam bilemedim:)Hikâyenin sonunu merak ettiğim için okumaya devam ettim. Sonuç olarak şaşırtıcı sonunu beğendiğim bir kitap oldu, fakat kitap kapağında belirtildiği gibi Stephen King' e 'Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.' dedirtecek kadar var mı, ona okuyup kendiniz karar verin derim.
·
Puan vermedi
ARTIK DÜŞÜNCELER DE YARGILANABİLECEK
Bundan böyle eylemler değil, bizzat silah arkadaşları adli sürecin odak noktası olacaktı. Zihinler incelenip kayıt altına alınacaktı; eskiden olduğu gibi o anlamsız 'suçlu' ya da 'suçsuz' sonucuna varmak için değil de faydalı malzemeleri faydasızlardan ayırmak için."
Bir distopya
·
Puan vermedi
Çinli yazar Yu Hua' nın Kültür Devrimi döneminde yaşananları etkileyici bir kurguyla yansıttığı iki eseri #Yaşamak ve #KanınıSatanAdam kitaplarını yıllar önce okumuştum. Hikâyeleri içim acıyarak okurken yazarın samimi anlatımına da hayran kalmıştım.
2020 yılında dilimize kazandırılan #OnSözcükteÇin i de yakın zamanda okudum. Eser yazarın belirlediği on kelime üzerinden Çin' i anlatıyor. Halk, lider, okumak, yazmak, taklit, kandırmaca... İlk bakışta sıradan görünen bu kelimelerin ne kadar derin anlamlar içerdiğini okudukça anlıyoruz. Sadece Çin' le ilgili değil genel olarak da çok isabetli tespitler var.
Yakın tarihteki değişimlere şahsen tanık olan yazar, ülkenin değişim evrelerini, yasakları, halk üzerinde oluşturulan korku ve algıyı, değişimin insanlar üzerindeki etkisini ve ülkenin şu anki durumunu kendi hikâyesini de dahil ederek özetlemiş. Bol bol eleştiri yapmış.
Liderlerin doğru ya da yanlış fark etmeksizin politikalarını halka nasıl kabul ettirdiklerini; eğitim, ekonomi gibi konuların altı boşken bile istatistiklerde nasıl farklı gösterildiğini okurken sanki Çin' in değil de bizim yakın tarihimizi okuyor gibi hissettiğim yerler oldu.
Roman olmadığı için bazı okurlar esere temkinli yaklaşabilir, ama o kadar akıcı ve samimi bir dili var ki keyifle ve bol bol altı çizilerek okunacağını düşünüyorum.
Mükemmel bir çeviri olduğunu da ayrıca belirtmeliyim. Yaşamak kitabını da dilimize kazandıran Bahar Kılıç' a ve @jaguarkitap a yaşattıkları okuma keyfi için teşekkür ederim.
#lezzetli1kitap
Okur Takip Önerileri
"Her zafer ve hatta her geçici mağlubiyet bile iradesini kuvvetlendirmeye hizmet edecek, nefis hâkimiyetini elde etmek için bir talim vesilesi olacaktır. Hülâsa, derin tefekkür irade terbiyesinin en zengin vasıtası, en lütufkâr hizmetkârıdır."
#iradeterbiyesi #drethembakar
Cemil Meriç' in "Kaderimi tayin eden bir başka kitap
Disleksi
"İnsanlar, sanki "yavaş okur" gibi kelimeler onlara her şeyi anlatıyormuş gibi davranıyorlar. Sanki ben bir paket çorbaymışım da içindekiler kısmımı okuyup hakkımdaki her şeyi bilebileceklermiş gibi. Ama çorbaların içindekiler kısmına yazamayacakları çok şey vardı, mesela nasıl koktuğu ve tadının nasıl olduğu, hatta insanın içini nasıl ısıtacağı gibi. Ben sadece okumayı bilmeyen bir çocuktan ibaret olamazdım."
"Dünyamı anlayabilmesini gerçekten çok istedim o an. Ama bu, bir balinaya ormanda yaşamanın nasıl bir şey olduğunu anlatmaya çalışmak gibi olurdu."
#harflerindansı
Ally öğretmenleriyle problem yaşayan ve kendini sık sık müdirenin odasında bulan bir çocuktur. Özellikle okuma/yazma derslerinde verilen görevleri yapmaması ve beklenmedik zamanlarda şaşırtıcı davranışlarda bulunması başını belaya sokmaktadır.
