Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Naz Başok

88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Uzun bir zaman sonra tekrardan bir inceleme yazma isteği uyandıran bu güzel kitabı bitirmiş bulunuyorum. İlk olarak bana hissettirdiklerinden bahsetmek istiyorum.
Ayfer Tunç
Ayfer Tunç
’un okuduğum ikinci kitabı olma özelliğini taşıyan bu kitap -ilki
Kapak Kızı
Kapak Kızı
‘ydı- aynı zamanda beni yazarın hem en çok etkileyen hem de uzun zaman sonra beni barındırdığı
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,4bin okunma
Reklam
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
beni hep etkileyen bir yazar olmuştur. Kitaplarına başlarken hep karşı konulmaz bir merak hissederim. Özellikle karakterlere karşı olur bu merakım. Çünkü karakterlerini çok incelikle oluşturduğunu düşünürüm. Onların şu an ki hale gelmelerine ne sebep oldu? İç dünyalarında neler gizli? Gerçekten iyi biri mi yoksa kötü mü? Habire bu tarz
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,5bin okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap uzun zamandır bende duruyordu. Bundan birkaç yıl önce ilk aldığım zaman hemen okumaya başlamıştım. Birkaç sayfadan sonra şimdi zamanı değil galiba diyerek bırakmıştım elimden. Keyif alacağıma emindim ve kitabı harcamak istememiştim. İyi ki de öyle yapmışım. Çok sevdim çünkü. Kitabın karakteri Oidipus hakkında herkesin az çok bir şey duymuşluğu vardır. Kısaca annesiyle evlenen oğul olarak herkesin ad olarak bilmesede duyduğu biridir. Zaten
Sigmund Freud
Sigmund Freud
gibi psikanalistlerin de dikkatinden kaçmayan hatta bir sendroma adını veren bir karakter kendisi. Benim de kitabı merak edip alma nedenim bu kadar ünlü bir karakterin hikayesine hakim olmak isteyişimdi. Oidipus kitapta da dendiği gibi kara bahtlı bir karakter. Kaçtığı kehanete yakalanan ama kaçtığını düşünen bir bahtsız. Aslında öğrenmemek için çok şansı vardı. Gerçeğe ulaşma dürtüsü onun yüzüne bahtsızlığını vurdu. Kara bahtlı karakterimizi geçip biraz da yazar
Sophokles
Sophokles
hakkında yorumlar yapmak istiyorum. Kitabın başında onun hayatıyla ilgili bilgiler yer alıyordu. Hocası olan
Aiskhylos
Aiskhylos
tiyatroya bağlanmasına sebepmiş. Bu bağlanıştan sonra uzun ömrüne bir sürü eser de sığdırmış ancak pek azı günümüze gelmiş maalesef. Daha ondan okuduğum ilk eser ancak ben olandan da çok eserini okumak isteyeceğimi düşünüyorum. Mitolojik bir karakter olan Oidipus onun kalemiyle zevkle okunan, sahnelerde oynanan bir eser haline geldi. Bu bahtsız karakterin hikayesini okumak benim için çok keyifliydi. Mitoloji seven, tiyatro eseri okumayı seven herkese öneririm. Keyifli okumalar. :)
Kral Oidipus
Kral OidipusSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20198,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
234 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bu kitabı Monte Cristo Kontu’nun yazarı Alexandre Dumas’nın bir başka kitabı olduğunu düşünüp almıştım. Hiç yazarın adından hemen sonra yazılmış “fils” sözcüğüne dikkat etmemiştim. Sonradan kitabın sunuş kısmını okuduğumda bu durumu fark ettim ve aslında bu kitabı yazan Alexandre Dumas’nın benim o zannettiğim Alexandre Dumas’nın gayrimeşru çocuğu
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,6bin okunma
158 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ve işte muhteşem Sherlock Holmes… Oldum olası dedektiflik, gizem içeren kitaplara bayılmışımdır. Tabii film ve dizilere de. Bu kitabı okuyana kadar tabii ki sayısız kere Sherlock Holmes adını duyup, filmlerini izlemiştim. Fakat bir türlü okuma isteği gelmemişti. En sonunda o isteği bulup okudum. Neden okumamışım bu zamana kadar ben de bilmiyorum ama okuduğuma değdiğini rahatlıkla dile getirebilirim. Fakat okurken küçük bir sorun yaşadım. Bu sorunu yaşayan başkaları olduğunu da düşünmeden edemiyorum. O kadar çok Sherlock tasviri yapıldı, o kadar çok aktör canlandırdı ki