Malcolm X hayat hikâyesini anlattığı kitabının bir yerinde şunları söylüyor:
"Beyazların çoğu, zencilerin başka konularda da söyleyecek bir şeylerinin bulunabileceğine, başka düşüncelerden de haberi olabileceğine ihtimal vermez ler. isterseniz bir dikkat edin: başka bir konuda, diyelim ki dünya sağlık sorunu hakkında ya da aya adam gönderebilmek için sürdürülen uzay yarışı hakkında zencilerin düşüncelerini öğrenmek isteyen beyaz pek çıkmaz."
yalnızlığı denemek
gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersin döner yolunu bulamazsın
içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın
sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın
insanı ancak kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksiğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın
Zihnimiz bu çeşitliliğe önce uzay ve zaman formlarını, ardından da müdrikenin kategorilerini tatbik ederek deneyimi yani nedenler ve sonuçlarla örülmüş, uzay ve zamanda cereyan eden sistemi, durağan yasalara tâbi bir doğayı meydana getirir.
Bu kitabın da filminin çıkacağı ve Elliot Page'in filmde oynayacağı haberini görünce kitabı okumanın iyi olacağını düşündüm ve evet!
Uzun zamandır bir bilim kurgu okumamıştım ve bu o kadar iyi geldi ki!! Uzay ve yaşanabilir yeni gezegen arayışları, bilinmezlik, karanlık, sessizlik, AI(ve onun gizemi?), düşman iki ülke ve aralarındaki düşmanlığı faydalı bir ittifaka dönüştürme yolunda atılan bir eylem.
Hikayenin gidiş yönünün farklı yollara sapması, beklediğimden daha iyi ve başarılı bir olay örgüsüne evrilmesi beni çok cezbetti. Aşırı beğendim. Umarım filmde de çok batırmadan kitabı güzelce yansıtırlar.
Bu ekim ayında 2.kitabı da çıkacakmış, heyecanla bekliyoruz efenim!!
...tüm insanların zihninde duyumları ayrıştırma(distinguer) ve yan yana koyma(juxtaposter) temayülü vardır... bu ayrıştırma ve yan yana koymanın ilkesi olan uzay, a priori olarak verilidir... zira onun başka hiçbir fikir ile yaratılamayacağı söylenebilir.
Aliens: Earth Hive bugünlerde kitabın audiobook halini dinliyorum. Steve Perry'nin daha önce herhangi bir eserini okumadım ya da dinlemedim ama kızı S.D.Perry'nin Resident Evil serisinin büyük bir hayranıyım. Öncelikle baba-kızın yazım tarzları neredeyse aynı ancak hanımefendinin daha başarılı olduğunu düşünüyorum çünkü onun eserlerindeki ''smooth'' geçişleri beyefendinin romanında göremedim. Daha önce hiçbir Alien filmini de izlemedim, uzay konulu filmler beni çok geriyor ama oyununu oynadım. Bence okunmaya değer bir kitap değil Earth Hive; her şey çok monoton ilerliyor, bölüm geçişlerinin bağlantıları güçlü değil. Gereksiz seksüel içerik var. Audiobook olarak dinlediğim için mi bilmiyorum ama insanı heyecanlandıran bir anlatım da yok bence, Alien'dan bahsediyoruz, büyük bir kült eserden ama Alien'dan çok insanlar var eserde.
Karadelik, bir yıldızın ölmesiyle oluşan herhangi bir biçimi olmayan gökcismidir. Olağanüstü çekim gücü sayesinde çekim alanına giren her şeyi kendisine doğru çeker. İnsan için uzay, bilinmezi fazla bir alan. Bilmediklerimizin yanında bildiklerimiz bir hiçtir.
