Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Orhan Karşılayan

Orhan Karşılayan
@orhankarsilayan
Biz bir şeyi delicesine severiz ama Tanrım neyi?
OMÜ
Adıyaman
8 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
Dünyanın en büyük olayları insan zihninde geçer derler. Dünyanın en büyük günahları da insan zihninde işlenir.
Reklam
Bir manzaranın ortasında mutlu mu oldular? Elikulağında kederler içinde buna pişman olacaklardır.
Herhangi bir çıkar sağlayabileceğimiz tek ceset, içimizde hazırlanandır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İki bin yıldır, İsa, bir kanepede ölmemiş olmanın intikamını bizden çıkarıyor.
Reklam
Hasta değilim ama ölüyorum, çabalamak için fazlasıyla soğuk bir varoluşla ölüyorum. Midemi burkan parlak ve korkunç günü seyrediyorum pencereden. Bir ben miyim kendini böyle hisseden? Deli miyim gerçekten?
Asıl sorun, bugün mahkemelerimizde suçsuzluğun yeterli olmayışı.
Kişisel bir tahminin değerlendirebileceğinden çok daha büyük bir cehennemden geçtim.
"Mutluluk peşimden geliyor. Kadınların peşinden koşmadığım için geliyor. Oysa bir kadındır mutluluk!"
Reklam
Demekki günler, hepsi birbirinden farksız, birbirini izleyip duracak ve bir şey getirmeyecekti!
Sevgi Tanrı'dan gelmiştir; seven kişi de Tanrı'dan olmuştur ve o Tanrı'yı bilir. Sevmeyen kişi Tanrı'yı bilemez, çünkü Tanrı sevgidir.(1Yuhanna 4: 7-8) Eğer insan Tanrı'yı sevdiğini iddia edip kardeşinden nefret ediyorsa o bir yalancıdır; çünkü gördüğü kardeşinden nefret ediyorsa görmediği Tanrı'yı nasıl sevebilir ki?(1Yuhanna 4:2)
Sehpaya çıkarken ağlıyordu; yüzü de kâğıt gibi olmuştu. Böyle şey olur mu? Korkunç değil de nedir? Peki korkudan kim ağlar? Çocuk değilse, hiçbir zaman ağlamamış kırk beş yaşında bir adamın ağlayabileceğini aklıma getirmemiştim. Ya insanın ruhu o zaman ne hâle geliyor, ne beklenmedik ürpertiler geçiriyor? İnsan ruhuna küfürden başka bir şey değildir bu. Kutsal Kitap'ta "Öldürme" denmiş, o öldürdü diye onu da öldürmek mi gerekiyor? Hayır, böyle şey olmaz.
Sartre bilincin "özgürlüğün ötesinde" olduğunu ve insanın varlığının hayatta istikrarlı bir anlam bulma saçma ve nafile teşebbüsü ya da çabası olduğunu savunur.
Reklam
Yaşamın bu denli kısa oluşuna bir türlü aklım ermiyor. Herhalde bezginlik vermesin diye böyle oluyor, çünkü insan yaşamı da Puşkin'in son yetkin şiirleri gibi Tanrı'nın bir sanat yapıtıdır. Kısa olmak bir sanat yapıtının ilk koşullarından biridir. Ama bezginlik duymayanlara hiç olmazsa elden geldiğince uzun yaşamak fırsatı verilmeliydi.
Çocuklarımız yeni bir hayata doğru yürüyorlar. Kendi kendilerini, bütün halkın ızdırabını çekmeye mahkum eden çocuklarımız yürüyorlar dünyada. Terk etmeyin onları, kendi etinizi ve kanınızı bakımsız bırakmayın!
Ölüm cezasının kaldırılması hakkındaki bu önemli teklif Tuilerius'den Vincennes'a düşen dört bakan için değil, ama anayolların önümüze çıkan ilk hırsızı için, sokakta yanınızdan geçerken bakmaya tenezzül bile etmediğiniz, isimlerini ağzınıza bile almadığınız, tozlu dirseklerinin ceketlerinize değmesinden kaçındığınız, çocukluğunda çamurlu kavşaklarda çıplak ayaklarıyla koşan, kışın rıhtımlarda titreşen, akşam yemeği yediğiniz M. Vefour'un mutfağının havalandırma deliklerinde ısınan, çöplükten çıkardığı bir ekmek kabuğunu yemeden önce kurutan, bir metelik bulmak için bütün gün çiviyle çamur birikintilerini karıştıran, kralın şenliklerini ve onun gibi ücretsiz olan Greve'deki infazları izlemekten başka bir eğlencesi olmayan, açlıkla hırsızlığa, hırsızlıkla ölüm cezasına sürüklenen, üvey analık eden bir toplumun öksüz çocuğu olarak on iki yaşında cezaevine giren, on sekiz yaşında küreğe, kırkında giyotine mahkum edilen, iyi yürekli, ahlaklı, yararlı olmaları için bir okulun ve bir atölyenin yeteceği, ama sizin tıpkı gereksiz bir yükmüş gibi kâh Toulon'un kırmızı karınca yuvasına, kâh Clamart'ın ıssız zindanına gönderdiğiniz, özgürlüklerinden sonra hayatlarını da ellerinden aldığınız o sefillerden biri için getirilseydi, o zaman bu oturumunuz yüce, kutsal, soylu ve saygıdeğer olarak anılacaktı.
Bütün bu insanları düzenli bir şekilde giyotinin soğuk pençesine yollamışlardı. Ulu Tanrım! Size bütün bu adamların yaşamasının bize ne zararının dokunacağını soruyorum. Fransa'da herkesin solumasına yetecek kadar hava yok mu?
Ne yazık! Ölüm ruhumuzu ne hale getirecek? Onu nasıl şekillendirecek? Ondan ne alıp ne verecek? Onu nereye yerleştirecek? Bazen dünyaya bakıp ağlaması için etten gözler bahşedecek mi?
Reklam
Marie , beni öldürecekler, bunu anlıyor musun? Hem de her şeyin düzene girmesi için törenle, soğukkanlılıkla! Aman Tanrım!
Yırtık pırtık giysilerimin altında bir rahip cübbesinin altındakinden daha güzel duygular vardı.
Herhalde doğmadan önce çok kötülük ettik, ya da öldükten sonra çok büyük bir mutluluk tadacağız ki, Tanrı bu yaşamın kefaretinin tüm işkencelerle, tüm acılarla ödenmesine izin veriyor.
Daha dün ruhlarının yalnızlığında hasta odalarının loşluğunda çabucak ölmeyi arzulayanlar, başkalarının yaşamını ve mutluluğunu görünce nasıl da yaşamak istiyorlar?
Ben altın yutmuş bir insan gibi gizlenmek zorunda değil miyim? Ki insanlar benim ruhumu kesip açmasınlar diye.
Şeytan bir keresinde şöyle konuşmuştu: " Tanrı'nın bile bir cehennemi var: İnsanlara duyduğu sevgi." Son zamanlarda ise şu sözleri ettiğini duydum: " Tanrı öldü; Tanrı insanlığa merhametinden öldü.
Reklam
İnsanlar var olduğundan beri insan olmaktan çok az keyif aldı. İşte bu kardeşlerim, ne kötü günahtır.