Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Malta seferi öncesinde bu sefer Türkler kılık değiştirip bilgi sağlamak üzere adaya sızmışlardı. Malta Şövalyeleri'nin Üstadıazamı La Valetta İstanbul'daki casuslarından görünmez mürekkeple -belki de limon suyuyla- yazılmış mektuplar alırken, Kanuni de adamlarını aynı görevle adaya göndermişti. İki uzman Türk, balıkçı kılığına girip uzun oltalarını mezura olarak kullanarak kale burçları ve kale duvarlarının yüksekliğini, surların kalınlığını ve hendeklerin derinliğini ölçmüşlerdi. Adanın koyları, limanları ve surlarının güvenilir haritalarını çıkarmış ve başkente dönmüşlerdi.
Sayfa 223Kitabı okudu
260 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Malta Şahini
Malta Şahini
Dashiell Hammett
Dashiell Hammett
Malta Şahini, 1930 yılında yazılan, polisiyenin klasiklerinden biri olan bir eserdir. Hard-Boiled/Noir türünde olan bu kitap, polisiyenin Golden Age denilen döneminin en önemli ürünüdür. Hammett'ın bu romanda çizdiği Sam Spade isimli dedektif, sadece polisiye edebiyatın değil dünya edebiyatının en kült hale gelmiş karakterlerinden birisidir. Brigid O'Shaughnessy isimli bir kadın, dedektifimiz Sam Spade'e gelip ondan yardım ister. Bir adamın peşine takılıp onu izlemesini ister. Spade işi kabul eder ve ortağı Miles Archer'ı adamı izlemek için gönderir. Ancak Miles ölü bulunur. Üzerinden çok geçmeden de Miles'ın takip ettiği adam da ölü bulunur. Tüm bunların ortasında, bir zamanlar Rodos Şövalyeleri tarafından yaptırılan "Malta Şahini" isimli ufak bir heykel vardır. Spade, hem ortağının katilini bulmak, hem adını temize çıkarmak, hem de bu heykelin arkasındaki esrar perdesini aralamak için işe koyulur. Hammett'ın belki de dönemin arka planını arkasına en az aldığı eser denilebilir. Daha çok insanın kişiliğine ve kişisel çıkarlarına odaklanan, insanın karanlık yanlarını en fazla gösteren romanıdır. Belki de bu yüzden bu kadar önemlidir ve diğerlerinden ayrılır. Romandaki Brigid karakteri femme fatale tiplemesinin en nadide örneklerinden birisidir. Ve insanı harekete geçiren en önemli şeyin para hırsı olduğunu gösteren güzel bir eserdir. Malta Şahini, üç defa sinemaya uyarlanmıştır ancak en önemlisi 1941 yılında John Huston tarafından çekilen ve Sam Spade karakterini Humphrey Bogart'ın canlandırdığı, sinema tarihinin en kült filmlerinden birisi olan yapımdır.
Malta Şahini
Malta ŞahiniDashiell Hammett · Everest Yayınları · 201263 okunma
Reklam
Malta Kuşatması (1565)
Malta Şövalyeleri'nin Akdeniz'de Müslüman hacılara, tüc­car ve yolculara verdikleri zararlar sebebiyle adanın alınma­sını kararlaştırılıp, Mustafa Paşa serdar, Piyale Paşa da kapta­nıderya olarak adanın fethi için görevlendirilmişti. Semiz Ali Paşa, donanmayı uğurlayıp dönerken "Paşalarımız Malta ka­lesini helvadan sanıp yemek isterler. Tutumlarını ve kılınışla­rını kalbim tutmadı, hatırıma hoş gelmedi ve söylemedik söz kalmadı. Anladım ki nasihatim kulaklarına girmedi. Allah so­nunu hayreyleye. Olaki perişanlıklarını ben görmeyim, yetişe­ceğim Allah bilir. Hele göresiz bunlar işin sonunu nasıl bitire­ceklerdir" diye rahat bir başarı kazanacaklarını uman devlet adamlarını tenkit etmişti. Nitekim Ali Paşa'nın ölümünden sonra bu sefer başarısızlıkla neticelendi. Turgut Reis de ku­şatma sırasında şehid düşmüştü. 14. yüzyıldan itibaren ardı ardına kazanılan başarılardan dolayı ortaya çıkan "Yenilmez Türk" imajı ilk olarak bu kuşatmada başarısız olunmasıyla sarsılmaya başladı.
