“Asla ümidimizi kaybetmemeliyiz” dedi, utangaç, fakat yine de ikna edici bir ses tonuyla. “Yürek zayıflığı büyük bir günahtır..." Yine de şunu söylemeliyim ki büyük bir sınavdan geçeceğiz gibi gözüküyor. Evet, büyük bir sınavdan dedi, artan bir kesinlikle.
Sanat eserlerinin nasıl yaratıldıklarına bakın: Bir düşünce, çoğunlukla yaşama umudu vaat ederek doğmuş bir gençlik düşüncesi, dâhinin içinde önce utangaç ve belli belirsiz varlığını korur. Bir okuma, yaşamın herhangi bir olayı, başka bir şeyle uğraşırken veya bu düşünce düzenine hazırlıklı olmadığı için söz konusu fikri üretkenliğini kavramadan fark eden herhangi bir yazarın tesadüfen ortaya attığı elverişli bir ifade, kuluçkada bekleyen bu fikrin değerinin ve olası rolünün bilincine varmasını sağlar. Yolculuklar, sohbetler, çeşitli okumalar ona özümlenebilir unsurları temin edecek, o da bu unsurlarla dolup güçlenecektir. Goethe işte bu şekilde zihnindeki Faust tasarımını otuz yıl boyunca yanında dolaştırmıştır. Tasarım bütün bu süre boyunca filizlenmiş, büyümüş, kökleri giderek derinlere uzanmış, bu dâhiyane eseri oluşturan besleyici özsuları tecrübelerden derlemiştir.
Sayfa 16Kitabı yarım bıraktı
Ne düşündüğü ve hissettiği hakkında devamlı yalan söylemek zorunda kalan bir çocuğun güçlü bir özgüven geliştirmesi imkânsızdır. Yetişkin bir birey olduğunda da kimsenin ona inanmayacağı konusunda duyduğu endişe ilişkilerini etkiler, hiçbir ortamda rahatça bir fikir beyanında bulunamaz, Bu çocuklar büyüdüklerinde insanlardan kaçan, utangaç kişiler olurlar.
Sayfa 83 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kaba, ahmak, ama nasıl bir erkeğin nikahlandığı tek kadınla yaşaması gerektiğine, bir genç kızın bakire, kadını utangaç, erkeğin mert, ölçülü ve kararlı olması, çocukların yetiştirmesi, ekmeğini kazanması, borclarini ödemesi gerektiğine ve buna benzer saçmalıklara inanan gülünç insanlar. Modası geçmiş ve gülünç insanlar türüydü bu. 
Sayfa 151Kitabı okudu
Yeryüzünde birçok Beth var;utangaç ve sessizler, kendilerine ihtiyaç duyulana kadar köşelerinde oturur ve başkaları için içtenlikle yaşarlar.
Sayfa 56Kitabı okudu
"Bir düşünceden bir düşünceye gider geliriz. Hiçbir şeyi kendiliğimizden kesin ve sürekli olarak istediğimiz yoktur. Rastlantıların rüzgârı insanı keyfinin istediği yere götürdüğü gibi, kendi halimizdeki kararsızlık da öteye beriye çekip değiştirebiliyor. İçinize dikkatle bakarsanız kendinizi iki defa aynı halde bulamazsınız. Ruhumu, baktığım tarafına göre kimi şöyle, kimi böyle bir halde görüyorum. Kendime bir şöyle bir böyle anlatışım, içime bir şöyle bir böyle bakışımdan geliyor. Kendimde, türlü haller içinde bulmadığım karşıtlık yok; utangaç ve yüzsüz, çekingen ve atılgan, sessiz ve geveze, kaba ve ince, ahmak ve zeki, babacan ve aksi, yalancı ve doğru sözlü, bilgili ve cahil, cömert ve cimri; yerine göre bütün bu halleri az çok kendimde görüyorum."
Sayfa 194Kitabı okudu
İçimde dönen tufanı bir ben bilirim.
Hayatımda onun kadar utangaç birini görmedim; aptallığa varacak kadar utangaçtır, elbette bunu kendisi de çok iyi bilir, çünkü aptal falan değildir. Bununla beraber çok sakin, sessiz biridir.
Sayfa 3Kitabı okudu
