Tehlikeli Oyunlar da, diğer Oğuz Atay kitapları gibi, yine o hüzünlü hazzı yaşattı bana. En sevdiğim kitabı mı oldu bilmiyorum ama farklı bir iz bıraktığı kesin.
Hayat tarafından hayal kırıklığına uğratılmış Hikmet'in, bir yanda sevmediği karısı, bir yanda sevdigi kadın, komşuları, arkadaşlıkları ve günlük yaşantısıyla, zihninden geçenleri okuduğumuz bir 'tutunamama' hikâyesi. Ve yine tıpkı Tutunamayanlar gibi yorumlaması zor bir kitap.
Duygusal olan, hayata tutunamayan, insan ilişkilerinde sorun yaşayan herkes, bu kitapta kendinden bir şeyler bulacaktır. Özellikle anlaşılmadığını düşünen ve bunu dert eden herkes eminim şu satırlarda kendini bulacaktır: " beni anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra beni kimse okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum..."
Fakat Oğuz Atay'ın romanlarını okumak için bence biraz sabırlı bir okur olmak gerekiyor. Ama lütfen sabredin, okuyun, çünkü Oğuz Atay okunmak istiyor. Bu nedenle Korkuyu Beklerken'i "Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" diye bitirmişti.
Altını çizdiğim yerlersi dönüp tekrar tekrar okuyacağım, çok sevdiğim bir roman oldu.
Umarım daha çok okunur.
Tehlikeli Oyunlar, şubat ayı kitabımızdı. Eşlik eden herkese teşekkürler.
"Bizler sosyalistiz. Bu demektir ki, biz insanları birbirlerinden ayıran, birbiri aleyhinde silahlandıran, birbiriyle çatıştıran, amansız bir çıkar karşıtlığı yaratan, bu karşıtlığı gizlemek ya da haklı göstermek için yalana başvuran, bütün insanları yalan, ikiyüzlülük ve kinle yozlaştıran kişisel çıkarlara karşıyız. Biz diyoruz ki: İnsanı, zenginleşmek için bir alet olarak gören toplumlar, insanlığa karşıdır, bize düşmandır. Onun ikiyüzlü ve yalancı ahlakını kabul edemeyiz. Bu düzenin, insanların kişiliğine karşı gösterdiği edepsizlik ve gaddarlık bizi tiksindiriyor. Böyle bir toplum tarafından insanın bedenen ve ruhen köleleştirilmesinin bütün biçimlerine karşı, servet tutkusuyla ezilmesine karşı savaşmak istiyoruz ve savaşacağız da. Dev makinelerden tutun da çocukların oyuncaklarına dek, her şeyi biz işçiler yaratırız ama insanlık onurumuzu korumak için mücadele etme hakkından yoksunuz. Herkes, amacına erişmek için bizi alet olarak kullanma ayrıcalığını tanır kendisine. Şimdi biz, zamanla tüm iktidarı halka devredebilmek için gerekli özgürlüğe kavuşmak istiyoruz. Çalışmak, herkes için zorunlu olmalıdır. Görüyorsunuz ki isyancı değiliz biz."
Ah ah,keşke bu kitabı hiç okumasaydım!
İnceleme videosu: youtube.com/watch?v=mnFmcb8...
Cahil insan mutludur. Neden bilir misiniz?
O ülkesinin başına neler gelmiş bilmez, neler gelecek bilmez...
O mutluyum sanır her şey güzel gidiyor sanır...
O kendisini özgür sanır halbuki köledir...
Cahil insan mutludur.
Bi' kasaba var.