Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Murat
Murat
@mrtbl
133 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İsme Aldanmamak Lazım
Kitaba başlamadan önce yazarın da belirttiği üzere kendisi bir tarihçi değil dilci. Yine de bu kıymetli alana girerek merakları gidermek istemiş. Ben kitabın adına bakınca atalarımızdaki sosyal hayatın, gelenek ve göreneklerin, törenlerin vs. anlatıldığı bir kitap bekledim. Ancak yazarımız dil alanında uzman olunca eli daha çok sözcüklere kaymış. :)
Kitapta atalarımızın yaşayışından ziyade örneğin aile ile ilgili kavramlar, bu kelimelerin nereden geldiği ve hangi kaynaklarda geçtiği şeklinde bir kurgu var.
İsmin vadettiğini değil de bunu bilerek almanız daha iyi olur.
Mükemmel
Öncelikle kitabı aldıktan sonra isminden haberdar olduğum Tacettin Şimşek hocamıza teşekkür ediyorum. Maalesef kitabın diğer yazarı Osman Gündüz'ün de korona nedeniyle daha yeni vefat ettiğini gördüm, kendisine rahmet yakınlarına baş sağlığı ve sabır dilerim.
Kitabı tüm Türkçe ve edebiyat öğrenci ve de öğretmenlerine tavsiye ettiğimi en baştan söyleyeyim. Kitabı okurken "Keşke benim üniversitede ders kitabım bu olsaydı." dedim. Okuma kavramını o kadar güzel bir biçimde başlıklara ayırmış ve uygulama ağırlıklı anlatmışlar ki helal olsun, dedim.
Normalde bu tarz kitaplarda sıkıcı tanımlar, kuru anlatımlar, gerçek hayatta bir sınıfa girdiğinizde uygulayamayacağınız öneriler yer alır. Bu kitabı alırken böyle bir ön yargım vardı ancak gerçekten güzel bir iş çıkarılmış.
Tüm meslektaşlarıma, öğrenci arkadaşlarıma ve kendini geliştirmek isteyenlere gözüm kapalı tavsiye ederim.
Etimoloji meraklılarının artık haberdar olduğunu düşündüğüm Alp PAKSOY, "Kök" kitabının ardından şimdi de "Hatırla" ile sahnede.
Paksoy, bu kitapta Türk dilinin etimolojisiyle yetinmeyip dille ilgili genel bilgilere yer vermiş, kültür ve tarih çemberleri içerisinde diğer dillerden kelimeleri de didiklemiş. Sanırım amacı adım adım giderek sıkıcılıktan uzak bir biçimde insanları dil konusunda eğitmek. :)
Okumayanlar için "Kök" kitabıyla beraber yeni çıkan "Hatırla"yı da tavsiye ederim.
"Atları bağlayın, geceyi burada geçiriyoruz."
Okur Takip Önerileri
Engin Geçtan'ın psikoloji birikimini dantel gibi işlediği bir kitabın sonuna geldim. Sıcağı sıcağına fikirlerimi yazayım.
Öncelikle eğitim fakültelerinden mezun olanlar veya psikolojiyle ilişkili bölümler okuyanlar kitapta anlatılan şeylere biraz aşinalar diyebilirim. Kohlberg, Freud, Erikson, Adler, Jung gibi isimlerin teorik bilgilerini Engin Geçtan yaşamdan örneklerle destekleyip somut hale getiriyor.
Kitap, insanın farkındalığını artırıyor, kendini ve kendi türünü, toplumu daha iyi tanımasını sağlıyor. Ancak bunu "Kendini düşün.", "Kelebeğin farkına var.", "Çiçeği kokla." gibi kişisel gelişimicilikle değil bilimsel ve sağlam bir temelle yapıyor.
Okurken muhakkak kendinize veya "bir arkadaşınız"a yönelik çıkarımlar yapacaksınız.
