Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüreğim sızladı, çünkü ancak özgürlük arayışınız ve arzunuz dizgininiz olduğunda özgür kalabilirsiniz; ancak özgürlükten bir amaç ya da memnuniyet olarak bahsetmekten vazgeçtiğinizde özgür kalabilirsiniz.
Sayfa 54
Zekânın, özellikle de becerinin artması insanlığın ortalama mutluluğunu artırmış mıdır yoksa azaltmış mıdır? Böyle bir soru akla uygun bulunmayabilir çünkü tüm beceriler arzularımızı tatmin etmenin daha kolay yollarını keşfetmekten ibaret olduğundan, becerinin artmasının elbette ki zorlu işlerde bir azalma ve ihtiyaçlarımızı daha pürüzsüz şekilde, zorlanmadan gidermemiz anlamına geleceği varsayılabilirdi. Fakat esasen insanlık tarihinin işleyişi böyle olmamıştır. Yeni beceriler ilk başta eşit şekilde tüm insanların malı olmamıştır. Neredeyse her zaman bir azınlık tarafından tekelleştirilmişlerdir ve bu azınlık da bunları diğer insanlar üzerindeki kontrollerini artırmakta kullanmıştır. Bunun sonucunda her ne kadar bu azınlık kâr etse de, çoğunluk gitgide bir avuç kişinin buyruğu altına daha fazla girmiştir. Tarım, yetiştiriciyi kendi arazisine bağlamak suretiyle onu köleleştirilmesini kolaylaştırmış ve her nerede egemen sistem haline gelirse, ürün yetiştiricisinin hayatını göçebenin hayatına göre özgürlükten ve mutluluktan çok daha uzak bir hale getiren bir sistem üretmiştir. Mülkiyet haklarını gücü elinde bulunduranların lehine olacak şekilde düzenleyerek, çok daha ilkel bir durumda elde edileceğinden daha az bir ödül için daha çok çalışan koca bir nüfus varken, bu güç sahiplerinin lüks içinde yaşamalarını sağlayan hükümetleri ve orduları da öngörü yaratmıştır.
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
İnsanın sevdiğine sahip olma tutkusu aşkın kendisinden ağır basmaya başladığı an, bu aşk değildir artık. Aşk yaşamdan güçlü olamaz, özgürlükten yoksun olarak da varlığını sürdüremez.
“En büyük özgürlüğümüzü ve en büyük bağımlılığımızı sergilediğimiz koşullar gözlemlenirse, eylemlerimiz ne kadar soyut ve başka insanların eylemlerine ne kadar az bağımlıysa o kadar özgür olduklarını ve tersine, başka insanların eylemlerine ne kadar çok bağlılarsa özgürlükten o kadar uzak olduklarını görmemek imkansızdır.”
I.Cilt
Her insan kendisi için yaşar, kişisel amaçlarına ulaşmak için özgürlükten faydalanır ve şu ya da bu eylemi, şu anda gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini tüm varlığıyla hisseder; ama onu, o eylemi zamanın belli bir anında gerçekleştirir gerçekleştirmez bu eylem artık geri alınamaz olur, tarihin bir parçası haline gelir, özgürlüğünü kaybeder ve önceden belirlenmiş bir anlam kazanır.
Gerçi özgür olmak, herkesin hakkıdır ve bunun için gerçek özgürlükçüler, özgürlükten yana olmayanlara karşı geniş davranılmasını isterler. Fakat bunların, hiçbir zaman elleri, ayakları bağlı olan kurbanlık koyun durumuna razı olacakları asla kabul olunmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, kimi insanlar geleceği, geçmişin arasından görmekte direnirler. Bunlar, ilgimizi kestiğimiz geleneklere karşı bağlılığın kesinlikle yeniden sağlanmasını isterler. Bu tür insanlar, kendisinin inandıkları gibi inanmayan kimseleri, istedikleri gibi ezemezlerse, kendilerini cenderede (sıkışmış gibi) hissederler.
Reklam
Tarihimiz, özgürlükten kaçınma yolunda bir çabadan ibarettir. Çoğunlukla, direnmek ya da yaratmaktan çok, uyum sağlamaya çalışmışızdır.
Aşkın krallığında çarpan bir yürek, Binlerce endişeyle doludur her dem. Lakin ne derlerse desinler, Yoktur tatlısı özgürlükten.
Özgürlükten ve arzudan oluşan gezginin mutluluğuna bürünmüştüm.
Sayfa 95 - alfa yayıncılıkKitabı okuyor
Kemalizm içe dönük ve kurucuydu. Enverizm dışa dönük ve yayılmacıdır. Hem Enver Paşa ve hem de Kemal Paşa, kişiliklerini ve formasyonlarını, Hamit'in saltanatında buldular; Hamit, Ermeni Politikası'na kadar, hem içte hem dışta modern bir prens sayılıyordu. Daha sonraki yıllarda üstü örtülmesine karşın hep modernizatör bir despot olarak kaldı; özgürlükten korkuyor ve modernizasyondan vazgeçemiyordu.
Sayfa 330Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.