Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimi kul zulmüne “alın yazım” der Kimi dünya yansa “nemelâzım” der
Sayfa 106 - Kadim YayıneviKitabı okudu
SÖZ DİYE
Ömür biçtik biz bize Seksen doksan yüz diye Serapmış gördüğümüz Sarp yokuşu düz diye Bir kemik bir etmişiz Birkaç dirhem etmişiz Ve ihanet etmişiz Nevbahara güz diye Hani vefa ummandı Gönüllere fermandı Yoluna can kurbandı İsmail'e söz diye Sevmeyi bilmezmişiz Bilmeyi sevmezmişiz Yanarken imrenmişiz İbrahim'e köz diye Mısır şimdi karanlık Kefen gibi bayramlık Nemelazım seyranlık Bu Yakub'a göz diye
Reklam
Kimi kul zulmüne “alın yazım” der Kimi dünya yansa “nemelâzım” der Alptekin “Kürdüm” der, Kürşad “Laz’ım” Maçka’dan, Derik’ten umudu kestim.
Titreşen dudakları, sönük bir sesle fısıldıyor gibiydi... Dalmıştı. Dünya ile bütün alışverişini kesmişçesine... Asrın insanına sitem ediyordu. Doluktu, hissiyatını fısıltı halinde dökmeye çalıştı: Günahlarıma of, suçlarıma of, yıkılmış fitne dolu kalbimi idrak edemeyişime of, perişan olmuş hissiyatımı anlayamayışıma of.. Ürpermeyen kalbi insanın taşıması, içinde azap, sırtında bir yüktür. Taştan daha katı gönüllere of... Günde beş defa Mevla'ya asi olan zalimlere of... Kadir-i Mutlak'a isyan eden acizlere, kendisini tanımayan insanlığa of... Koluma takılan kelepçelere, dilime vurulan mühürlere of... İsteyen benim gibi of çeksin, isteyen her vahşetin karşısında nemelâzım, deyip geçsin. Ben kendisini medeni bilen âciz insanlığın namına "of" çekiyorum. Istırap bir noktaya geldiği an, gözlerdeki yaşları da kuruturdu. Ferhat'ın didesindeki hararet, o nurdan pırıltıları, inci inci dizilen gözyaşlarını bile kurutmuştu. Komiser mazbatasında yaralının, Ferhat'a hitaben cümleleştirdiği küfrü aynen kayda geçmişti...
Sayfa 107Kitabı okudu
Unutulmamalıdır ki , yaşanılan toplumsal olaylara nemelazım anlayışla duyarsız ve bigâne kalmak, kültürel bir erozyonun başlangıcıdır.
oldukça mütevazi..
-Nemelâzım abacığım, ben senin gibi güzel değilim ki..
Sayfa 193 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlkin, bak Hasanım Ali, hayatı anlamlı kılmanın başlıca yollarından biri olan hikâye anlatma sanatı, dili kullandığımız, kendimizin dışında başka insanların da var olduğunu bildiğimiz ve zamanın içinde kaldığımız sürece varlığını hep devam ettirecektir, derdi sözgelimi. Sonra, biliyor musun, aslında zihin denen fahişe de bir hikâye anlatıcısıdır, derdi. Sonra, görünmeyeni anlatmak hüner değildir, tam tersine bir çeşit kabalıktır ve ayıptır, görünmeyeni sadece görünür kılacaksın Hasanım Ali, derdi. Sonra, akıl insanın en büyük yarasıdır, kalemi eline aldığında aman ha ondan uzak dur, fazla sokulma, derdi. Sonra, Haydar’ın nasıl büyük bir iştahla başını salladığına bakarak, hikâye anlatırken kelimeleri ha bire kusmayacaksın Hasanım Ali, birçoğunu yutacak ve kâğıdın üzerine de yuttuğun kelimelerin boşluğunu bırakacaksın, derdi. Sonra bana dönerek, bazı hikâyeler kendilerini bir çeşit hikâyeler topluluğu şeklinde gösterirler, onları tutup herhangi bir yöne doğru yürümeye zorlama, nemelazım, takıl peşlerine git, derdi. Sonra, zaten gerçeklerin birazı gerçek değildir Hasanım Ali, bu nedenle söyleyeceğin yalanlardan bazılarını tamamlama, bırak kubbeleri eksik olsun, derdi.
