Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Özge
Özge
@ozgeemreyurt
Lisans
İzmir
2 Eylül 1995
124 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Hayvan Çiftliği’nin ana karakteri olan hayvanlar birlikte yaşadıkları çiftlikte kendilerini sömüren, köle haline getiren insanlara karşı çıkarak çiftlik yönetimini ele geçiriyor. Amaçları, eşitlikçilik olması ve bu şekilde bir topluluk oluşturmak. Aralarında ki en akıllılar domuzlar ve kendi aralarında bir önder beyin takımı oluşturup çiftlikteki düzeni ele geçirirler ancak yapılan devrim yine yoldan saparak insanların yaptığı sömürgeci, baskıcı, acımasız, köleci bir diktatörlük kuruyor. Aynı davadayız, sizin için çalışıyoruz diyerek kendilerini kayıran bir diktatörlük ile diğer hayvanlardan kendilerini üst görüp insanlardan kurtulurken onların yaptığı gibi bir diktatörlüğü devam ettiriyorlar. Burada domuzların öncülüğü Stalini simgelediği oldukça açık. Kitapta hayvanlara ses verilerek anlatılması gerçek kişi olmamaları yaşanılan düzene başkaldırı icin reel sosyalizmin bir eleştirisi olarak ele alınmış. Hayvanların konuştu bir masal kitabı değil siyasi, politik bir eleştiri kitabıdır. Ve kesinlikle okunması gereken bir kitaptır, oldukça akıcı, düşündürücü bir şekilde konu ele alınmış.
Netflix dizisi olarak keşfettiğim Anne 'E gönülleri fethetti. Hayat mücadelesi, yaşadıkları, yetimhaneden Green Gables yolculuğuna. Asla pes etmeyen Anne'nin muhteşem hayal dünyasına yolculuk. Dizide detaylar fazla olmasına rağmen kitapta çok daha yoğundu. Betimlemeler ilk sayfalarda çok yoğundu, biraz detaylarda yoruyor ancak sonrası hızlanıyor. Yazarın gerçek günlüklerinden esinlenerek ele alınan harika bir hikaye dönem hikayesi, dizisi. Duygusal yanı yüksek olan Anne'nin hikayesi, mücadelesi ilham verici. Asla durmayan hayallerinden vazgeçmeyen Anne'ni yaşadığı zorlu hayattan sonra aileye kavuşması , kendisini sevdirmesi, hırsı, hayalleri, umutları kitap serisinin devamını okumak var sırada. Anne 'nin maceralarla dolu hayatında ne gibi sürprizler bekliyor bakalım. :)
Halil Cibran sersine başladım. Şiirler ve kısa öykülerden oluşan kitapları tek solukta okunabilecek sürükleyicilikte. Her kitabında insanı derinlere sürükleyen, benliğinizden bir parça bir cümle görebileceğiniz. Duygularınızın karşılığına gelen cümlelerin ahengini okumak. Kesinlikle okunması gereken muhteşem bir kitap...
Okur Takip Önerileri
Diana Gabaldon, “Yabancı” kitabından sonra “Kehribardaki Yusufçuk” ile devam ettiği muhteşem roman. Claire ve Jamie’nin zamanları dönemleri aşan ruh bağları kalp bağları destansı öyküleri... Claire 20 yıl sonra İskoçya’ya geri döndüğünde kızı ile birlikte inverness’i gezmeye gitmeleri ve Claire için tarihin tekerrür edişi kızına 20 yıllık sırrını açıklaması hikayesini anlatması Jamienin yaşadığını öğrenmesi. Kuzey İskoçya ayaklanmasına engel olma mücadelesi sevdiği adamın yanında kalma isteği ve çocuğunu kurtarma isteğinin verdiği tehlikeli savaş sırasında o dönemde kendini yeniden keşfetmesi maceralarını yaşananları anlatırken kızı Brianna’nın bu mirasa bu hikayelerine sahip çıkıp çıkamayacağını anlamaya çalışır.
Kesinlikle soluksuz okunacak harika bir seri icinde kayboluyor insan dönemsel detayları olayları ele alışı durum betimlemeleri inanılmaz, sayfalar resmen akıyor ...
