Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mahmut temel

mahmut temel
@temel333
tasavvuf düşmanı selefilere:
ey kafasıyla yüce dağa toslayan Boynuzuyla onu yıkmaya çalışan Dağa değil sen kafana acı
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sevmek Ölmekle Başlar
Sevmek Ölmekle BaşlarMurat Başaran
7.7/10 · 111 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
mahmut temel

mahmut temel

, bir kitabı okumaya başladı
Kırk Mektup
Kırk MektupAli Sözer
8.6/10 · 143 okunma
Dervişin biri Mihene'de Şeyh Ebu Said(ks) in yanına geldi. 'Ey şeyh ! Uzun yolculuk yaptım, çok zahmet çektim, ne rahat ettim ne de rahat etmiş birini gördüm' dedi. Şeyh cevap verdi: Bunda şaşılacak bir şey yok, yapmış olduğun seferlerden amacın kendini aramaktı. Eğer bu seferlerde arada sen (nefsin) olmasaydı ve bir an benliğini terk etseydin hem kendin rahat etmiş , hem de başkaları rahat etmiş olurdu. Kişinin zindanı varlığıdır. Bu zindandan bir adım dışarı atarsa rahat eder. s:246
Reklam
Derviş'in biri Şeyh Ebu Said"e sordu: Ey şeyh kulluk nedir? Cevap: Allah seni özgür olarak yaratmıştır, yaratmış olduğu gibi ol. Derviş: Ey Şeyh, ben kulluğu soruyorum sen ise özgürlükten söz ediyorsun deyince, Şeyh: bilmiyor musun ki iki cihanın kaydından azat olmadan kul olamazsın. dedi
Şeyh Ebu Said"e biri sordu: Ey Şeyh! Hak Tealâ ve Subhanehu şu halkı niçin ya­rattı? Onlara ihtiyacı mı vardı? Şeyh, hayır, dedi. Şu üç şey sebebiyle onları yaratmıştır: 1) Çok muazzam bir kudreti var, bunu temaşa edecek kimseler lazımdı. 2) Hadsiz hesapsız nimetleri var, bunları yiyecek kimseler lazımdı. 3) Pek çok rahmeti var, bundan yararlanacak günahkârlar lazımdı.
Şeyh Ebu Said bir kere Tus'a geldiğinde oranın halkı kendilerine vaaz etmesini rica ettiler. Şeyh ricayı kabul edince ertesi gün tekkede onun için bir kürsü kurdular. Her taraftan gelen halk burada toplandı. Şeyh kürsüye çıktı. Hafızlar Kur'an okudu. Halk o kadar kalabalıklaştı ki bir tek kişiye bile oturacak yer kalmamıştı. Tekkenin yöneticisi kalktı ve :'Kim bulunduğu yerden bir adım ileri giderse Allah onu affetsin' dedi. Şeyh 'Allahümme salli ala Muhammedin ve ala alihi ecmain' dedikten sonra ellerini yüzüne sürdü ve dedi ki: ' Benim her zaman söylemeyi arzuladığım ve daha evvel bütün peygamberlerin söylemiş oldukları bir cümleyi bugün bu zat söyledi: Kim bulunduğu yerden bir adım ileri giderse Allah marifetine mashar kılsın! Şeyh bu sözü söyleyip kürsüden indi ve o gün başka bir şey söylemedi...
Şii İmam Ebü'l-Hüseyin Tüni'nin Tövbesi: Anlatırlar ki Şeyh Ebû Said (ks.) Nişâbur'da bulunduğu sırada orada Ebû Abdullah Kerrâm'ın yandaşı bir imam vardı. Ona Ebü'l-Hüseyin Tûnî derlerdi; şeyhimize karşıydı. O derece karşıydı ki ne zaman yanında şeyhten söz edilecek olsa ona lânet ederdi. Hatta şeyh Nişâbur'da
Zalim Emir'in Tövbesi Bir gün şeyh Nişâbur'da Hasan el-Müeddib'i yanına çağırıp, "Şahneye (emire) gitmen ve dervişler için sofra hazırlamasını ondan talep. etmen lazım" dedi. Şahne sûfileri yadsıyordu. Yola düşen Hasan el-Müeddib yol boyunca kendi kendine, "Nişâbur'da ondan daha zalim ve şeyhe daha fazla düşman
Reklam
Emir-ül müminin Hz Ali'ye ruküun anlamı soruldu. Dedi ki: Müslüman rükuya vardığında Kalbi ile şöyle der: Boynum vurulsada ne dinimi terk ederim, Ne de Rabb'ime olan ibadetimi! (bu niyetle boyun eğer) Tevhid'in sırları s297
'Allah için olmayan bir şey hiçtir. Allah için olmayan bir kimse adam değildir. Benliğin var olduğu yer cehennem, benliğin olmadığı yer cennettir.' Şeyh Ebu Said -Tevhidin Sırları s:245
Allah yolunda infak Etmekten kaçınmamak Hasan el-Müeddib anlatıyor: Nîşâbur'da şeyhin bir hayranı vardı. Adi Ebû Amr Haskû'ydu. Nişâbur tüccarından olup ikramı severdi. Bu zat bir gün beni çağırdı ve, “Ben baştan ayağa şeyhin müridi oldum. Senden ricam şu: Şeyh için gerekli her şey için bana gel, ihtiyaçlar çok bile olsa hiç
