Korkuları belirsizlikler besliyordu. Belirsizlikleri atamadığım adımlar. Atamadığım adımları adını koyamadığım hisler. Adını koyamadığım hisleri içimdeki seslerin kakafonisi. Kendi kuyruğunu yutmuş bir yılan gibi olduğum yerde dönüp duruyordum.
Mesele, insanın yapmak istediği her şeyi sahip olduğu zamana sığdırması değil, önünde uzanan uçsuz bucaksız boş zaman revaklarını yaptığı işi uzatarak doldurmasıydı.