Ulvi İsayev
@ulvidunyada
Good morning! oh, and in case I don`t see ya, good afternoon, good evening, and good night.
3 Ocak
213 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Hayvansal omega-3'ten en zengin besin balık yağları. Özgür dolaşıp beslenen hayvanların et, süt ve yumurtaları da omega-3'ten zenginler. Özgür dolaşan tavuklar çok miktarda ot, böcek ve kurt yerler. Bu nedenle et ve yumurtalarındaki omega-6/omega-3 oranıyaklaşık 1/l'dir. Odakta otlayan hayvanların et ve sütlerindeki omega-3 oranı da benzer şekildedir. Kapalı yerlerde tutulan çiftlik tavuklarında ve hayvanlarında (özel bir beslenme rejimi uygulanma mışsa) bu oran aşırı yükselir.
Paket meyve suyu içmek yerine meyvelerin kendilerini yemeliyiz. Bunun nedeni meyve posa ve liflerinin şekerin kana geçmesini engellemesi. Ama fazla şekerli meyveleri de fazla tüketmemeliyiz. Olumlu etkilerine rağmen meyveleri, yeşil sebzelerde olduğu gibi sınırsız yememek gerek
Üstelik kutuların üzerine üretim tarihini yazmak da zorunlu değil. Ama son kullanma tarihini yazmak zorunlu. 6 ay önce ürettiğin meyve suyunu piyasaya ver, üzerine 12 ay raf ömrü var de. Kim anlayacak?
Okur Takip Önerileri
Sanayi tipi meyve sularının, içlerindeki meyve oranına göre dört ana çeşidi var; meyve içeriklerinin fazladan aza sıralamasına göre; meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek ve aromalı içecek. Meyve suyu: %100, meyve nektarı: %24-99,
meyveli içecek: %10-24 ve aromalı içecek: %0-9 arasında meyve içeriyor. Snuncusuna çoğu kez hiç meyve de katmıyorlar
Gazlı içeceklerin sebep olduğu bir diğer problem ise çay, kahve ve alkol gibi
idrarı arttırmaları, su kaybı yapmaları. Fakat insanın dil ve dudakları ıslandığı için susuz kaldığını anlamıyor. Susamış kişiler şeker içeren bu içecekleri içtiğinde şekerin sindirimi için kan mideye hücum eder. Kanın yerinin değişmesi vücudun diğer organlarında kan hacmini düşürür. Bu da kramplara veya ısı nedeniyle ortaya çıkan rahatsızlıklara neden olur. Gizli susuzluğun baş ağrısı, astım, alerji, böbrek taşı, kalp hastalığı ve depresyon gibi çok sayıda sağlık sorununa yol açtığını da söyleyebiliriz.
Hastalıklara ilaç değil, ilaçlara hastalık aranıyor
walls of caves? Just for decoration? That doesn’t seem likely, because the caves were so dark. Of course we can’t be sure, but we think they may have been trying to make magic, that they believed that painting pictures of animals on the walls would make those animals appear. Rather like when we say ‘Talk of the devil!’ when someone we’ve been talking about turns up unexpectedly. After all, these animals were their prey, and without them they would starve. So they may have been trying to invent a magic spell. It would be nice to think that such things worked. But they never have yet.
Isn’t it an amazing thought that, one day, a prehistoric man – or a woman – must have realised that meat from wild animals was easier to chew if it was first held over a fire and roasted? And that one day someone discovered how to make fire? Do you realise what that actually means? Can you do it? Not with matches, because they didn’t exist. But by rubbing two sticks together until they become so hot that in the end they catch fire. Have a go and then you’ll see how hard it is!
Kaderinden yakınma. Bunu aptallar yapar.
Günü müzde ne yazık ki İslam coğrafyalarında felsefi akım lardan bahsedebilmemiz mümkün değil. Farabi öncesi ve sonrasında yüzyıllar boyunca Batı karşısında baskın bir şekilde ilmin merkezi olan Doğu bugün ne yazık ki savaşların, bilgisizliğin ve yıkımın merkezi olmaya yüz tutmuştur.
Üstelik Kuran-ı Kerimde “düşünmek, sorgulamak, aklını kullanmak” ile ilgili 70e yakın ayet bulunmaktadır. Sadece bu ayetlerden bile yola çıktığımızda İslam ve felsefenin birbiri ile çok ilintili olduğunu görebilmemiz mümkündür.
Mən görürdüm ki, heç kəs Qaracaya əhəmiyyət vermir, heç kəs ona xoş bir söz demir, heç kəs onun nə yeyib-içdiyi ilə maraqlanmır, sanki o da bunların hamısına tüpürüb heç nəyi vecinə almırdı, heç kəsdən heç nə ummurdu, heç kəsdən kömək, mərhəmət gözləmirdi. Sözün düzü, mən yaxşı şeylər yeməyi, həmişə təzə paltar geyməyi xoşlayırdım, mən istəyirdim ki, hamı məni sevsin, amma Qaracanın bütün bunlara bir qəpiklik əhəmiyyət verməməsi mənə toxunurdu, məni öz gözümdə kiçildirdi, mən özüm-özümə zəif bir məxluq kimi görünürdüm.
Onun arvad kimi köynək yamaması mənə qəribə göründü, mən ondan soruşdum:
- Niyə köynəyini özün yamayırsan?
- Bəs, kim yamasın, qaqaş? - dedi.
- Anam yox, bacım yox.
Demək ki eyni cür uşaq olmuşuq
Mən heç bir zaman özümü evimizdə babamgildə olduğu kimi sərbəst hiss eləmirdim. Yalvarıb anamdan xahiş eladim ki, qoysun gecəni qalım babamgildə.
Əşi yəqin kefsiz vaxtına düşüb. Sən bir dəfə də de
Mәşәdi Allahverәn ibtida bir arvad aldı, gözәl, göyçәk. 30 il onunla gün keçirib övladı olmadı. Sonra istәdi birini dә alsın, arvad razı olmurdu.