VE ŞİMDİ VEDALAŞTIK ENGİN GEÇTAN
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Aslında biraz tuhaf bir buruklukla okudum. Çünkü bir youtube kanalında tavsiye edildiği için almıştım ve kitaplığımda öylece duruyor, bir türlü okunmuyordu. O kadar ki kitap okunmayı beklerken yazarı 2018 yılında kaybettik. Sanki kendisine ayıp etmişim gibi elim varmadı bir türlü. Vardığında da yarım kaldı.
Sonunda tamamladım. Kitapta "Yaşam, içimizdeki siyahla beyazın hiç durmayan dansı." dediği gibi kitap da siyahla beyazın romanı. Sınıfsız, idealize edilmiş bir dünya ile bizim dünyamızın karşılaştırması. Sınıfsız dünyadan bizim dünyamıza özenip kaçanlar ve ardından gelişenler...
Kitapta hayata dair çok güzel tespitler de mevcut. Bende yazarı biraz daha tanıma hevesi uyandırdı.
VEGAN OLAN OLMAYAN HERKES OKUMALI
Carol J. Adams tarafından sağlam bir araştırma ve çalışma sonucu ortaya koyulan bu esere vegan olmayan bir okur olarak notum ve saygım tam.
Kitap, veganlık ve feminizm dürbünüyle dil, kadın ve topluma bakıyor. Her ne kadar veganları, feministleri ilgilendiren bir kitapmış gibi bakılsa da asla öyle değil. Özellikle mesleği dil olan biri olarak daha önce hiç dikkatimi çekmeyen şeyleri düşünmemi sağladı.
Hayvanlara yaptığımız zulüm, mazlum olarak kadın ve hayvanın ortak noktaları; televizyon, dil, toplumun buna hizmet edişi bu kadar açık seçikken hiç görmüyormuşuz.
Bana önce okurken zorlayacak, kuramsal bir kitap gibi gelse de okuma serüvenim esnasında bir hayli zevk aldım. Bu kadar kuramsal temeli ve iddiası olan düşünceyi dolu dolu aktarmak, bunu yaparken de okuru hiç sıkmamak ve hatta bir polisiye gibi heyecanı diri tutmak -son 50 60 sayfa hariç- hiç kolay değil.
Bu kitabı okumak için vegan olmanıza, feminist olmanıza ve hatta olmaya niyetlenmenize gerek yok. İyi bir okur olmak, iyi şeyler okumak istemek yeterlidir.
Kitabı okuduğunuzda sadece veganlıkla ilgili değil hayata dair yeni bir bakış kazanmış olacaksınız.
Koronadan Önce Uzaktan Eğitim
Günümüzde malumunuz pandemi nedeniyle hepimiz uzaktan eğitim ile tanıştık. Şu sıralar uzaktan eğitim bizim için öyle çok uç bir icat değil. Ancak Khan bu işe başladığında böyle değildi.
Khan Akademi kurulduğunda uzaktan eğitim biraz uzakta kalan bir sis perdesiydi. Eğlence odaklı internet alemine Khan, ders videolarıyla girdi. Yaptığı şey tuttu ve dünyaya yayıldı. Günümüzde YouTube üzerinde bunun pek çok türevi var. Ancak Khan bir devrim yarattı.
Kitapta Akademi'nin nasıl kurulduğundan ve geliştiğinden bahsediyor. Aynı zamanda yazarın eğitim üzerine düşünceleri, eleştirileri mevcut. Bir öğretmen olarak öyle "ufuk açıcı" falan diyemem. Herkesin halihazırda bildiği problemler... Ancak öğrenmeye doymayan bir öğretmen olarak kendinize farklı bir bakış açısı katmak, pay çıkarmak adına mutlaka okumanızı tavsiye edebilirim.
Eğitim üzerine kafa yoran herkesin yolu bu kitaptan geçmeli.
Dikkatsizlerin Dikkatine!
Cal Newport bu kitabında dijital çağın odaklanmamıza etkisini irdeliyor.
✔Tarihin tüm büyük karakterlerinde olan hatta günümüzün önemli insanlarının sahip olduğu pür dikkat odaklanma gücünü neden kaybediyoruz?
