Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Bu kitap sanırım beni devrimle tanıştıran kitaptı. Öyle farklı bı anlatımı var ki. Farklı insanlardan farklı olayları aynı insana bağlıyorlar ve ben hepsine hakim olabiliyorum.beni hiç sıkmadı hatta kitabı anlayabilmek sindirebilmek için belki de yavaş okudum. Çok yavaş. Bazı cümleleri o kadar güzeldi ki özellikle ilk cümlesi:Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi...Sonuna geldiğimde şaşırdım. çünkü sorsanız kitaptan hiçbir şey anlatamam ama sanki hayatın anlamını buldum. Daha doğrusunu anlamsızlığını.
Arkadaşlarımın methiyeler düzdüğü ve beni okumaya teşvik ettikleri Murat Uyurkulak'ın hayran kaldığım bir kitabı daha... Tol kitabında üslup başkaydı ama bu kitapta daha ince bir mizah ve farklı bir tat var. Altı çizilecek ve akla yazılacak birçok söz ile karşılaştım. Muhteşem bir kitap deyip beklentinizi artırmak istemiyorum.Çekinmeden tavsiye edeceğim kitabı okuyup, kendiniz tecrübe etmelisiniz.
Toplumsal eleştiri, yazildigi dönemden sonra okunduğu icin tarih, komedi ve ciddi insani sarsintilara değinen bunlari yaparkende kendine has kurgusuyla okuyucuya yedirerek yapan bir kitap daha once ayni Yazar in "Tol" diye kitabini okumustum bu ikincisi.
Yazarin kitapla ilgili ropartajindan bir paragraf:
"Ama, simgelerin, şifrelerin, dolayımların yoğun kullanımından söz ediyorsan, henüz acısı taze olan yaraları anlatmak doğrudanlığı kaldırmıyor pek fazla. Doğrudanlık, insanı bir yerde mecalsiz bırakıyor. Dahası ‘edebiyat parçalamak’tan çekiniyor insan. Böyle bir durum var…” der. Bence haklıdır da.
Roman iki katmandan oluşur bir katmanda Netamiye’de yaşayan bir Netam olan Numune’nin, Onüç’ün, Otuzbeş’in ve yamukların hikayesi; bir diğer katmanda ise; kıyamet öncesi bir “seçilmiş” bulmayı umudeden meleklerin hikayesi. Roman ‘bab’lar halinde 16’dan geri sayılarak yazılmış. Her bölümün başında Uyurkulak tarafından “uydurulmuş” bir ağıt var. Bu ağıtlar ve ağıtların ait olduğu yöre o bölümle ilişki içerinde. Askerlikteki gibi ‘terkip’ ile başlayıp ‘terhis’ ile son buluyor."
Yazarın Tol ve Har kitaplarına göre anlatımı daha acemiceydi sanki.
Bazuka keşke ilk kitap olsaydı diye düşündürdü bana.
Kitap kısa kısa akıcı öykülerden oluşuyor.
Yazarın diğer kitaplarından alışkın olduğum metafor kullanımı, bu kitapta biraz piyasa ağzı beylik cümlelere dönüşmüş gibiydi.
Kitabın güzel tarafı hiç taraf tutmadan söyleyeceğini söyleyip geriye çekilmesi, okuyanı, vicdanı ve almak istediği şeyle başbaşa bırakıyor ve zehir gibi bir rahatsızlık duymanızı sağlıyor.
Yazara ilgi duyuyorsanız "Tol" ile başlamanızı öneririm.
Kitap yazarın ruhunun hengamesinden taşmış da satırları doldurmuş adeta. Benim sokak edebiyatı adı altında yazılan yazılara olan ilgim Tol kitabında fazlaca karşılık buldu. Yazarın inanılmaz geniş bir dil kullanımı, dil kullanımından da ziyade çok başarılı bir dil jimnastiği, hayal gücü var. Böyle olunca okur doğal olarak aynı anda çok farklı duygularla karşı karşıya kalıyor. Okurken bir süreden sonra olay olayları anlama gayretine girmedim ve Murat Uyurkulak'ın anlatım gücüne kendimi bıraktım çünkü kitap zaten tüm anlatmak istediğini ilk cümlesinden vermiş ve sonun spoilerı en başta geçmişti. Bir musahhih ve şair bir ayyaş, savrulmuş hikayeler içinde bir hikaye ve o savruluşun dokunduğu her nesne... Sanırım bundan sonra gördüğüm her musahhihin hayatında bir devrimci bir şair bir topal bir ayyaş ve sayısız savrulmuş insan arayacağım.
264 syf.
9/10 puan verdi
Murat Uyurkulak ile tanıştığım kitap. Bir arkadaşımın önerisi üzerine okuduğum ve çokta beğendiğim, örgüsü, anlatımı, akıcılığı ve merak uyandırması ile elimden bırakamadığım bir kitap. Bazı yerler de kafa karışıklıklarına sebep olsa da -çünkü bazı bölümlerde nereden nereye geldi, ne oldu, kim dedi diye sormanıza sebep olan yerler söz konusu- örgü itibariyle çok üstünde durulacak, konuyu saptıracak bir durum içermediğinden görmezden gelinebilir ki zaten o kadar akıcı ilerliyor ki karışıklıklar araya kaynıyor. Abartılacak bir durum yok kısacası. Artı olarak, bir devrimci şairin intikamı üzerine yazılmış bir kitaptır benim için ve konusu ve anlatım uslübü itibariyle de nadir kitaplardan biridir benim gözümde. Övgüleri hak eder.
Dağınık, karanlık ve ikircikli bir roman Tol.
Dağınık... Çünkü kitabın ilk yarısındaki hikayeler arasında bağ kurmakta zorlanıyorsunuz. Bir yığın hikaye içi karakter var ve kitabı bitirdikten sonra dahi bu isimlerden kim kimdi kafanızda oturmuyor. Bir ara yazarın "Okur ne demek istediğimi anlamasın, vay be ne derin yazmış desin!"
Murat Uyurkulak’la tanıştığım kitap. Yazar kelimelerle işleme yapıyor, dans ediyor, büyük büyük romanlar inşaa ediyor.
Her bir cümlesi bir ‘alıntı’ paylaşımı benim için. Kitabın ilk cümlesinden son cümlesine kadar...
Okurken zorlananlar olabilir çünkü karakterler, olaylar çok dağınık anlatılmış, bir sahneden diğerine atlanılmış ve sonra da bir bakmışsın ipin ucu kaçmış...kitap rafa kaldırılmış.
Kitabı, ara vermeden okumakta fayda var, belki notlar alarak hatta. Bu şekilde gayet derli toplu bir şölen edasıyla, ağzınızda tadı kalarak okuyabilirsiniz.
Okuyunuz, okutunuz ;)
Murat Uyurkulak ile ilgili birkaç yazı okuyup özellikle Tol kitabını merak etmiştim. Ama beni hayal kırıklığına uğratabileceğini hesaba katmamışım ne yazık ki..
Başka kitaplarını okuyup bir şans daha vermek istesem de bence pek de matah olabilen bir yazar değil.