Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğan

Doğan
@nagoddogan
Yaygın halk etimolojisine göre ''Anadolu'' adı ''ana'' ve ''dolu'' sözcüklerinden oluşmuştur. Lakin işin aslı Yunanlılara dayanır. Küçük Asya ya ''Anadolu'' diyen Yunanlardır ve bu ''Anadolu'' sözünün manası ''Güneşin doğduğu yer'' dir. Bunun yanı sıra, ''Asya'' ve ''Avrupa'' adları da güneşle bağlantılı olarak konulmuştur. ''Asya'' adı ''güneşin yükseldiği yer.'' ''Avrupa'' adı ise ''güneşin alçaldığı yer'' manalarındadır.
Sayfa 40
Reklam
''Höşmerim''in kökeni, eşine adı geçen bu tatlıyı yapan bir hanımın tatlı bittikten sonra eşine yönelttiği '' Hoş mu erim?'' ifadesinden gelmiştir. Tabi ki böyle bir şey yok. :) Sözcüğün kökeni Farscaya dayanmaktadır. Güzel anlamına gelen ''hoş'' ve kaymak anlamına gelen ''maram'' kelimesinin birleşmesiyle oluşmuştur.
Sayfa 28
''Kahveden önce kahverengine ne deniyordu?'' sorusuna cevap verelim: Boz. ''Boz'' sözcüğü, baktığımızda ''toprak rengi, kül rengi, sürülmemiş toprak'' gibi anlamlara gelmektedir. Kahve yokken, kahverengi atlara, kurtlara ve bilumum kahverengi nesnelere yaygın olarak ''Boz'' denmekteydi.
Sayfa 21

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Artık otuz üç yaşına geldin, Charles. Daha dikkatli olmalısın. İsa bile otuz üç yaşında öldü," demişti. "Ben İsa'dan da zekiyim. Yaşlı bir adam olarak öleceğim."
Sayfa 308
Sonunu önceden gördüğüm bu trajik kaderi yaşamak ne kadar da şaşırtıcı.
Sayfa 80
Reklam
Ne mal dârem ki dîvân behored, Ne din dârem ki şeytan bebered. Ne malım var kadıya yedirecek, Ne dinim var şeytana verecek.
Sayfa 37
Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeye tanıtmak isteğidir.
Sayfa 15
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
Sayfa 15
"Nadir Bey, ben arkadaşım Özgür'ü arıyorum. Nerede olduğunu biliyor musunuz?" dedim aceleyle. "Özgürlük zulmün bahanesi olamaz" dedi. Evet, evet bencede öyle.
Sayfa 52
"Af edersin evladım, sen muhendis misin?" "Hayır, değilim" dedim. Endişeli bir ifade takındı: "İnşallah sürtünme dürtüsünü silindir nefretine kurban etmezsin." Etmezdim herhalde. Ya da ederdim, bilemiyorum.
Sayfa 14
Reklam
İnsan uykuya daldığı anda zaman ortadan kayboluyor. Bu yüzden zaman geçerken acı duyan insanlar için en iyi çare uyumaktir. Ölümde muhtemelen aynı kapıya çıkıyor olsa gerek. Fakat ölmek öyle göründüğü kadar kolay değildir. Sıradan insanlar ölümün yerine uykuyu koyarak bundan faydalanır.
Sayfa 39
İskender Zülkarneyn soyundan geldiğini âyan beyan söylemiş, ispatında isabet buyuramayıp sözleri rağbet görmeyince, çakşırından maslahatını çıkarıp kaldırmış, yürekleri hoplayan ahaliye dönüp, ''Bu gördüğünüz kule İskender zürriyetinin âlamet-i farikasıdır, inanmayan beri gelsin.'' diye bağırmıştı.
Sayfa 74
Tarihler, Yâfes Çelebi Hazretlerinin o efsanevi iktidar taşını elleriyle tuttuğunu yazarlar. Başsız gövdesi Kasımpaşa mezarlığında gömülürdür. Toprağının sıtmaya iyi geldiği söylenir.
Sayfa 69
İnsanları en mutlu eden şey, ihtiyaçları ile varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır. Bütün sorun bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir ama bu budalalık olur. Oysa akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak yani onları varlıkları düzeyine indirerek sağlar.
Sayfa 282
Bazı el sanatçıları yirmi yıllık tecrübeleri ile övünürler. Oysa aslında bir yıllık tecrübeyi yirmi kere geçirmişlerdir.
Sayfa 118
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.