Altınların geliş sebebi Şeyh Ebu Sait nişabur'da bulunduğu sırada özel hizmetkârı Hasan El mueddib herkesten borç almış ve dervişlere harcamıştı borçların nin ödenmesi biraz gecikince alacaklılar paralarının ödenmesini istediler Bir gün hepsi toplanıp hankahın kapısına dayandı. Şeyh Hasan'a: Söyle, içeri girsinler" dedi. Hasan onları içeri aldı. İçeri girince şeyhe saygılarını sundular. Bu esnada hankahın önünden geçen bir çocuk, "Helva, helva" diye bağırmaya başladı. Şeyh, "Bu satıcıyı çağırın” dedi. Satıcıyı getirdiler. Şeyh “Ne kadar helvan varsa tart" dedi. Satıcı hepsini tartip dervişlerin önüne koydu, dervişler de yiyip bitirdiler. Küçük satıcı, "Para vermeniz lazım" dedi. Şeyh, "Gelecek" dedi. Bir süre geçtikten sonra çocuk tekrar parasını istedi ama şeyh yine aynı şekilde cevap verdi. Çocuk, “Ustam beni döver" dedi ve başladı ağlamaya. Tam bu sırada bir kişi hankahin kapısından içeri girdi ve içinde altın bulunan bir keseyi şeyhin önüne koydu ve, "Bunu falan kişi gönderdi ve kendisini hayır duayla yâdetmeni rica etti" dedi. Şeyh, Hasan'a, "Keseyi al ve parayı alacaklılara dağıt" dedi. Hasan altınlari alıp helva satıcısı çocuğun parası da dahil olmak üzere bütün alacaklıların paralarını ödedi. Geriye hiçbir şey kalmadı. Zaten daha fazlası gerekli de değildi. Şeyh buyurdu: Bu altının geliş sebebi şu çocuğun göz yaşıdır. Tevhid'in sırları sayfa 145
"Yastığa Değil Ahlâka Bak" Yine aynı günlerde Şeyh Abdullah bir kere şeyhi ziyarete gelmiş, onun dört yastığa dayanıp oturmakta olduğunu görünce içinden buna karşı çıkmıştı. Bunun üzerine şeyh, "Dört yastığa bakma, ahlâka ve karaktere bak” dedi. Şeyh bu özlü ifadeyle meselenin esasını ona göster- miş ve şunu anlatmıştı: Önemli olan kişinin dış yüzü değil, iç yüzüdür; çünkü Allah kişilerin şekillerine ve dış davranışlarına değil gönüllerine ve niyetlerine bakar. Şeyhin bu uyarısı üzerine Şeyh Abdullah'ın bu konudaki muhalefeti de sona ermiş, tövbe etmiş, bir daha şeyhe hiç itiraz etmemeye karar vermişti. Tevhid'in sırları sayfa 135
Hasan anlatıyor: Aşhaneye gittim, aradım taradım bir şey bulamadım. Dönüp geldim ve, “Hiçbir şey bulamadım” dedim. Şeyh tekrar dikkatli bir şekilde araştır, dedi. Araştırdım ama bir şey bulamadım ve, “Ey şeyh hiçbir şey yok” dedim. Şeyh yine beni araştırmaya gönderdi. Bu sefer bir somun buldum ve şeyhe getirdim. Uyuyabilmem için bunu birine ver, dedi. Somunu elden çıkarınca şeyh uyuyabildi. Tüm meşâyihin sünneti şöyledir: Bir gün ellerine geçen zuhuratı o gün harcarlar. Ertesi güne az ya da çok bir şey bırakmazlar. Bunu yaparken Hz. Muhammed Mustafa’nın [sallallahu aleyhi vesellem] yolunu izlerler. Bir gün Bilâl-i Habeşî’nin [radıyallahu anh] zâviyesine gitmiş, kırık bir testinin üzerinde kuru yarım bir somun görmüş ve sormuş: Yâ Bilâl! Bu yarım somun ne böyle? Bilâl, “Ey Allah Resûlü! Kuru bir somun vardı. Yarısıyla dün gece orucumu açmıştım, diğer yarısını da bu akşam için alıkoydum” dedi. Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] buyurdu: Ey Bilâl! Harca, arşın sahibi rızkını azaltır diye tasalanma! Tevhidin Sırları [Esrârü't Tevhîd] / Sayfa 147
Reklam
mahmut temel

mahmut temel

, bir kitabı okumaya başladı
Sınır Değildir Gökyüzü
Sınır Değildir GökyüzüEmetullah Armstrong
6.7/10 · 61 okunma
mahmut temel

mahmut temel

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri
Abdülkadir Geylani'nin SohbetleriAbdülkadir Geylani
9.6/10 · 595 okunma
mahmut temel

mahmut temel

, 2022 okuma hedefini ekledi.
2022 OKUMA HEDEFİ
3/24 kitap - %13 tamamlandı
3 kitap okudu
24 kitap
984 sayfa
0 inceleme
12 alıntı