kitabı okurken elimde olmadan dizisine veya filmine evirmeye çalıştım kafamda. Ne kadar okurken zevk alsam da bunun birazcık keyfimi kaçırdığını itiraf etmek zorundayım. Neyse ki Sir Arthur Conan Doyle güzel kurgusuyla beni bu sıkıntıdan çoğu zaman kurtardı. Merakımı öyle güzel kurguya çekti ki bu durumu unuttum. Karakterler hakkında yapabileceğim spesifik bir yorum yok açıkçası. Sevgili Sherlock Holmes ve Dr.Watson izlenmenin ötesinde okunma zevki veren iki karakter. Onların dünyasında olmak oldukça zevkliydi. Benim gayet beğendiğim bir kitap oldu. Okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar. :)
Dörtlerin Yemini - Sherlock Holmes
Dörtlerin Yemini - Sherlock HolmesArthur Conan Doyle · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202011,8bin okunma
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Çok popüler olan kitaplardan kaçınma gibi bir huyum vardır. Hem yüksek beklenti oluşması sonucu yaşanan hayal kırıklığından hem de bir şekilde çok konuşulmasından mütevellit kitapta ne olacağını öğrenmekten kaynaklı uzak durmayı tercih ederim. Kürk Mantolu Madonna’da bu uzak durduğum popüler kitaplar listesinde hem de üst sıralardaydı. Yakın
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023314,8bin okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
En sevdiğim iki polisiye yazarın bir arada olduğu, benim de çok severek okuduğum bir kitap Agatha’nın Anahtarı. On beş hikayeden oluşuyor kitap. Ahmet Ümit’in daha önceden de fark ettiğim, işlemeyi sevdiği tarikat, cemaat, örgüt cinayetleri bu kitapta da büyük bir yer kaplamakta. Bunlar dışında bazı toplumsal konulara da değinmiş. Birkaç tane
Agatha’nın Anahtarı
Agatha’nın AnahtarıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20199,6bin okunma
1552 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
38 günde okudu
Bir intikam hikayesi… Edmound Dantes’in 19 yaşında hayatında istediği her şeye kavuştuğunu düşündüğü anda bir iftira sonucu If Şatosu’na -yaşarken gömüldüğü mezarına- hapsolmasıyla başlıyor maceramız. Ve küllerinden doğan bir anka misali onun Monte Cristo Kontu’na dönüşümünü, intikam alışını okuyoruz. Kitapta öne çıkan, işlenişinin de beni çok
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,8bin okunma
410 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Orhan Kemal’den okuduğum ilk kitap Vukuat Var. Diline daha ilk sayfalardan itibaren rahatlıkla alıştım ve sevdim. En beğendiğim yanı olayları size bir portre çizerek güzel ve ince detaylarla da süslemesi. Kitap kadın haklarının yok sayılması, para hırsı, dinin kullanılması gibi -maalesef hala günümüzde de yaşanan- sorunları ele alıyor. Şunu
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)Orhan Kemal · Everest Yayınları · 2017829 okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Jane Austen’ın en sevdiğim eseri Aşk ve Gurur. Okumaktan bu denli keyif aldığım başka bir kitap olmadığını söyleyebilirim. İkinci kez okuduğum bu güzel eser bana ilk okuyuşumdan da çok keyif verdi. Karakterlerin yerine kendimi o kadar rahat koyabildim ki sanki onlar değil de ben yaşıyormuşum gibi oldu bu güzel aşk hikayesini. Tabii Bay Darcy ve
Aşk ve Gurur
Aşk ve GururJane Austen · Can Yayınları · 201975,8bin okunma
Reklam
55 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Sunay Akın’ın şiirleri önünüze hayatın acı, tatlı, ekşi bütün yönlerini sunuyor. Size de arkanıza yaslanıp zevk almak kalıyor. Her sayfada ayrı bir duyguyla haşır neşir oluyorsunuz. Bir sayfada aşık olup çıkmışken öteki sayfada küçük bir çocuk için hüzünleniyorsunuz. Bunu size o kadar az sözcük kullanarak yaşatıyor ki sayfalar çevrildikçe birer birer şairliğine daha da hayran oluyorsunuz. Beni en çok etkileyen şiirini de yazmak istiyorum buraya. Elişi Savaş haberleriyle dolu renkli gazete sayfasını katlayıp bir çocuk üst üste kesiyor özene bezene elindeki makas ile Ve insanlar oluşuyor kağıttan tutuşmuşlar elele.