Tek kelime ile “Müthiş”. Outlander dizisi izleyen varsa bu kitaba bayılır. İzlemeyen varsa kesinlikle kitap ile başlayabilir. Ben tam bir outlander delisiyim, kitaplara yeni başladım, ilki bitti ve ben kitap bitmesin diye uzata uzata okudum. Diana Gabaldon öyle bir ele almış ki ve dizi ile kitap arasında replikler ‘an’lar tamamen aynı insanın gözünde canlanan müthiş İskoçya tarihi dönem kitabı öyle güzel ele alınmış ki içinden çıkılamayacak ve merakı arttıracak bir tarihi var. Jamie ile Claire ise ... böyle bir dönem aşkı, bağlılığı birbirlerine duyguları öyle güzel anlatılmış ki ...
Claire’in İskoçya da taşların arasından geçerek kendisini 1700’lerde bulması bulunduğu zamandan 200 yıl öncesine , maceralarla dolu bir tarih dizisi içinde ki detaylar kendine hayran bıraktırıyor. İki yaşamı olan Claire’in Jamie’sini bulmasıyla romantizm, İskoçlar , İskoçya, savaşlar, bağlılık, dönem izleri. Mutlaka dönem kitabı sevenlerin içinde çoğunlukla romantizm aşk ile yoğurulmasıyla bu tür kitap severler mutlaka okumalı, diziyi izlemeli. İkinci kitabı okumayı heyecan ile bekliyorum:)
Uğultulu Tepeler... merakla başladığım ve okudukça her bir cümlede tepeleri gözümde canlandırdığım, trajik bir hikaye olduğu geçmişinin karanlık karmaşık nefret,sevgi , değişim,hırçınlık bir sürü duyguyu barındıran bir sonraki olayı tahmin ettiğinizde değildir demek istediğiniz psikolojik açıdan bana ağır geldi hayal edip o durumun içinde kendimi bulduğum anda. Sanki up uzun bir şiir anlatımı bir tiyatro perdesi gibi bir hikaye. İnsan davranışının yetişme koşullarının ezilmenin sonunda biriktirilen kin nefretin gözleri kör etmesi bencilce bir sevgi, intikam planları barındıran bir kitap. Değinilen noktalar çok ince çıkarımlar çok duygulu. Okurken duygu karmaşası yaşadım, mutluluğu bile buruk olarak hissettim. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap gerçek bir olay gibi anlatılan bir hikaye, geçirdiği duygusundan dolayı okumam zaman aldı etkileyiciydi.
Sir Arthur Conan Doyle , ilk kez bir kitabını okudum ve anlatılan olaylar gözümde adeta Sherlock Holmes dizisini andırarak canlandı kimi yerde. Kimi yerde o zamanlara dönerek hayal ettim. Ve o dönemde böyle bir kurgu leziz bir şekilde okunuyor. Gizem, hırs, entrika sevenler için çok çok iyi bir seçim olur. Dedektiflik olaylar gerçekten dikkat çeken sürükleyen güzel kurgulandı mı elinizden bırakmayacağınız ayni zaman da bitmesini istemeyeceğiniz ve başka bir olay daha çözümlesin diyeceğiniz tatta bir kitap. Olayları sindire sindire kafamda canlandırarak okudum kendimi içinde bularak ve her zaman sonunda şaşırmayı beklediğim gibi oldu , beklediğim gibi ilginçleşti ve bu da kitabı leziz kılan bir yanı. Dedektiflik öyküsü Doyle un elinden harikaymış diğer kitaplarını da okumayı dört gözle bekliyorum. :)
Dörtlerin Yemini - Sherlock HolmesArthur Conan Doyle · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202011,8bin okunma
Virginia Woolf, kitap okumayı sevmeyen yeni başlayan icin biraz ağır ve kullanılan dil,paragraflarda ki noktalama isaretlerinin sonu çok geç geliyor ancak buna rağmen öyle güzel kurgulanmış ki iç ses ile diyalogları ayni anda anlatıyor. Konusu biraz hüzünlü bir ruzgar gibi geliyor, derinden etkileyen bir hikaye; 8 çocuklu bir anne ve her zaman kendisine övgü bekleyen çocuklarına ilgisiz bir baba. Evlerine gelen misafir ve en küçük çoçuklarının karşıda olan Deniz Fener’ine gitmek istemesi ile başlayan bir hikaye basit görünse de derin tahliller sonucu olay örgüsü kuruluyor.