Diskektik olduğunu bilmeyen Ally aslında harika çizimler yapan, kafasında müthiş şeyler tasarlayan, beyni farklı çalışan çok zeki bir kızdır. Ama hiçkimse onu gerçekten anlamaya çalışmamıştır. Ta ki yeni öğretmenleri Bay Daniels gelene kadar...
Farklı olduğu için kendini suçlayıp kabuğuna çekilen Ally' nin yaşadıkları onun ağzından anlatılıyor. Edebî bir dili yok, sade ve akıcı bir anlatıma sahip.
Hem öğrenme farklılıkları hem de zorbalık konusunda farkındalık oluşturan,
Goodreads Okur (2015)
Keystone (2017)
Rebecca Caudill (2017) ve
Bluesteam Kitap (2019) ödüllerine layık görülen eseri hem ebeveyn ve öğretmenlere hem de ortaokuldan itibaren çocuklarımıza tavsiye ederim
Instagram/ lezzetlikitaptariflerim
"Onu asla iyileştiremem. Çünkü hastalığı benim."
"Ama unutmak insanın yapacağı değil, başına gelecek bir şeydir ve benim başıma gelmedi."
#koleksiyoncu #johnfowles
Problemli bir ortamda büyümüş, herkes tarafından aşağılanmış olan Frederick' in tek tutkusu kelebek koleksiyonu yapmaktır. Ve bunu büyük özen göstererek yapar. Bir gün Miranda' yı görür ve ona takıntılı şekilde aşık olur. Kitabın ilerleyen kısımlarında Miranda' nın da diyeceği gibi 'deliliğinin öznesini' yani 'hastalığını' bulmuştur. Kafasında gerçekleşmeyeceğini düşündüğü ürkütücü hayaller kurduğu bir dönemde şans oyunundan yüklü miktarda para kazanan Frederick, kendini ilk defa güçlü hisseder ve harekete geçer. Ama Miranda' ya olan tutkusu kelebek koleksiyonculuğundan pek de farklı olmayacaktır...
Psikolojik gerilim türünde olan kitap iki bölümden oluşuyor. Hikâye hem Frederick' in hem de Miranda' nın gözünden anlatılıyor. Ancak onların anlatımları üzerinden av- avcı, erkek- kadın, eğitimli- cahil, zengin- fakir, güçlü- zayıf gibi unsurların da psikolojik analizi yapılıyor. Birçok sanat ve edebiyat eserine de atıfta bulunulan #lezzetli1kitap tı
Koleksiyoncu yazarın ilk eseri ve John Fowles bastırılma aşamasında oldukça zorlanmış. Başarılı yazar sonrasında birçok kıymetli esere imzasını atmış.
"İnsanları ele veren konuşma biçimleridir, ne söyledikleri değil."
Instagram: lezzetlikitaptatiflerim
·
Puan vermedi
Kitabı 2021' de okuyup instagramda yorumlamıştım. Buraya eklememişim.
Nazi baskısının başladığı bir dönemde, Viyana' da yaşayan Sigmund Freud'a Avusturya' yı terk etme şansı verilir. Yanında götürebileceği kişiler listesine ailesi ve çok sevdiği köpeği dışında birkaç hizmetçi, birkaç tanıdık ekler , ancak kız kardeşlerini
"Bence direnmeliyiz: Benim sloganım budur. Ama bugün, kim bilir kaçıncı kez, bu kelimeyi nasıl somutlaştıracağımı düşünüp durdum. ( Ernesto Sabato)"
"Kardeşim evlatlık ama ben kardeşimin evlatlık olduğunu söyleyemem ve söylemek de istemiyorum. Böyle söylersem, uzun zamandır susturmaya özen gösterdiğim bu cümleyi telaffuz edersem,
İskender Pala' nın kalemini çok severim. Birçok kitabını okudum. Son kitabı Surnâme' ye 2 Şubat' ta başlamıştım. Hepimizi kahreden afetten sonra uzun bir süre elime alamadım. Sonra tekrar başladım ve şubat ayında çektiğim fotoğrafı ile ancak şimdi paylaşabiliyorum.
Şehzadeler için tertiplenen sünnet düğünü için yapılan hazırlıkların ve kutlamaların anlatıldığı sayfalar Osmanlı dönemindeki ihtişamı gözler önüne seriyor. Ve bu sırada Sadrazamın vefatı üzerine makam sevdasına düşen devlet adamlarının hırsları uğruna ne kadar ileri gidebileceklerine şahit oluyoruz. Padişah her şey yolunda sanarken el altından aslında ne kadar çok yolsuzluk yapıldığını, halkın da padişahın da yer yer nasıl kandırıldığını görüyoruz.
