Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Halid-i Bağdadi yazdığı bir mektupta, şeyhliğin su üstünde yürümek, havada uçmak gibi harikulade haller göstermekle değil, İslam'a hizmet, sünnet'e ittiba ve insanları bunlara teşvik etmekle kaim olduğunu vurgulamıştır.
Reklam
Hiç kimseyi hakir görme. Nefsinin başkasından üstün olduğunu düşünme. Kalbi ve bedeni ibadetler için tüm gücünü sarf et.
Ölmeden önce yapılacaklar:
Halid-i Bağdadi vefat etmeden önce kendisinde emanet bulunan kitapları sahiplerine tedvi etmiştir.
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
Halid-i Bağdadi, hac yolculuğuna devam etmiş ve Medine'ye ulaşmıştır. Medine'de karşılaştığı Yemenli bir zat, şeriata zahiren muhalif gördüğü şeyleri alelacele kınamaması hususunda kendisini uyarmıştır. Mekke'ye ulaştığında Kâbe'ye giden Hâlid-i Bağdâdî , yüzü kendisine, sırtı Kâbe'ye dönük vaziyette oturan birini görünce, Medine' de kendisine yapılan tavsiyeyi unutarak , Kâbe'ye saygısızlık olaraktan düşündüğü bu tavrı sebebiyle adamı içinden kınamıştır. Bunun üzerine söz konusu zat kendisine " Allah indinde mümin bir kulun değerinin Kâbe'nin değerinden daha yüksek olduğunu bilmiyor musun? Hem Medine'de ki zatın söylediklerini ne çabuk unuttun?" demesi üzerine hayret ve pişmanlık duyguları içinde ondan af dilemiş ve kendisini mürid olarak kabul etmesini rica etmiştir.
Reklam
Terzi Baba O’nun Verdiği Feyiz Bir gün Erzincan'a seyyah fakirlerden birisi geldi. Üzerindeki palto çok eski olduğu gibi, ele alınmayacak kadar kirli idi. Bu zat, paltosunu diktirmek için şehirdeki terzileri tek tek gezdi. Fakat müracaat ettiği bütün terziler, onun elbisesini dikmek değil, el sürmekten bile çekindiler. Terziler, o fakir zata
Rabıta Hindistan Kökenlidir. Rabıtayı Hindistan'dan getirip Ortadoğu'da bunu yayan, 1778-1826 yıllarında yaşamış Mevlana Halid-i Bağdâdi'dir. Rabıta İslam âlemine bundan 180-200 sene önce sokulmuş olan bir bidattir. Rabıta; Hint Budistlerinden alınan yoga ve meditasyonun İslami renklere boyanıp Müslümanlara yutturulmasından ibarettir. Halid-i Bağdadi Rabıtanın yalnızca kendisine yapılabileceğini ilan etmiş; rabıtayı kendi suretine yaptıran halifelerini azletmiştir. Ortadoğu'da o zamana kadar âdet olmayan kendisine "Mevlana" denmesini emretmiştir. Ona o devrin âlimleri "Kezzab Halid'e Reddiye, Allah'ın Dini Her bir İğrenç Bidatçi Yalancıya Galib Gelecektir…" gibi oldukça ağır ifadeler içeren reddiyeler yazmışlardır. Hocası Dehlevî'nin halifelerinden Abdulvehhab es-Susî onu kâfirlik ve zındıklıkla, sihirbazlık ve cincilik ile; bazıları onu yogi/yoga üstadı olmakla itham etmiş. "Hindistan'a gitti, sihirbaz yogacılardan ders aldı ve İngiliz Hristiyanlarından bir din öğrendi…" şeklinde suçlamışlardır. Eskiden beri bazı İslam âlimleri, "Nakşibendílik, İslam örtüsü altında Budizm'den tebdil edilmiş/devşirilmiş bir bâtıní tarikattır" kanaatine sahip olmuşlardır. Kısaca; rabıtanın yapılışı ile yoganın yapılışı arasında onlarca benzerlikler vardır. Oturuş şekilleri, kontrollü nefes alıp-verme- ler, belli şeylere yoğunlaşıp konsantre olmak Budist rahip Patanjali'nin kurallarını belirlediği yoganın bir benzeridir. Üstelik bu çakma ibadet yaklaşık 200 sene önce bilinmiyordu.
Sayfa 202 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Kişinin faydasız şeyleri terk etmesi islam’ın güzelliğindendir.”
"Zira Allah dostlarının kalbinden düşmek, helak olmanın baş sebebidir. Çünkü ehlüllah nazarından düşmek, hak nazarından düşmenin sebebidir."
“Beni, yerim ve göğüm almaz, ancak mümin kulumun kalbi alır.”
"Güahkarların haline bakıp, salahatiniz için gurura kapılmayınız." ...Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî
Sayfa 184Kitabı okudu
133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.