"Seyid Rıza darağacında 'ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun' diyerek meydan okumuştu.
Kitap bittiğinde aklıma bu cümle geldi.
Teslim olarak onursuz yaşamaktansa, atalarının yadigar bıraktığı topraklarda kendi canlarına kıyarak onuruyla ölmeyi isteyen bir halkın hikayesi Dımdım Kalesi...
"Eğer bütün Kürt büyükleri senin "Xanoyê Çengzêrîn" gibi olsaydı- senin ve Hamza Çavuş gibi bir çok kişinin başına yemin edilir. Kimi Kürt aşiretleri halklarına hainlik yapmasalardı, ne İran Şahı, ne de Osmanlı padişahı Kürt vatanını işgale gelemezdi. Fakat ne yazık ki aramızda hainler var..." Kitabı bitirirken aklımda kalan cümleler bunlar idi.
Bir yandan Osmanlı bir yandan İran Şahı işgal etmek istedikleri Dımdım Kalesi... Cesaretin, efsane isimlerin hikayesi. Kürtler olarak her dönemde aramızdaki hainlik sebebiyle savaşa, zulme uğrayan bi halk olduk. Ve bu kitap bunu tüm açıklığıyla ve akıcılığıyla ortaya koymuş. Ben şahidim dercesine.
"Sırtını ya gerçek bir yiğide, ya da geçit vermez bir dağa yasla" demişti ataları. Çok haklı idi atalarımız.
Kesinlikle tüm kitap kurtlarının okuması gerektiğini düşünüyorum.