Yıllar önce yine bu gözü dönmüş devlet adamları tarafından hayatları karartılan iki kardeş Nasrettin ve Nusrettin' in hikâyeye dahil olmasıyla birlikte kendimizi heyecanlı bir polisiyenin içinde buluyoruz.
Tarih ve polisiyenin çok güzel harmanlandığı, keyifli bir roman olduğunu söyleyebilirim. Saatçilik ve mekanizmalarla ilgili zekice yerleştirilmiş detaylar da romana ayrı bir lezzet katmıştı.
Diğer kitaplarından sonra çıtayı çok yükselttiğini söyleyemem ama yine de keyif alarak okuduğum bir kitap oldu.
Instagram/ @ lezzetlikitaptariflerim
#surname #iskenderpala #lezzetli1kitap
Milli Mücadele
"Vatan sevgisi, öfke, inanç, birlik beraberlik gücü, sıkışmış bir barut topu gibi gün geçtikçe büyüyor ve ülkenin tamamını sarıyordu.
Evet, 1919'da Türkiye yenikti, bitkindi ama işgalci-lerin hesaba katmadıkları şuydu: toplumun yuksek ve hızla örgütlenme niteliği...
Mustafa Kemal ve arkadaşları işte bu inancı sabırla, kararlılıkla, büyük bir yüreklilikle ateşlediler.
Bundan sonrasında tüm ülke kurtuluş için savaşacak, kurtuluş için yaşayacak, kurtuluş için nefes alacaktı..."
Çocuk edebiyatının sevilen isimlerinden Şermin Yaşar ve kıymetli tarihçimiz İlber Ortaylı' nın son kitabı. Kızımın kitaplığı için aldım, önce ben okudum.
Eser, Kurtuluş Savaşı yıllarını bizlere bir çocuğun hikâyesi üzerinden anlatıyor. O dönem yaşanan sıkıntıları, halkın mücadelesini ve Milli Mücadele ruhunu şerbetçi bir çocuğun gözünden izliyoruz. Hikâye arasında bazı bölümlerde eklenen İlber Ortaylı notları kitaba ayrı bir değer katmış.
Dili ağır olmadığı için okuma alışkanlıklarına göre 2- 7. sınıf arasındaki öğrencilerin hiç sıkılmadan okuyacaklarını düşünüyorum. (2. sınıfta bölüm bölüm okutmayı düşünüyorum.)
Transhümanizm, Yapay Zekâ
Usta bilimkurgu yazarı Asimov' un 1950' de yazdığı 'Ben Robot' kitabında robotların yapabileceklerine dair öngörüleri şaşkınlıkla okumuştuk. Şimdi ise onun bahsettiklerinden çok daha fazlasının mümkün olduğuna şahit oluyoruz.
Yapay zekânın geldiği son nokta hem olumlu hem olumsuz anlamda dehşet verici. #TanrıİnsanHayvanMakine tam da bu konuya değiniyor. Aslında kitap yazarın evine bir robot köpek gelmesiyle başlıyor. Yazarın deneyimlerini okurken yapay zekâ ile ilgili şaşırtan gelişmelere, hayatımızın her alanına nasıl dahil olduğuna şahit oluyoruz. Geçmişten bugüne teknolojik ve bilimsel gelişmelere ve bunlara bağlı olarak dinî ve felsefi görüşlere bol bol yer vermiş. Kitap boyunca çokça bahsettiği 'Transhümanizm' konusunun 14. yy' da yazılan 'İlahi Komedya' ya dayandığını belirtmiş.
Yazar önceden Ortodoks olduğunu ama sonra inanmayı bıraktığını söylüyor ve okuru da buna dahil etmek için kendince mantıklı sebepler sunuyor. Ancak kâinattaki mucizevî işçilikten, insanı aşan kavrayamadığımız detaylardan bahsettiği bölümlerde bence kendisiyle çelişiyor. Çoğu yerde 'Hah işte bu yüzden inanıyoruz!' dediysem de yazarımızı ikna edemedim. Tabii o da beni ikna edemedi:) Bu noktada bilim ve teknolojinin büyüsüne kapılan insanoğlunun inançlarını ne kadar kolay terk edebildiklerine de şahit olduğum bir eserdi.
Bilimsel ve felsefi bazı detaylar okumayı yavaşlatsa da konu ile ilgilenenlerin beğeneceğini düşünüyorum.