Allah'ım biraz konuşabilir miyim bağışla
Konuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışla
Ben de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdum
Yarım kalmış bir çay gibi soğuttum kendimi,
İçime şeker attın, tatlanmadım yine
Seni anlayamadım, tişört yazıları, sokak isimleri,
Plaka harfleri, medet umdum tümünden, bir tıkız idrakle tıkandım,
Yağmurları
Dünya tarafından göz hapsine alınan Ay Gezegeninde; siyasi suçlular, yasaklı bilim insanları yani diğer ismi ile ''Aykırılar'' kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Olağan dışı durum bizim Mike ve o bir robot. Düşünebilen, hissedebilen ve haksızlıkların karşısında direnç gösterebilen ütopik ideamız. Mike'a bu macerada yardım eden Man, yanına sürgün gelmiş Profesörü de alarak ilginç üçlünün bir parçası oluyor. Sonrası mı?
Tahıl yetiştiren ve bunu dünyaya gönderen ama hiç kazanmayan bir halk devrim arzusu içinde Dünya'ya bayrak açar. Luna X Dünya... Bu düellonun kazananı acaba kim olacak?
Dünya liderleri asker göndermekle tehdit ediyor, tecavüz ve cinayetle de durumu perçinleyip şiddet ile üstünü kapatmak istiyorlar. Aykırıların tek istediği Federe Devletlere büyük bir ispat sunmak. Her zaman başarılı olmak için devrime kalkışılmaz. Başlı başına bir ayağa kalkmaktır, tanınmaktır ve her neticede bir uzay kruvazörüne binip belki gidip belki kalmak ama hep yeniden başlamaktır.
Ay Zalim Bir Sevgilidir kitabın arka kapağında dediği gibi; otoriteye karşı atılan nihai bir kahkaha.
•"Bir insanın yaşayabileceği en korkunç aydınlanma ânı, babasının da insan olduğunu... Etiyle kemiğiyle insan olduğunu keşfettiği andır muhtemelen."
Arrakis diğer adıyla Dune bir çöl gezegenidir. Melanj baharatı ve su bu gezegenin en önemli maddeleridir.Bu baharat yaşlanmayı geciktirme, geleceği görme gücü ve uzay araçlarında yakıt olarak kullanılmasına kadar bir çok alanda yarar sağlar. Kullanım dozuna göre de bağımlılık yaptığı bilinmektedir. Arrakis, baharat yüzünden sömürülen bir gezegendir. İmparator bu yetkiyi Harkonnen hanedanından alıp Atreideslere verince macera başlıyor...
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,5bin okunma
30 yıldan fazla bir süre önce NASA'nın diğer tüm görevlerden çok daha uzağa giden Voyager 1 uzay aracı, bu fotoğrafı 6.1 milyar kilometre öteden çekti.
Fotoğrafı büyüleyici kılansa, gezegenimizin bulunduğu yerle kesişen bir ışık huzmesi.
Büyük astronom ve düşünür Carl Sagan, NASA enerji tasarrufu için kamerayı kapatmadan önce Voyager'ın bu görüntüyü çekmesini önermişti. Manzara hayal kırıklığına uğratmadı. Sagan'ın fotoğrafla ilgili şu sözlerini de paylaşmadan geçmeyelim:
O noktaya tekrar bakın. O nokta burası. Evimiz. Biziz. Sevdiğiniz herkes, tanıdığınız herkes, adını duyduğunuz herkes, yaşamış ve yaşamakta olan her insan orada. Sevinç ve acılarımızın toplamı, kendine güvenen binlerce din, ideoloji ve ekonomik doktrin, her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, medeniyetin her yaratıcısı ve yok edicisi, her kral ve köylü, aşık her genç çift, her anne ve baba, umutlu çocuk, mucit ve kaşif, her ahlak öğretmeni, her yozlaşmış politikacı, her "süperstar", her "yüce lider", türümüzün tarihindeki her aziz ve günahkar orada yaşadı - bir güneş ışını içinde asılı duran bir toz zerresi üzerinde.
tr.mashable.com/uzay/13138/iste...