Çağın en karmaşık yerinde durduk
biri bizi yazsın, kendimiz değilse
kim yazacak
sustukça köreldi
kaba günü yonttuğumuz ince bıçak
nerde onlar, her kımıldayışta
çakan tansık, ışıldatan büyü
bir gün daha görülmedi
bir gün daha geçti otları soldurarak
öğrendik de körmüş, sanki yokmuş
ne yol ne bir geçip giden
ne kaydını tutan geçip gidenin
dediler ki
onları kilitle, anahtarı eski yerine bırak
oysa
utanılacak bir şeymiş, öyle diyor Camus
tek başına mutlu olmak
sesler ve öteki sesler, nerde dünyanın sesleril
eke dokuya işledi
susarak susarak
"Ne zaman içtenlikle mutlu olmak istersen, birlikte yaşadığın, tanıdığın insanların özelliklerini düşün; diğerinin alçakgönüllülüğünü, bir başkasının cömertliğini, bir diğerininse başka bir özelliğini düşün."
Çocukluğun neşeli umursamazlığı ve yetişkinliğin acısı ile hayal kırıklığı arasında asılı kalmıştım. Eskisi gibi umursamaz ve mutlu olmak istiyordum; ama çocukluğun sona erdiğini biliyordum.
'Kötü bir olay yaşadığımızda ya da kendimizi kötü hissettiğimizde, kafamızda geleceğe dair olumsuzluklar belirir. Böylesi anlar yaşadığın vakit; hemen kendine bu kötü senaryoların sadece zihninin bir oyunu olduğunu hatırlayıp, sende ona bir oyun oyna. Hayali bir yolculuk yap, seni en mutlu eden bir anıya gidebilirsin ya da o anda olmak istediğin herhangi bir yere.. Yeter ki bu gittiğin yerden umutlanana kadar dönme... "
GölgelerAyşe Kudat · Parola Yayınları · 20226 okunma
"İnsan huzursuz olunca, mutsuz olunca her şey boş geliyor. Eksik kalıyor, boşluk kalıyor insanın içinde. Öylece ilerliyorsun. Mutsuz yaşamak yaşamak mıdır? İnsan bir şekilde kendini tanıyıp mutlu olmayı bulmalı. Sen bulmak için ayrıldın okuldan. Doğru olan buydu. Yoksa hayat, Tolstoy'un, "Savaş ve Barış" romanında geçen cümlesi
yine gece, yine bir boşluk sarıyor ruhumu...
ağlamak geliyor içimden hıçkıra hıçkıra ağlamak...
nedenini bilmediğim bir yalnızlık sarıyor her yanımı...
onca yalnızlık arasında, yalnız değilim diyemiyorum..
bataklığa düşmüş gibi!
yalnızlardan biri olduğumu anlıyorum.
ne kadar iç çeksem boş...
içimdeki kasveti, içimdeki karabulutları
hiç düşündünüz mü?
hangisi daha çok acıtıyor...
bir şeyi söyleyip,
keşke söylemeseydim demek mi?
yoksa bir şey söylemeyip...
keşke söyleyebilseydim demek mi?
peki söyle seni...