Makiler
MakilerSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016835 okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İlk bölümünü okurken tek istediğim kitabın bir an önce bitmesiydi. Bu iki durumdan kaynaklanıyordu: dil ve karakterler. Yazarımız o kadar çok argo kelimeye başvurmuş ki-normalde bu durum beni rahatsız etmez-insan bir yerden sonra rahatsız olmaya başlıyor. Ama ilk bölüm kadar diğer bölümlerde bu durumun olmaması okumamı kolaylaştırdı. Karakterlere gelecek olursak Alex ve çetesi… Alex başlı başına büyük bir nefret toplarken sizden bir de üç arkadaşıyla yaptıkları eylemler insanı çileden çıkartıyor. Özellikle tecavüz gibi bir insanın hangi akılla, hangi vicdanla yaptığını anlayamadığımız bir olayın da bu eylemler arasında olması nefretinize tuz biber oluyor. İlk bölümün bitip sonradan Alex’in tek başına yaşadığı olayların olduğu kısma gelince elimde olmadan yaşadıklarına içten içe sevindim diyebilirim. O tedavi süreci Alex’i düşünmeden değerlendirildiğinde aslında dehşete düşürüyor insanı. Tabii bu kısımların sonunda Alex’e üzüldüğüm de oldu bu tedaviden dolayı. Tedavi sırasında ve sonrasında yaşadıkları kolay şeyler değildi. Psikolojik olarak onu bile çökerttiğini görüyoruz aslında. Kitabın son bölümüne gelirsem Alex’in geldiği nokta beni çok şaşırttı diyebilirim. İlk ve son bölüm arasında Alex hem hala aynı hem de o kadar farklı ki bu bana kitapta en çok okuma zevki yaşatan kısım oldu. Genel anlamda kitabı okurken çok rahatsız edici buldum ancak değişik bir bakış açısıyla yazıldığı için okuduğuma da mutluyum.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,9bin okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Martı Jonathan… O özgür olmayı, uçmayı istedi. Merak etti, sınırlarını zorlamak istedi. Ve başardı. Jonathan aslında hepimizin içinde olan bir yönü temsil ediyor. İstediğinin, arzu ettiğinin peşinden ne olursa olsun gitmek. Tabii bu yön herkesin içinde olsa da uygulayan pek olmuyor. Bu durumun en büyük nedeni de tabii ki toplum baskısı… İnsan hayatını nasıl da etkileyen bir durum değil mi? Ve tabii martı hayatını da. Jonathan bu durum karşısında gayet cesur ve aslına bakılırsa olması gereken bir duruş sergiliyor. Bu baskıya boyun eğmiyor. Sonunda dışlanmak olsa bile. Bu cesur davranışından sonra kendisini geliştirmesi, yılmadan hep daha iyisini yapmaya çalışması hareketinin boşa olmadığını gösteriyor. Kazandığı bir sürü yeteneği kendisinden sonraki martıların da özgür olması için aktarmak istemesi, tabii bunu güzelce yapıyor, ancak durumun sapması sonucu ilahlaştırılmasıyla sonuçlanıyor. Okurken bu duruma hiç şaşırmadığımı söyleyebilirim. Hayranlık duyulan kişilerin takdir edilen davranışlarını örnek alıp uygulamak yerine o kişileri yüceltmek hep daha kolay gelmiştir. “Ben onun gibi olamam, o farklı.” algısı yüzünden gerilememiş midir toplumlar zaten?
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınevi · 201867,2bin okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitap 3 kısa öyküden oluşuyor. Bunlar: 1)Lyon’da Düğün 2)İki Yalnız İnsan 3)Wondrak Lyon’da düğün…Benim kitapki en sevdiğim hikaye. Okurken aşkın nasıl da büyük bir duygu olduğunu tekrardan fark ediyorsunuz. Ölüm gibi gayet korkutucu bir durumun bile onun yanında nasıl da unutulduğunu görüyorsunuz. Hatta ve hatta nasıl da kucaklandığını… İki
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,9bin okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ebenezer Scrooge… İlk başta kitabı okurken Scrooge ilgili düşündüğüm tek bir şey vardı: İyi ki hayatımda böyle biri yok. Onunla empati kurmaya çok çalıştım. Belki de bundan ötürü böyle demek istedim ancak olmadı. Ta ki ölmüş ortağının hayaletinin ona yaptığı küçük bir ziyarete kadar. Korku nasıl da değişebilmeyi daha cazip kılıyor insana. Tabii Scrooge söz konusu olduğunda değişebilme fikri desek daha doğru olur. Onu değiştirebilecek şey aslında kendi geçmişi, bugünü ve geleceğiyle yüzleşmek. Bunu da üç hayalet sayesinde yaşıyor. İlk hayaletten son hayalete kadar geçen sürede Scrooge o kadar güzel bir gelişim yaşadı ki onu sevmeye başladım. Hatta son hayaletten sonra ilk baştaki düşüncem tamamen kayboldu. Hikaye Scrooge üzerinden çok güzel mesajlar veriyor. Bence en güzellerinden biri şuydu: Geç değil, hala şansın var.
