"İnsanların dostluğunu kazanmak için, arzularını kendi arzunuz gibi göstermekten, inandıkları şeylere inanmaktan, kusurlarını gökyüzüne çıkarmaktan, her yaptıklarını alkışlamaktan daha güzel bir çare yoktur."
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın deyimiyle "acının ve ıstırabın yegâne kitabı"...
Bir yazarın, -Peyami Safa'nın hayatından da izler taşıyan- öyküsünü anlatan bu kitap Türk edebiyatının en önemli psikolojik romanlarından biridir.
Dizindeki bir rahatsızlıktan kaynaklı hayatı berbat bir duruma gelen başkahramanın, hem hastalıkla mücadele ederken hem iç dünyasıyla savaş verirken yaşadıkları derin ruhsal tasvirlerle anlatılıyor.
Bu küçük romandaki psikolojik analizler, derunî tarifler, içsel ve dışsal gözlemler, acıyı ve sevinci bir arada işleyişteki ustalık romana güzellik katan ve romanı Türk edebiyatında zirveye yerleştiren en mühim etmenlerdendir.
Okurken inine kadar verilen ayrıntılı betimlemelerden sıkılır gibi olsam da her defasında okumaya devam etmemi sağlayan edebîlik kitabın bir diğer güzelliklerinden birisi.
Yine okumakta geç kaldığım bu eseri bitirirken zihnimde güzel izlenimler hâsıl olduğunu fark ettiğimden sizlerin de okumanızı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.