✔Neden telefonumuza veya ekqrana bakmadan duramıyoruz?
✔Çalışmalarımızı bölüp duran bildirimlerin bize maliyeti nedir?
✔İçinde bulunduğumuz çağın süper gücü odaklanabilme kabiliyeti midir?
Dikkatinizi toplamakta zorlanıyorsanız, nasıl odaklayabileceğinizi anlatan bu kitabı dikkatle okuyunuz.
Doktoralı Tamirciden Meraklasına Kitap
Yazar Crawford kitapta günümüzde eşyalarımızla ilişkilerimiz iden yola çıkarak yaşantımızı, mesleklerimizi irdeliyor.
Aslında insanın benliğinde tüketme arzusu kadar üretme arzusunun da varlığını hatırlattı bu kitap. Artık eşyalarımızı tamir etmiyor, onların nasıl çalıştıklarıyla, bakımlarıyla ilgilenmiyor, yalnızca kullanıyoruz. Bir şeylere dokunmuyor, ortaya bir ürün çıkartmıyoruz. İş yerlerimizde Belki de "kastımır", "asistın", "riğsörç", "menecmınt"lar havada uçuşuyor ama beyaz yakalı neslimiz ne iş yaptığını kendine bile anlatmakta zorlanıyor.
Hobilerin moda olmaya başlaması, kiminin bitkilerle kiminin ahşap oyması, boyama vs gibi işlerle ilgilenmesi belki de bir şeylere dokunma, üretme ihtiyacımızdan kaynaklanıyordur.
Bir tamirci ürünü çalışır hale getirdiğinde, bir usta evin duvarlarını ördüğünde karşısına geçip baktığını düşünün. Günümüzde beden ile yapılan işlerden alınan bu hazzı kendi ofislerimizden alabiliyor muyuz?
Tartışılır. Tartışınız.
Orhan Pamuk Okumak
Orhan Pamuk'a karşı soğukluğumu ortadan kaldıran bir kitap oldu.
Pamuk'a karşı mesafeli olmamın sebebi ne siyasi ne de onun yazarlığıyla ilgili. Küçük yaşta elime Orhan Pamuk kitabı geçirip okuyamayınca zihnimde "Zor okunur, anlaşılmaz." kalıbının içine yuva yapmış. Yıllar sonra okumaya niyetlenip araştırdım. Bu kitabın çok sevildiğini ve Pamuk'un genel çizgisine nazaran kolay okunan kitaplarından olduğunu gördüm.
Kitap daha en başından beri beni içine çekti. Mevlüt'ün (Evet, Orhan Pamuk ısrarla yabancı okurları için Mevlut yazsa da...) hikayesi içinde hepimiz kendimizden bir parça, etrafımızdan bir tanıdık bulabiliyoruz.
Mevlüt'ün hikayesi boyunca hem onun hem de onun etrafını saran İstanbul'un değişimine tanık oluyoruz. "Taşı toprağı altındır." devrinde İstanbul'a gelen Anadolu insanının yaşamına tanık oluyoruz. Bu sürükleyici hikayenin orta yerinde bir de Mevlüt-Rahiya aşkı bizi kucaklıyor.
Uzun zamandır böylesine keyifle kitap okumamıştım. Pamuk'un bu kitabı yazarken çok çalıştığı belli. Hem sosyolojik hem ruhsal pencereleri açmak için iyi bir hazırlık geçirmiş.
Orhan Pamuk'a olumsuz olarak yapacağım eleştiri ise kahramanımızın adını "Mevlut" olarak değiştirmesi ve de "bazan", "Ahmet Amca", "meyva" gibi basit yazım yanlışları yapmasıdır. (Editöre de aynı zamanda.) Bunlar ufak detaylar gibi görünse de dil takıntılı benim gibiler için akıcılığı baltalıyor.
Yine de toparlarsak tavsiye ettiğim, keyifle okunacağını düşündüğüm ve Orhan Pamuk'la tanışmaya uygun gördüğüm bir kitaptır diyebilirim.