Uzun zamandır okumayı çok istediğim bir kitaptı “Kürk Mantolu Madonna” kesinlikle geç kalmışım okumakta öyle güzel akıcılığı , öyle güzel ilerleyişi var ki sanki olayların içinde yaşıyorum. Çoğu kitap yorumunda eski Türk filmlerinde ki sahneler gibi denilse de tam olarak o şekilde değil , en azından ben katılmıyorum böyle olduğuna. Hikayede herkes kendini görebilir kimisi kendisini anlatıcının yerine koyuyor , kimi Raif Efendi , kimisi Hamdi’nin ve Maria Puder in gözünden devam ediyor hikayeye. Anlatıştaki yalınlık, samimiyet ilk defa nefes alarak okudum sindirerek okudum. Hikaye başında Raif Efendinin gizemi onun çözülmesi merak uyandıran en önemli kırılma noktalarından biri.
Henüz okumamış olan varsa gönül rahatlığı ile okuyabilir. :) Herkese iyi okumalar.:)
Judith Mcnaught’ta çok sevilen aşk romanı yazarlarından. :) Su gibi akan kitabın sayfaları aşkı işleyişi , Julie Garwood gibi Mcnaughtta aşkı kurgulayan içine çeken dil akışı ile bizi alıp götürüyor. Romantizm sevenler için iki yazarda bir harika başlamak isteyenler için kesinlikle tavsiye edeceğim kitaplardan biridir.
Stefan Zweig’in hemen hemen tüm kitaplarında olduğu gibi “ Amok Koşucusu “ nda da psikolojiyi oldukça iyi işlemiş. İşlemek bir yana kitapta hayat verdiği karakterlerin yaşadıklarını okuyucuya inanılmaz güzel geçiriyor, adeta yaşıyormuş gibi hissettiriyor.
Kitabın adı ise biraz farklı. Amok koşusu , Malezya halkında görülen psikolojik bir rahatsızlık bir nevi takıntıdır. Kitabı okuyunca da adıyla tam olarak özdeşleştiği çıkarımını yapabiliriz.
Kısaca konusu ise ülkesinden çok uzakta görev yapan bir doktorun ve ondan yardım isteyen bir kadını ilk olarak reddetmesi ardından ise yaptığından pişmanlık duyup ona yardım etmeye çalışırken yaşananlar ve düşünce filtreleri birbirini takip ediyor.
Stefan Zweig'in ilk okuduğum kitabı. Birden fazla okuduğum zaman her okuyuşumda yeni bir ayrıntı yakaladığım her kitabını zevkle okumaya başladığım yazara ilk adım attığım kitap 'Satranç'. Herkese tavsiye edeceğim harika bir kitap mutlaka okunmalı. :)
Jane Austen harikası ! 21 yaşındayken bu kitabı yazmış ve sevgilisinden ayrılmasına rağmen kitabı mutlu son ile bitirmiştir. Kitaplarında kadın karakterlerin güçlü yanlarına değinen Austen Aşk ve Gurur da aşkı iki farklı karakterdeki insanların bakış açıları yaklaşımları yaşadıkları olaylar anlatılmaktadır. Kurgusunun bağımsızlığı, kitabın içten anlatışı aşka bakış açısı inanılmaz güzel anlatılmış.
Kitabın filminin de olması olayları canlandırmak karakterlerin dış özellikleri , mimikleri, yaşadıkları yerler kitapla o kadar güze bağdaşmış ki insan tekrar tekrar aşık oluyor kitaba anlatılamayacak kadar güzel ve gerçekten hissederek okumanın keyfi kesinlikle paha biçilemez.. :)
En sevdiğim yazarlardan biri olan Jane Austen , romanlarında insanların zaaflarını öyle güzel bir anlayış ile işliyor ki insanın içine dokunmaması mümkün değil. Bütün baş karakterlerinin kadın olması, kadınların hislerine, düşüncelerine önem vererek evlilikleri ve mutlu sonla bitmesi ele aldığı dönemler inanılmaz , bir de bütün romanlarının sinemaya uyarlanması izlerken romanda hayalini kurdukların ve gözünde canlanarak bakmak inanılmaz güzel Akıl ve Tutku da o romanlardan biri kesinlikle tavsiye ediyorum mutluka okunmalı
Yine bir Julie Garwood kitabı , kendimi iyi hissetmek icin kitaplarını okuduğum bir yazar. Kadın dönemsel aşkı, tutkuyu öyle güzel kurgulamış ki içinde dalıp gitmemek elde değil. Özelikle İskoç lordlarını anlatması alıp götürüyor insanı. Romandaki kadın karakterlerinin cesareti, aynı zamanda onurlu, naif ve iyi kalpliliği konusunda.
