Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cumhuriyet kurulmuştu. İsmet Paşa Hükümet başındaydı. Şimdi hem İsmet Paşa kabinesini, hem Millet Meclisini bekleyen görevler var­dı. Bunların bazılarına “devrim niteliğinde görevler" de diyebiliriz.
Sayfa 155Kitabı okudu
İlk öneriler arasında yer alan Erzurum Saylavı Emrullah Nutku ve Antalya Saylavı Akif Sarıoğlu'nun dört arkadaşıyla beraber verdiği, "Halkevleri'nin mallarına el konulması"yla ilgili yasa önerisi, DP yöneticilerinin uyarısı üzerine geri aldırıldı. Parti yöneticileri, bu tasarının yasalaşmasıyla Halkevleri'nin tümünün ortadan kaldırılamayacağını düşünüyordu. Bu nedenle parti yönetiminin uyarıları doğrultusunda Tekirdağ Saylavı Şevket Mocan ve elli üç arkadaşı Halkevleri'ni tümden yok eden bir yasa önergesi hazırladı. Meclis'in 6 Ağustos 1951 tarihli oturumunda ele alınan yasa tasarısı, epeyce tartışma yarattı.
Sayfa 34 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Mehmet Beşeri’den Kitap Önerileri
ATATÜRK (Nutuk), AHMED RIZA(Batı Politikasının Ahlaksızlığı), ARSLAN BULUT((Türklüğün Şifresi, Atatürk'ün Yol Haritası), ATTILA İLHAN (Hangi Batı, Batının Deli Gömleği), BANU AVAR (Zemberek), BEKİR ELÇİN (Onlar Savaşırken), BİLGE ORHUNLU(Mütareke Dönemi), CAZİM GÜRBÜZ (Atatürk, Ekonomi ve Milliyetçilik, Kartal Gözüyle Milliyetçilik, Atatürk
Sayfa 11
Şevket Süreyya Aydemir, o günleri yaşayan bir kişi olarak, bu kıyımı şöyle özetler: "Kısa bir süre sonra Köy Enstitüleri, üzerine kara bulutlar bi­riken şüpheli yuvalar haline getirildi: Teftişler, tahkikler, araştırma­lar, kovuşturmalar, nakiller, tayinler, sürgünler ve gene nakiller..... Ama baskılar bitmiyordu. Köy Enstitülüler'den bir devrede Yedek Subay Okulu'na gelenlerin 33'ü toptan çavuş olarak çıkarıldı. 1950'de iktidar değişip 1950'de DP hükümete gelince, Enstitüler üzerin­de artık koyu bir terör havası esmeye başladı. Nihayet Köy Enstitü­leri isimlerini de kaybettiler. Ve topraklarının çoğu şuna buna dağı­tıldı."
Sayfa 244 - Kilit YayınlarıKitabı okudu
Bazen herkes görür öldüğünü, bazen de ölürsün ama kimse görmez nasıl öldüğünü.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Ne derler? "Yandığı ateşi tarif edebilen gerçekten yanmıyor demektir."
Sayfa 118Kitabı okudu
Ünlü bir yazarın dediği gibi sadece hak peşinde koşmak, gerisini Hakk'a koşmaktı.
Kurumuş toprakların ortasında tek başına duran susamış bir çiçeğin koynuna, gökyüzünden kavuşma hayali ile gelen bir yağmur damlası gibi inanmak... Ağzındaki küçük solucanı yavrusuna ulaştırabilmek için kartalların arasından geçmek zorunda kalan bir güvercin gibi inanmak...
Cinayet bir sanat şeklidir. Tek bir farkla; sanatçı cehennemin derinliklerine, eserleri ise toprağa gömülür... ~ Ş. DEVRİM
Reklam
Evet,bazen toplumlar,inkilapçı bir akış içinde bulunurlar.Nitekim,İstiklal Savaşından sonra Türkiye,böyle bir devrim veya oluşum içindeydi.Böyle şartlar içinde ise bir şef veya önder,milli iradenin temsili olur.
Sayfa 115Kitabı okudu
Türkiye bir devrim hareketine girmiş, fakat bu hareket derinleştirilmemiş, tamamlanmamıştır.
Devrim ise, azınlığın idaresinin, çoğunluğun iradesine hakim olması demektir.
Fakat bir ülke, eğer bir devrim geçirmiş ve bu devrim eğer son sözünü söylememişse, o ülkede "kahramanlar devri" sona ermemiş demektir.
116 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.