Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şeytansız bir dünyada kötülüğü nasıl anlamlandıracağız?
Sayfa 63 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
“Nasıl tuzun tadı tüm okyanusa yayılmışsa ve deniz suyunun her bir damlası aynı tadı taşırsa, her bir deneyim de bana realiteden bir tat, kendi varlığım hakkında her zaman taze bir idrak verir.”
Reklam
Saat onda kahvaltı etmek için yukarı çıktım. Pete ve Selma'yı buldum. Selma harika görünüyordu. İnsan nasıl bir Selma edinirdi? Bu dünyanın köpekleri asla bir Selma edinemezler. Köpeklere kö­pekler düşüyordu. Selma kahvaltıyı hazırladı. Harikuladeydi ve bir erkeğe aitti, bir üniversite profesörüne. Haksızlıktı, bir şekilde. Eği­timli kaypak balonlar. Eğitim yeni Tanrı'ydı, eğitimli erkekler de yeni toprak ağaları.
Gözü gibi baktığı, hayallerinin yaldızlı resmi, tapulu evinde yıldızlar bir bir sönüyordu da karanlığa sürükleniyormuş hissiyle nasıl baş edeceğini bilmiyordu.
Sayfa 31
Allah diyene
Her şey, her şey şu tek müjdede: Yoktur ölüm, Allah diyene! Canım kurban, başı secdede, İki büklüm, Allah diyene! Akıl, kırık kanadı hiçin; Derdi gücü "nasıl" ve "niçin"... Bağlı, perçin üstüne perçin, Benim gönlüm Allah diyene
"Biri sizi dinlediği zaman, çözülemez gibi görünenlerin nasıl da çözülebilir hale geldiğini, biri duyulduğu zaman, onarılamaz karmaşaların nasıl da nispeten açıkça akıp gittiğini görmek şaşırtıcıdır." Carl Rogers
Reklam
"Rüya, bütün çektigimiz. Rüya kahrım, rüya zindan. Nasıl da yılları buldu, Bir mısra boyu maceram...
Hz. Peygamber Allah’ı çokça zikretmeyi tavsiye ettiği bir sırada, Ubey b. Kâb: “Ey Allah’ın Resulü! Ben sana çok salavat getiriyorum; dualarımdan ne kadarını sana tahsis edeyim?” diye sordu. “İstediğin kadar.” diye buyurdu. Ubey: “Dörtte biri olsun mu?” deyince, “Ne kadar istersen; şu var ki ne kadar fazla yaparsan senin için o kadar hayırlıdır.” buyurdu. Kâb: “Üçte biri?” dedim, buyurdu ki: “Nasıl istersen; tabii ki ne kadar fazla yaparsan, senin için o kadar hayırlıdır." Nihayet bu diyalogda, Ubey, “Duanın yarısını, üçte ikisi?..”ni de sormuş, yukarıdaki cevapların aynısını almıştır. En son Ubey: “Dualarımın hepsini sana tahsis edeyim mi?” dedim. Buyurdu ki: “Bu takdirde bu duaların senin bütün gam-kederlerine kafi gelir ve (bu vesileyle) günahların bağışlanır.” (Tirmizi, Kıyamet, 23)
...diğer taraftan bakmayınca öbürünü nasıl tam anlayacaksınız?
✓ Nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Kıyamet kopmuş, herkes ölmüş ama ben ölmemişim gibi hissediyorum. Hayatta kalmışım ama bunun hiçbir anlamı yokmuş gibi hissediyorum.
Sayfa 60 - İndigo YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bana göre günümüzde çatışan fikirlerden doğan kavganın kişisel nefrete veya ger­çek bir düşmanlığa dönüşmesi imkansız olmuştur. Bunu nasıl başardık peki?
"Anılar da yaşlanır, değişir ve eski berrak çizgilerini kaybederler. Onlar bile zamanın gücüne karşı direnemezler. Çünkü zamanın eline öyle tılsımlı ve ilahî bir güç verilmiştir ki, bir bölüm sonra, bir bölüm önce yaşadıklarımıza baktığımızda yalnızca buruk bir gülümsemeyle şaşarız, yaralarımızın nasıl böyle ustalıkla sarıldığına... Zaman usta bir saat tamircisinin sabrı ve dikkatiyle üzerine düşeni yapar yalnızca."
Sayfa 168 - Can YayınlarıKitabı okudu
Böyle bir aşka inanmaya yetmiyor gücüm. Görmediğine ve hatta göremediğine nasıl aşık oluyorsun? Sevdiğini bir başkasına vermek, nasıl dayanılmaz bir derttir bu! Gönlün bunca acıya nasıl dayandı? Belki de sesimi duyuyorsun. Ya da belki toprağın altında dahi ağlıyorsun?
Sayfa 100Kitabı okudu
Ancak doğalarının en düşük ve en soysuz yönleri aracılığıyla, yani gündelik olan, basmakalıp olan ve bayağı olan aracılığıyla herhangi bir ilişki içine girebildikleri, onları kendi düzeylerine yükseltemedikleri için, onların düzeyine inmekten başka çare bulamadıkları için kendilerine yük olan varlıklarla ilişki kurmak onlara nasıl bir zevk verebilir ki?
Vücudunun %70`i su olan bir canlının nasıl olur da içi yanar ...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.