Gizli örgütler ve özellikleri
Bütün gizli örgütlerin ortak bir paydası vardır: Olduğundan daha fazla "esrarengiz" görünmek. Bunu temin edebilmek için de dört yol denemişlerdir. Birincisi göze görünmeyen güçlerle anlaşmalı oldukları ve bunları kullanabildikleri iddiasıdır. Buna göre yeryüzünde ve evrende göze görünmeyen ve/fakat hayatı yönlendiren güçler vardır ve örgütünün kurucuları bu güçlerin sırlarına ulaşmışlardır ve onların lütfedip aralarına aldıkları üyeler de bu güçlerle tanışıp onların sırlarına vakıf olabilirler. Bu çok çekici bir iddiadır ve kişilerin bu tip gizli örgütlere katılmalarına yol açar. Örneğin masonlar kendilerinden olmayanların bilemeyecekleri çok gizli çok müthiş (!) sırlara vakıf olduklarını öne sürüp sürekli gündemde kalarak ilgi odağı olmayı başarmışlardır. İkincisi ortada hiçbir sır bulunmadığı halde varmış gibi davranmaktır. Perdenin arkasında göze görünmeyen güçler bulunduğu bunların bir "Kabal" oluşturdukları ve gizledikleri sırları seçtikleri kişilere verebilecekleri şeklinde propaganda yapmak. Bunlara inananlar ortada gerçekte hiçbir sır bulunmadığı halde "Auto-suggesdon" (kendine telkin) yöntemiyle müthiş ve muazzam bir sırrın bulunduğunu düşünürler. Bu tip sahte esrarengiz örgütlerde gerçekte gizlenen hiçbir "sırrın" olmaması en büyük sırdır. Birçok Katolik gizli örgüt bu ilkeye göre kurulmuş ve yönetilmiştir. Örneğin Malta Şövalyeleri, Filozoflar, Tapınak Şövalyeleri...
Sayfa 93 - Destek yayınları 12. BaskıKitabı okudu
Malta şövalyeleri türklüğe ve islamiyete kökten karşı bi örgüttür. İlginçtir ki bu sofu katolik örgütü, ölümünden bir yıl önce Turgut Özal'a özel statü sağlayarak onursal üyelik beratı vermiştir.
Sayfa 20 - Yeni Avrasya YayınlarıKitabı okudu
Fatih'in oğlu Cem Sultan, sığındığı Malta Şövalyeleri tarafından Fransa'ya götürüldüğünde, bir Müslümanın ayak basmasının Hristiyan topraklarını kirletip kirletmeyeceği sorgu konusu olabilmiştir. Ama askeri gereksinmeler belirince, Fransa Kralı Osmanlı donanmasının limanlarında kışlamasına, oradan Hristiyanları vurmasına karşı çıkmamış, Türklükle suçlanmasına aldırmadan Alman İmparatoruna karşı ittifaktan bile kaçınmamıştır. Romen (Erdel, Buğdan), Polonya, Macar ve daha önce Bulgar, Sırp hatta Bizans kral ve prensleri taçlarına kavuşmak için Osmanlı desteğini aradıkları gibi, Hristiyanlara karşı Yeniçerilerle yan yana savaşmayı da yadırgamamışlardır. Protestanlık hareketinin bir yandan İslama karşıymış gibi davranırken diğer yandan Papa'ya karşı olduğu sürece onu hoş karşılaması, ikili oyunda doruğa ulaşan Venedik'in sarf ettiği çabalar, bu tek kütleli yapı anlayışını çürüten unsurlar olmuştur. İslam tarafında da, Osmanlı'yı arkadan vurmak Avrupa devletleriyle pazarlığa giren İran'ı, Barbaros'a karşı Almanları destekleyen Tunus Beyi'ni ve daha bir çok örneği ileri sürebiliriz.
Sayfa 19 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Malta Şövalyeleri ve Fransa da Venediklilerin yanında savaşa katılmıştır.
115 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.