Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''...Susmuş dağ, Susmuş deniz. Dünya mışıl-mışıl, Uykular derin...''
günlerden pazar,ayın 20 si,yıl 2018...deniz kenarında oturuyorum,deniz uykuda bu arada mışıl mışıl uyuyor..bekçi rüzgarda yeni yeni çıkıyor devriyesine,günaydın diyor erken kalkıp, sayın güneşi bekleyenlere...bulutlar mutlu romantik bir geceden sonra görünürlerde yoklar,galiba biraz şarabın etkisinde kalmışlar...derken güneş çıkıyor sıradağların arkasından gülümseyerek ,insanın içini ısıtarak..,deniiz de uyanıyor uykusunda,hafiften kıprıdanmaya başlıyor...rüzgar devriyesini atıp yine evine çekiliyor,pembe panjurların arkasına...bende eşsiz ikili simit ve çayın yanına peynirei de davet ettim,oturuyoruz beraber...derken akrep 8 de yelkovan 2 de takılıp kaldı..o geçiyordu,her zamanki güzelliğiyle,o berrak yüzü denizi kıskandırıyor,deniz hırçınlaşıyor,güneş kıskanıyor gülüşünü''ben bile bu kadar ısıtamıyorum kalpleri.''diyor ve çekiliyor bulutların arkasına..bulutlar bile kararıyor ben biz bu kadar günahsız,bembeyaz olamadık diye....ağlıyorlar :( gidiyorum yanına O'nun..günaydın diyorum tebessümle birlikte..beklettim mi diye de soruyor,hafif bi üzgünlük..''beklerim tabiki ömür boyu'' diyorum ve sarılıyor sımsıkı...kulağımda bir fısıltı,güneşin gülümsemesine,denizin durulmasına,bulutların dağılmasına,çiçeklerin açılmasına,martıların herkesi günaydın a boğmasına tekrardan neden olan o cümle.... T.Ç.
Reklam
ÜNLÜ MÜ ÜNLÜ 16 Yazarın “HADİ CANIM!” DİYECEĞİNİZ ÖZELLİKLERİ Ben yazılanların yalancısıyım:)) 1)Doğa tasvirli şiirlerin şairi olarak bilinen Schiller’in tüm bu eserlerini ,üzerinde sinekler uçuşan çürük bir elmayı koklayarak yazması gerçekten ilginç. Ama daha da ilginci var. Ünlü şair yazmak için elmanın kâfi gelmediği zamanlarda banyoya
324 syf.
8/10 puan verdi
Binbir gece masallarına benziyor,çok keyifle okuduğum kitaplardan,gece uyku problemi çekenler için birebir,kitabı okurken o masal aleminin içine dalıp mışıl mışıl uyuyorsunuz,
Tutiname
TutinameAnonim · Can Yayınları · 2017497 okunma
SUSKUN Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aydım yarı gecede Yeşil bir yağmur sonra... Yağıyor yeşil.
"Bu akşam burada bir el değişimlik kağıda, incir yüklü koca koca vapurlar, pamuk, deri, tütün balyalarıyla dolu vagonlar satılacak. Sen kendi derdine yan oğlum, Onların dağları var, köyleri, madenleri, fabrikaları var onların...Ve devlet umurlarında bile değildir! Parayla ifsat ederler memurları, rezaletlerine göz yumulsun diye...Paşa beşlik banknotlarını okşar, zaptiye mecidiyelerini, Türkiye'nin kısmetine de mışıl mışıl uyumak düşer ay oğlum...İyi rüyalar, zavallı memleket!"
Reklam
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
... Öyle ya, Küçük Prens'in gezegeninde, her gezende olduğu gibi, faydalı otlar da, zararlı otlar da vardı. Elbette ki faydalı otun tohumu faydalı, zararlı otun tohumu zararlı olur. Ama tohumlar görülmez, toprağın altında uyurlar mışıl mışıl, ta ki günü birinde birinin aklına eser, uyanır. O zaman da gerinir, güneşe doğru incecik, sevimli ve zararsız bir filiz sürer ürkekçe. Bir turp ya da bir gül filiziyse bu, varsın istediği kadar büyüsün. Ama zararlı bir bitkiyse, onu görür görmez koparmak gerekir. Küçük Prens'in gezegeninde korkunç tohumlar da varmış.. Baobabsa öyle bir bitki ki erken davranmazsan, bir daha baş edemezsin onunla. Gezegenini baştan başa sarar, köyleriyle delik deşik eder. Hele gezegen küçük, baobablar da çok olursa, çatlatır gezegeni. Küçük Prens daha sonra: "Bu, bir kendini disipline etme işidir. İnsan her sabah elini yüzünü yıkadıktan sonra, gezegenine çekidüzen vermelidir. Baobablar filizlenirken gül fidanlarına çok benzerler. Onun için, birini öbüründen ayırt etmez, hiç vakit kaybetmeden baobabları söküp atmayı iş edinmeli. Oldukça sıkıcı bir iş bu, ama çok kolay." ...
Çocuktum. Görmemem gereken şeyler gördüm. Yaşıtlarım geceleri mışıl mışıl uyurken ben ölümden korktum.
De ki, bütün insanlar ve cinler bir araya gelse ve birbiriyle yardımlaşsa, Kur'an'ın bir parçasına misil getiremezler. İSRA/88
Sayfa 541 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bekleme salonunda bankların üzerine uzanmış on kadar insan vardı. Hayat onları yoldan yola, istasyondan istasyona atmış ve sanki çile dolduruyorlardı. Galiba alışkındılar bu hayata. Orada kendi evlerindeymiş gibi rahat hareket ediyorlardı. Birkaçı mışıl mışıl uyuyor, ötekiler sigara içip sohbet ediyorlardı. Bir köşede iki kişi madenî bardaklarla çok sıcak bir şey içiyorlardı. Üfleye üfleye içmelerinden belliydi içtikleri suyun çok sıcak olduğu. Bir adam da gitarının tellerine hafif hafif dokunuyor, kısık bir sesle şarkı mırıldanıyordu. Şişesi kırık ve kirli bir gaz lambası tüte tüte yanıyor ve cılız bir ışık veriyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.