Bir Noel Şarkısı
Bir Noel ŞarkısıCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20217,3bin okunma
690 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Ve böylelikle çok sevdiğim bir seri bitmiş bulunuyor. Her bir karakteriyle ayrı ayrı bağlandığım, tekrar tekrar okumak isteyeceğim bir seri oldu. Harry’nin yolculuğu en başından beri hem çok güzel hem de çok üzücüydü. Bazen kendimi Harry kadar üzülürken buldum. Özellikle de Sirius’un ölümünde. Ölmesine üzüldüğüm daha birçok karakter oldu. Fred gibi, Remus gibi. Tabii bir de öldüğü için mutluluk duyduğum karakterler de oldu. Bellatrix gibi. Filmlerde gördüğümüzün çok daha ötesinde kitaplarda olaylar, kişiler… Filmlerin aksine kitapta en çok hoşuma giden nokta Voldemort ve Harry’nin düellosuydu. Hem Harry’nin Voldemort’un suratına tüm hatalarını, tüm yetersizliklerini çarpması hem de bunların herkesin gözünün önünde yaşanması bence çok daha güzeldi. Bunun dışında filmde Dumbledore’un geçmişini tam anlamıyla görmüyoruz. İzlerken kafamda oturmayan noktalar olmuştu bu konuda. Ancak kitabı okuduğumda Dumbledore’un geçmişini anlatışı, korkuları, itirafları tüm soru işaretlerimi giderdiği gibi Dumbledore’u daha da sevmeme yol açtı. Sanırım Harry’de bu şekilde hissetti. Daha bunlar gibi bir sürü olaya, detaya hayran kaldım. Savaşınız çok güzeldi Dumbledore’un Ordusu ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı.
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Harry Potter ve Ölüm YadigarlarıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 201623,1bin okunma
Reklam
288 syf.
6/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitap dört hikayeden oluşuyor. Kitaba adını da hikayelerden ilki veriyor. Arka sokaktaki cinayet… İlk hikayeyi okurken birkaç kez ters köşe olduğumu söyleyebilirim. Ancak yazarın diğer okuduğum kitaplarıyla, hikayeleriyle kıyasladığımda bana biraz zayıf geldi. Güzel detaylarla süslenmiş ama sonunda beni heyecanlandıran bir durum olmadı. Ve gelelim ikinci hikayeye. İnanılmaz hırsızlık… Bu hikayenin beni şaşırttığını söylersem yalan olmaz. Beklediğim bir son değildi. Sevmediğim tek kısmı yan karakterlerin hikayeyi neredeyse hiç beslemiyor oluşuydu. Sıradaki hikayeyse benim kitabın en beğendiğim hikayesi olabilir. Ölü adamın aynası… Kafamda birden çok senaryo oluşturmuştum. Hiçbirisi tutmadı. Hatta karakterlerin oynadığı küçük bir oyuna ben de kanmış bulundum. Hikayenin en sevdiğim kısmıysa Mösyö Poirot’un olayı çözüşünü anlattıktan sonraki itiraf anıydı. Genel olarak hikaye gayet akıcı ve merak uyandırıcıydı. Son hikayeye gelecek olursak en ters köşe olduğum hikaye diyebilirim. Rodos üçgeni… Hikayedeki en sevdiğim yan katilden önce kimin öleceğini tahmin etmemizin gerekmesiydi. Ölen kişiyi az biraz da olsa tahmin edebilsemde katil konusunda net bir ters köşe yaşadığımı söyleyebilirim. Daha önce hiç böyle bir hikaye okumadım denecek kadar olmasa da diğer üç hikayeyle kıyasladığımızda insanı en çok şaşırtabilecek olanı bence sonuncusuydu. Genel olarak kitap güzeldi ancak yazarın diğer eserleriyle kıyas yapıldığında geri planda kalacağını düşündüğüm bir kitaptı.
Arka Sokaktaki Cinayet
Arka Sokaktaki CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2018640 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Sevilme ihtiyacıyla yanıp tutuşan Maggie… Onun yaşadıklarını okurken toplumdaki kadın erkek eşitsizliği suratımıza çarpıyor. Maggie de ağabeyi gibi bir erkek olsaydı kimse onu bu kadar yargılamazdı. Ya da arkasında duran bir ebeveyni olsaydı. Sorumsuz, alkolik ebeveynlerin insanın hayatını nasıl kötü etkilediğini bir kez daha görmüş oluyoruz bu kitapla. Okurken hem üzüldüğüm hem de çok sinirlendiğim bir kitaptı.
Sokak Kızı Maggie
Sokak Kızı MaggieStephen Crane · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,485 okunma