Arslan Ahmet!
Ahmet Arslan bence Türk felsefe dünyasının en tanınması gereken ismidir. Felsefeyi sıradan insanın anlayabileceği bir dilde anlattığı için meslektaşları tarafından eleştirilir. Kitapları çok sevilip satılınca yine arkadaşları "Felsefeden para kazanan tek insansın vallahi." diye ona takılmadan edemezler.
Bu kitap Ahmet Arslan ile yapılan bir mülakat şeklindedir. Kendisini tanımak ve ufaktan bilgisinden ve de tecrübesinden nasiplenmek isteyen varsa buyursun okusun. Ayrıca kendisinin Celal Şengör ile katıldığı Teke Tek programını izlerseniz ne kadar tatlı, samimi, bir o kadar sivri bir insan olduğunu görebilirsiniz. :)
Ve son olarak eğer bir gün Eylül adını verdiğimiz doğmamış kızımız doğmuş olursa babası olarak ona Ahmet Arslan olgunluğuyla öğüt verebilmek isterim:
Kızım hiçbir şeyden korkma. Yapacağın, yapabileceğin hiçbir şey, seni benim gözümde geriye dönülmesi zor bir duruma düşürmez. Ben tek bir şeyden korkarım çünkü ona yakalananın geri dönmesinin çok zor olacağını duyuyorum: uyuşturucu. Başka insanların yüzde doksanının çok değer verdikleri şeyler benim için değerli olmadığı gibi yine normal babaların en büyük facia gibi gördükleri şeyler de biliyorsun benim için önemli değildir. Onun için hiçbir şeyden korkma, hiçbir şey için endişelenme. Güzel güzel yaşa. Ne olursa olsun, annen de ben de her zaman buradayız, her zaman yanındayız.
twitter.com/neokumaliyim/st...
Muhteşem Bir Çalışma
Sayın Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu ve arkadaşları, muhteşem bir çalışmaya imza atmışlar. Benim aklımda böyle bir araştırma yapmak vardı, yapılmışını görünce çok sevindim.
Kitapta PISA'da başarılı olan, son dönemde eğitimde yükselişiyle dikkat çeken ülkeler inceleniyor. Bu ülkeler demografik yapılarından eğitim camiasının şemasına kadar ele alınıyor. Ardından ülkedeki eğitim sistemi tüm kademeler bazında inceleniyor. Ardından da ülkemiz için öneriler çıkartılarak bir sonuç bölümü oluşturuluyor.
Emek verildiği belli olan bu güzel çalışmayı tüm öğretmen ve idarecilerin okumasını diliyorum.
Harfler ve Notalar, Hasan Ali Toptaş ile tanışmak isteyen okurların okuması gereken ilk kitaptır bence. Çünkü bu kitapta Hasan Ali'nin düşünce dünyasını, yaşamını, dilini, özetle onu tanımanıza yarayacak her şeyi bulabilirsiniz.
Eğer Toptaş'ı okumaya başlamak istiyorsanız Harfler ve Notalar'ı hemen alıp bu şiirsel dilin tadına varabilirsiniz.
John Galt Kim?
Eh madem emek verdik, 1200 sayfa devirdik, birkaç kelam etme zamanıdır.
Kitaba başlamayı düşünen ama kalınlığından korkanlar için dilinin ağır olmadığını, okumanın kolay olduğunu söyleyerek yüreğinize su serpiyor ve incelemeye başlıyorum.
YAZAR HAKKINDA
Ayn Rand, Rus Komünist rejimi içerisinde yaşamış ve bundan pek hoşlanmamış bir yazar.
Felsefe meraklıları hele bir gelsin. Bu kitap ara ara alınıp okunacak ve her bir ikilem üzerine arkadaşlarla tartışılacak bir kitaptır. Kitaptaki kullanma kılavuzunda uyardığı ve benim de dinlemediğim gibi alıp tek seferde bitirmeye çalışmayın.