Ayrıca #Transendence (Evrim) filmini ve #Upload (Yükleme) dizisini izlemenizi de öneririm. İkisi de konuyla ilgili güzel detaylara değiniyordu.
Spora maraklı olan öğrenciler kendilerini her yerde belli ediyorlar. Bugün 8. sınıf öğrencilerime soru dağıtırken bir öğrencim sırf Messi resmi var diye bir kitapçığı özellikle istedi. Geçenlerde de derse karşı aşırı ilgisiz bir öğrencim soruda takımının isminin geçtiğini fark edince o soruyu çözmek istemişti:)
#çakmamessi
Her biri ilginç karakterlere ve lakaplara sahip ( Taşkafa, Takoz, Kazma, Fındık, Tablet, Terminatör, Kemik...) bir grup öğrencinin okul futbol takımındaki maceralarına, çoğunlukla da yenilgilerine şahit oluyoruz. Makus kaderlerini değiştirmek isteyen bu kafadarlar okula yeni gelen 'Mehmet Emin Sıtkı Sİpsioğlu' ile umut beslemeye başlıyorlar. Ancak Messi hayranlığı ismine bile yansımış olan Mehmet, sanki biraz Kemal Sunal' ın canlandırdığı Sakar Şakir' e benziyor... Durum böyle olunca, okul takımının ilginç- bir o kadar da komik- hikâyeleri okurları bekliyor.
Aynı zamanda Türkçe öğretmeni olan yazarımız Serdar Ergün,
futbola meraklı öğrencilerin ilgisini çekecek keyifli bir eser ortaya çıkarmış. Özellikle 3, 4, 5, 6. sınıfa giden erkek öğrencilerin çok severek okuyacağına eminim. Zira kitabı sınıfta çıkarınca 5. sınıftaki öğrencilerimin gözleri parladı, oradan biliyorum Hemen sordular ve okumak için sıraya girdiler bile.
Bu tarz kitapların okumaya mesafeli çocuklar için biçilmiş kaftan olduğunu da tekrar hatırlatmış olayım. Yazarımızın ellerine sağlık.
Kitaba başlarken Instagram hesabımda birkaç bilgi verdiğim bir gönderi paylaşmıştım. Bitirip dizisini izledikten sonra birkaç detay daha eklemek istedim:
İlk olarak, daha kapsamlı bilgi ve bakış açısı edinebilmek için kitaptan sonra 4 bölümlük #monstersinside #içimdekicanavarlar belgesel dizisinin izlenmesi gerektiğini belirtmeliyim. Konuya dahil
"Birbirimize ruhlarımızla tutunursak dış görünüşümüz nasıl olursa olsun birbirimizi kalplerimizden tanıyabiliriz. Beni anlıyor musun?"
"Umutsuzluk, yaratıcıya yeteri kadar güvenmemekten kaynaklanır."
Haftalar önce okumuştum 'Kuzey Rüzgârının Şarkısı' nı. Tadı hâlâ damağımda
Bir çiftliğin müştemilatında yaşayan yoksul Diamond' ın esen rüzgâr (Kuzey Rüzgârı) ile kurduğu dostluğu ve onların hayal ve gerçek iç içe hikâyelerini okurken ben de adeta esintiye kapıldım.
İlk sayfalarda bir çocuğun hayal dünyasını okuyacağım hissiyle başladığım kitap, bir süre sonra bambaşka bir şekle büründü, beni içine aldı ve sonunda buruk (ama daha olgunlaşmış) bir kalple geride bıraktı...Gerçekten çok beğendim.
Öyle güzel detaylara değinilmişti ki. Sevginin gücü, umut ve özellikle de bize 'kötü' görünen şeylerin aslında daha büyük bir 'iyi'ye hizmet edebileceği düşüncesi çok güzel işlenmişti.
"Hayat her şeye rağmen çok güzel. Ve sırada ne olduğunu görmek için bile yaşamaya değer. Hiçbir durum sonsuza kadar devam etmez. Geceden sonra gündüz gelir. Kıştan sonra bahar."
"Başka bir ülkede meydana gelen felaketlerin seyircisi olmak, gazeteciler diye bilinen profesyonel, uzman turistlerin bir buçuk asrı aşkın sürelik maceralarında gittikçe katlanan birikimleriyle doğrudan ilintili olan, esaslı bir modern deneyimdir. Öyle ki, artık savaşlar hepimizin oturma odalarında sükûnet içinde seyredilip dinlenen görüntü
