Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Piraye, Ankara'da, eşini kurtaracak bir çare peşindeydi. Bir akraba evinde yakınlarıyla buluştular. Akrabalardan biri, "Tek çare müşire çıkmak ve yalvarmak," dedi. 'Müşir' dönemin en güçlü adamı Mareşal Fevzi Çakmak'tı. "Asla" diye karşı çıktı Piraye. "Asacaklar kocanı" diye üstelediler. "Asarlarsa assınlar" dedi; "Nazım Hikmet'in karısıyım ben... Nazım'ın karısı hiç kimseye yalvarmaz."
SUSKUN Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aydım yarı gecede Yeşil bir yağmur sonra... Yağıyor yeşil.
Reklam
‘’1988 yılının Aralık ayı idi. Ben eve geldiğimde iki rus askerinin evde arama yaptığını gördüm. Duvarda ise Atatürk’ün üniformalı portresi asılı idi. Askerler onun kim olduğunu sorunca, ben de ‘’Ulu Babam(dede) cevabını verdim. Rütbesinin ne olduğunu sorduklarında ise Mareşal dedim. Sonra o Rus askeri yanındakine heyecanla : ‘’Biliyor musun biz bir mareşalin evini arıyoruz’’ dedi.’’
‘’Bu Mareşal Fevzi Çakmak ne yaptı? O da tuttu Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin bütün planlarını hazırlayarak, Yunan ordularını, Ege Denizi’ne döktü. Olur mu bu? Avrupa Birliği’ne girmek üzere olduğumuz şu günlerde bu barbarlığı, medeni dünyaya nasıl anlatırız? Eskişehir Belediyesi 3.700 sokak ve cadde ismini herhalde bu mantıkla (!) değiştirmiştir. Değil mi efendim?’’
SENDE KALMIŞ Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim,
Teşbihte hata olmaz derler. Mareşal Petain, İkinci Dünya Harbi'inde Almanlarla işbirliği ettiği için Fransız vatanseverleri tarafından idama mahkum edilerek bir zindan köşesinde ölmüştür. Fakat Mareşal Petain'in Birinci Dünya Harbi'nde Fransız ordusuna kazandırdığı şeref, bir milli şeref olarak kalmıştır. Hatta o şeref Petain'in adından ayrılmamıştır. Hiçbir Fransız politikacısı, Petain'in ne kadar kötü bir Fransız olduğuna kendi milletini inandırmak için, Fransa tarihinin bir şerefine hakaret ve iftira etmeyi düşünmemiştir.
Sayfa 357Kitabı okudu
Reklam
‘’ 10. Büyük adam, şeref hususunda çok titizdir. Verdiği sözden asla dönmez. Bu hususta, Hindenburg misali çok manalıdır. Maresal Von Hindenburg, Almanya cumhurbaşkanlığına seçileceği zaman, o aralık Hollanda’da sürgün hayatı yaşayan Kayzer Wilhelm’den müsaade almış, subay çıkarken imparatora sadık kalacağına dair yeminle cumhurbaskanı olmak arasına ahlaki bir tezat görerek onun fikrini sormuştur. Hindenburg, Kayzer Wilhelm’in, üzerinden yemin şartını kaldırması üzerine cumhurbaskanlığını kabul etmiştir. Sözüne bu kadar sadık olan adam, elbette büyük adamdır.’’
‘’ Aynı Mareşal, İnönü’yü kaybettiği Kütahya ve Eskişehir savaşlarında da korumuştu. He de Hükümet Merkezinin Ankara’dan Kayseri’ye taşınmasını göze alarak. Atatürk 10 Kasım’da hayata veda ettikten hemen sonra cenazesi bile kaldırılmadan, dargınlıklarını bildiği halde, İsmet İnönü’yü emrindeki silahlı güçle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destekleyen Mareşal, ilerde kendisine yapılacak kıyımdan haberdar değildi.’’
"Çevreye biraz dehşet salmanın büyük faydalar sağlayacağına öteden beri inanmış ve her daim buna göre hareket etmeye çalışmışımdır,Mareşal.Yaratacağımız panik ne denli geniş ve şiddetli olursa o kadar iyi.Dehşetin nefesini uzun süre ensesinde hisseden halklar,belirsizliğe son verecek herhangi bir güce kucak açmaya hazırdırlar,isterse bu önceden direnç gösterip karşı durdukları bir güç olsun".
Sayfa 258 - ithaki yayınları-724 sayfa-Kemal Baran Özbek çevirisiKitabı okudu
— Olsun, dedi, başka papazın sürüsü bu! Gelelim bizim işe: Oturayım mı, gideyim mi? Karar ver! — Zorba! dedim ve elinden yakalamamak için kendimi zor tuttum. — Anlaştık Zorba, benimle geleceksin. Girit'te bir linyit madenim var. Sen işçilerle uğraşırsın. Akşamları ikimiz birlikte kumsala uzanırız; Benim ne karım, ne çocuklarım, ne de
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Mareşal Allenby 1917 de Kudüs ü işgal ettiğinde ilk iş olarak Selahaddin Eyyubi nin kabrine gitmiş,ayağıyla kabri tekmeleyerek 'Geri geldik Selahaddin!' demiştir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.