Kendi kendinin ayrı bir varlık olarak bilincinde olması, yaşam süresininin kısalığını, kendi kararıyla doğmayıp belki sevdiklerinden önce,belki onlardan sonra, ama kendi isteği dışında öleceğini bilmesi, yalnızlığının ve ayrı olmasının farkındalığıyla doğal ve toplumsal güçler karşısında çaresiz kalışı, insanın ayrı ve kopuk yaşamını çekilmez bir hapishaneye çevirmektedir. Eğer insan, bu hapishaneden kurtulup dışarı çıkamaz, kendisini dış dünyayla, bir başka insanla ya da düşünceyle bütünleştiremezse çıldırır.a
İlgi duymuyordum.Hiçbir şeye ilgi duymuyordum. Nasıl kaçabileceğime dair hiç fikrim yoktu. Diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. Benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. Bende bir eksiklik vardı belki de. Mümkündü. Sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım.Onlardan uzak olmak istiyordum.
Gidecek yerim yoktu ama. İntihar ?Tanrım,çaba gerektiriyordu.
Beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi.
Charles Bukowski (Ekmek Arası)
"Kimsin sen?" Bu soruyu yanıtlamaya çalışmış mıydım hiç? Kendi kendime kim olduğumu itiraf etmek hiç aklıma gelmiş miydi? Adımı, yaşımı, yurdumu, boyumu posumu biliyordum, ruhumu ise çok daha az...