Doğan Kitapçılık AŞKitabı okudu
Eski gazeteleri incelerken ilgi çekici yazıları da not ederim. Bu da onlardan birisidir. 27 Temmuz 1335-1919 tarihli Uyanık imzasıyla yazı şöyle: KASTAMONU AÇIKSÖZ GAZETESİ I Gelen gidenin yaptığını tamamlar 2 Yarın yapılacak şey bugünden düşünülürse 3 Çok söz yerine çok iş olursa 4 İşler ehline tevdi olunursa 5 Köhne kafalardan yakalar sıyrılırsa 6 Herkes "nemelâzım” demekten kurtulursa 7 Uzun eller kökten kesilirse 8 Düşman çimdiğine yumruk gösterilirse 9 Millet işi borç tanınırsa 10 Ve nihayet yaşamak için ölmek bilinirse Bu vatan ve bu millet kurtulur yaşar. Uyanık.
Sayfa 103Kitabı okudu
Kimi kul zulmüne "alınyazım" der Kimi dünya yansa "nemelazım" der.
Sayfa 107Kitabı okudu
Neme Lazım!
"Yahya Efendinin Kanuni Sultan Süleyman' a ibret dolu sözleri: "Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlıklar ayyuka çıksa...İşitenler de nemelazım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de, çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da, bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayiş ve emniyete vesile olan, itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir..."
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı'nın uzun yıllar ayakta kalmasının sebebi diyebilir miyiz ?
"Nemelâzım !" Banane manasında değil midir ? Değil süt karındaşum! Eğer zulüm yayılır , fukaralar feryada başlarsa ve şahısların menfaati devlet menfeaatinin üstüne çıkarsa... Bunu görüp işitenler, 'aman canım nemelâzım 'diye keyiflerine bakarsa ,bil ki yıkılış yakındır!
Sayfa 59
Nemelâzım diyerek zilletle yaşamaktan, mücadele ederek izzetle yaşamak, her Müslüman Türk ferdinin şiarı olmalıdır.
Olmamalı insanda çıkarcılık , kibir ve gurur ; ah bir de riya , nemelazım dememeli, yapmamalı zulüm. Kin gütmemeli , güdülmemeli hasetçe. Heveslerine köle olmamalı.
Cemiyette nemelazım zihniyetinin yayılması veba salgınından beterdir. Zira hastalıklar muayyen bir kavmin, muayyen bir miktarını öldürür. Halbuki kötü tohum atan fikirlerin filizlerini gelecek nesiller toplar.
İlkin hayatı anlamlı kılmanın başlıca yollarından biri olan hikâye anlatma sanatı, dili kullandığımız, kendimizin dışında başka insanların da var olduğunu bildiğimiz ve zamanın içinde kaldığımız sürece varlığını hep devam ettirecektir, derdi sözgelimi. Sonra, biliyor musun, aslında zihin denen fahişe de bir hikâye anlatıcısıdır, derdi. Sonra, görünmeyeni anlatmak hüner değildir, tam tersine bir çeşit kabalıktır ve ayıptır, görünmeyeni sadece görünür kılacaksın, derdi. Sonra, akıl insanın en büyük yarasıdır, kalemi eline aldığında aman ha ondan uzak dur, fazla sokulma, derdi. Sonra, hikâye anlatırken kelimeleri habire kusmayacaksın, birçoğunu yutacak ve kâğıdın üzerine de yuttuğun kelimelerin boşluğunu bırakacaksın, derdi. Bazı hikâyeler kendilerini bir çeşit hikâyeler topluluğu şeklinde gösterirler, onları tutup herhangi bir yöne doğru yürümeye zorlama, nemelâzım, takıl peşlerine git, derdi. Sonra, zaten gerçeklerin birazı gerçek değildir bu nedenle söyleyeceğin yalanlardan bazılarını tamamlama, bırak kubbeleri eksik olsun, derdi
Sayfa 260Kitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.