Uzay sabretmişti. Vazgeçmemişti araştırmaktan. Hayal kırıklığına uğrasa bile her defasında araştırmaya devam etmişti. Bir yola baş koymuş ve sonunda başarmıştı...
Uzay'ın Kayıp Gezegegeni, İnci Yılmaz Şimşek
Göl kitap yayıncılık
Hayatın, sonu hâlâ yazılmamış bir bilimkurgu filmi olduğu hissine kapılıyorum. Ekran: Çağın anlam kaybı ve uzay, her an değişebilen bir zaman hatta zamansızlık.
İnsana en büyük zararı en yakınındakiler veriyor.
İçten gelen bir gülümseyişi tek yumrukla yüzünün ortasına gömüyorlar...
Nereye kaçacağımı bilmiyorum...
Bu sefer gerçekten bilmiyorum...
Çünkü çok denedim...
En sonunda, yalnızca kokusu tanıdık olan bir yabancının omzunda sonsuza kadar kaybolmak istedim olmadı...
Ama birine ''Lütfen, kırmayın göğsümün etrafındaki hassas camı'' diye yalvarırken bulmak istemiyorum kendimi.
Cam parçalarını göğsümden tek tek toplamayı göze alırım ama yalvaramam...
Çünkü mevsimler değişirken uzay boşluğunda duran ama dünyanın göğünde parlamayan bir yıldızım ben...
Büyük ama yalnız ,
parlak ama görünmez.
Görünür olmayı bekleyemem....
Her zaman kendime sorardım neden noktaların , doğruların , eğrilerin ; ister düzlem ister uzay şekiller olsun koordinatları var da daha mükemmel bir varlık olan insan ve onun ayrılmaz bir cüzü olan hayatın koordinatları yok ?
* Uzay ajansı kurduk ama yangın uçağı almayı unuttuk.
* Ülkeyi şantiye alanına çevirip, her yeri beton yaptık ama yeşili unuttuk.
* İki ayrı 100 günlük program açıkladık ama icra etmeyi unuttuk.
* 25 kuruşluk poşete itiraz ettik ama bir yılda ödediğimiz 800 milyar lira verginin hesabını sormayı unuttuk.
* Yüksek gelirli ülkeler sınıfına geçtik ama vatandaşı götürmeyi unuttuk.
* Faiz denen şeyden hep nefret ettik ama düşürmeyi unuttuk.
* Kanun yaptık ama herkese eşit davranmayı unuttuk.
* Her yere üniversite açarak üniversite mezunu sayımızı yükselttik ama onlara istihdam sağlamayı unuttuk.
* Vatandaşın enflasyonunu her defasında gayet düşük gösteren TÜİK'in hangi marketlerden alışveriş yaptığını vatandaşla paylaşmayı unuttuk.
* Ve o kadar çok üzdüler ki bizi, şu kısa ömrümüzde mutlu olmayı unuttuk...