Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Songül Atlı

Ne var ki insanları niyetimizle değil eylemimizle etkileriz.Niyet ancak eylemde açık seçik ifade edilirse karşı tarafa ulaşır.Bir şeyi de unutmamak gerekir:Niyet sevgi dolu olsa bile eylem öfkeli ve korkutucu ise karşımızdaki ancak o öfkeyi görür ve korku yaşar
Reklam
Kişilik bütünleşmesinin getirdiklerine kayıtsız kalan iki kardeş gerçekliğin görevlerini yerine getirmede başarısız olurlar. Alt benlik dürtüleri dışındaki herşeye duyarsız kalarak taşa dönüşürler .Bu diğer birçok masaldaki gibi ölümü simgelemez daha ziyade gerçek insanlıktan yoksun olmayı yüksek değerlere karşılık verememeyi gösterir.Öyleki hayatın anlamına kayıtsız kalan insanın taştan farkı yoktur.
"Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak. Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur! Oğlum, çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! İster Müslüman, ister Hristiyan, ister Yahudi olsunlar, seni olduğun gibi kabul etmeliler ya da seni yitirmeyi göze almalıdır. insanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrı'nın ülkesinin çok geniş olduğunu söyle; O'nun elleri çok geniştir, O'nun yüreği çok geniştir.Uzaklara gitmek denizler sınırlar ülkeler inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
On iki yaşımdayken hayvanlarla insanları karşılaştırdığımda hayvanların daha zararlı olacaklarına inanırdım.
Bu muskanın gizli güçler taşıdığına hiç mi hiç inanmadım fakat insan yazgı karşısında öylesine güçsüz ki böyle gizemli nesnelere ilgi duymaktan kendini alamıyor.
Reklam
İyi bir hayat yaşamamanızın nedeninin sizin dışınızda olduğu düşüncesine tutunduğunuz sürece hayatınızda olumlu bir değişiklik olamaz. Bütün sorumluluğu size haksızlık eden başkalarına -kaba saba bir koca, talepkar ve destekleyici olmayan bir patron, kötü genler, karşı konulmaz takıntılar- bağladığınız sürece durumunuz içinden çıkılamaz bir hal alacaktır. Hayatınızın önemli yönlerinden siz ama yalnızca siz sorumlusunuz ve yalnızca siz hayatınızı değiştirecek güce sahipsiniz. Dışarıdan çok fazla sınırlamayla karşı karşıya olsanız bile bu sınırlamalara göre çeşitli tutumlar uygulama seçeneğiniz ve özgürlüğünüz vardır. Nietzsche'nin en sevdiğim sözlerinden biri şöyle amor fati(kaderinizo sevin)başka bir deyişle sevebileceğiniz bir kadar yaratın
Yorulduğumuzda ve cesaretimizi kaybettiğimizde yıllar önce yendiğimiz düşüncelerin hücumuna uğrarırız
Önemli kararların her zaman derin kökleri vardır.Her seçim bir vazgeçiştir ve her vazgeçiş sınırlılıkların ve geçiciliğin farkına varmamızı sağlar
Her anı ölümün tamamen farkında olarak yaşamak hiç kolay değildir.Bu güneşe doğrudan bakmaya benzer fazla dayanamazsınız. Hayatımızı korkudan dönmüş bir şekilde geçiremeyeceğimiz için ölüm korkusuna yumuşacık yöntemler üretiriz. Çocuklarımız aracılığıyla kendimizi geleceğe yansıtırız zenginleşir ünlü olur hayatta her zamankinden daha fazla yer kaplarız saplantılı koruyucu ritüeller geliştiririz yada nihai kurtarıcıya karşı konulmaz bir inanç geliştiririz.
Kim olursa olsun herkesin yanında soluk almasını sağlayan varlıklar vardır.Onları kaybedersek havasız kalıp boğuluruz, ölürüz.Aşk yoksunluğundan ölmek ürkütücüdür.Ruh soluksuz kalır.
Reklam
İnsan sadece hayaller kurmak için çıktığı evinden günün birinde kendini suya atmak için çıkar
Düşünce zihnin hayal hazzın ürünüdür. Düşüncenin yerine hayalî koymak yemeğe zehir katmaya benzer
Bugünün insanı pek çok bakımdan barbarlık çağı insanından daha üstün görüşlü olduğu halde aklın bilginin gösterdiği yoldan gitmeye bir türlü alışamamıştır.
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar;yaşam karşındaki uyumluluğu yok olur.Erkek sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde kendini gerçek boyutlarının en az iki katında görmezse,kararlar vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı,yasalar koymayı,kitaplar yazmayı, özenle giyinip yemekli toplantılarda konuşmalar yapmayı nasıl sürdürecektir.
Bir yılda kadınlar üzerine yazılan kitapların sayısı üzerine hiç bilginiz var mı? Bunlardan kaçının erkekler tarafından yazıldığını biliyor musunuz? Kendinizin, evrenin belki de en çok tartışılan canlısı olduğunuzun farkında mısınız?
Reklam
Her şey;durmadan öteye beriye koşmalar,küçük ihtiras oyunları,hele de açgözlülükler, rekabetler, dedikodular, birbirine çelme atmalar,birbirini tepeden tırnağa süzmeler.Konuşmalarını dinledikçe insanlar budalalaşıyor.İlk bakışta zeki adamlar sanırsın yüzlerinde ciddilik okunur ama bütün söyledikleri şu biçim şeyler ; "Falanca veya filanca bilmem ne satın aldı bilmem neresini kiraladı."Başka birisi:Aa olur şey değil niçin acaba yada falanca dün akşam kulüpte müthiş para kaybetti bir başkası üç yüz bin kazandı.İllallah bunlardan.Bunlar arasında insanlık nerede insanlığın yüceliği bütünlüğü nerede kaldı.İnsanlık ufak paralar haline gelmiş.
Oblomov, "Ah Yarabbi! Ne budala insanlar var! Evleniyorlar."diye içini çekti ve sırtüstü yattı.