Kitapta St.Biel Prensesi Gabrielle, Kral John’un isteği ile İskoçlara barış için. İskoç beyi Bey Monroe’yle evlenmeye İskoçya’ya doğru yola çıkar. Ancak monroe bizim asıl karakterimiz değil kendi halinde, yaşlı ve yanlış bir adam. Monroe düğünden önce ölüyor. Bu olaydan sonda Gabrielle Bey Colm McHugh ile karşılaşıyor ve kendisini onun kalesinde buluyor. Olaylar başlıyor :) ....
“Alice Harikalar Diyarında “ kitaba genel bakış olarak bir çocuk kitabı olağanüstü dünyaya açılan bir kapı olarak görünür. Ancak yazar kitabı İngiltere dönemini eleştirmek için yazmıştır. Kitabın yazarı da çok bilinmese de bir matematik profesörü. Kitap dikkatli bir şekilde okunup ele alındığında bir mantık ve felsefe ürünü olduğunu belli ediyor ve düşünmeye yöneltiyor. Kitapta bulunan her bir ince ayrıntı doğaüstü bir yaşama kapılarını açıyor.
Kesinlikle okunması gereken bir kitap sadece çocuk kurgusu olarak görülmemeli , kitap kesinlikle öyle değil bu bir yanılgı ve ön yargı olur her kitapta bir mesaj bir düşündürücü öge vardır .
Kitabın önsözünde çevirmen kitabı çok iyi özetliyor. Türüne göre anlatılanlara göre gösterdiği örnekler veriler gayet açık ve düzenli bir şekilde verilmiş. Bu roman dünya edebiyatında kült kitaplardan birini oluşturuyor. Ayrıca bilim kurgunun doğusu ile ilgili kısa bir anlatım oldukça açıklayıcı şekilde anlatılmış.
Zaman Makinesi aynı zamanda merak ve düş gücünü de ele alıyor. Kitap bilim kurguya öncülük eden klasikler arasına giriyor. Zaman Makinesi kitabında adını almış olduğu icat, bir buluş olması bir kanıtı oluşturuyor. Bir buluş... Bir yazgı... Birkaç beyaz çiçek ... Victoria dönemi ...
Zweig harikası :) her bir kitabında bir mesaj, yazımdaki dil oyunları anlaşılırlık icin dikkatli okumak gerekir. Başladın mi tüm dikkatini vereceğin bir kitabı daha. Kafa boşaltmak için değil istenilen ve dikkatle okunacaksa başlanması gereken kitaplar.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ise isimsiz bir kadının yıllarca sessiz sedasız sevdiği bir erkeğe mektubu. Mektubun başında ki hitap ise “ Sana beni asla tanımamış olan sana.” Diyerek kadın sevgisini, tutkusunu anlattığı aşk öyküsünde tek bir taraf var. Böyle bir duygu gerçek aşk mi takıntılı bir tutku mu okuyucuya göre değişen bir yorum olur. Zweig insan psikolojisine dokunan bir kitap yolculuğuna çıkarıyor.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,1bin okunma
Julie Garwood harika bir tarihi aşk konulu kitap yazıyor. Betimlemeleri o anı yaşatıyor. Eski İskoç, İngiliz aşkları dönem romanları akıcılığı, muhteşem. Daha önce okumamış olanlar için yazarı sevmek icin bir kitabını denemek isterseniz kesinlikle “yazgı” bunun için güzel bir seçim olur.
Kitapta birbirine düşman iki tarafın arasında kalan Leydi Madelyne yumuşacık bir kalbe sahip ve zalim abisinin esir tuttuğu İskoç baronunu serbest bırakması ona gösterdiği şevkat ile haberi olmadan Baron Duncan’ı kendisine bağlar. Kaderlerinin bağlılığından habersizler. Duncan ı kurtaran Madelyne i esir alırlar. Bu mağdur güzeli tanımaya başladıkça Duncan onu hayati pahasına koruyacağına and içer. Madelyne cesur, gözü pek, güçlü bir kadındır ve esir alınmasına rağmen bir kurt kadar güçlülük ile onur mücadelesini vermeye devam eder.
Kitapta XV. Louis döneminde Fransız Sarayında etkili olan aristokrat bir kadının yaşamına dayanan gerçeğe dayalı bir anlatım. Madame de Prie bir gün gözden düşer ve kral tarafından Normandiya'ya sürgüne yollanır. Paris'te yaşadığı günlerden sonra belirsiz zamanlı bir sürgün Madame'i beklemektedir. Orada Paris'teki yaşamını özlediği ve yeniden tüm dikkatleri üzerine çekmek istediği için planlar yapmaya başlar.
