Kasvetli bir Ankara sabahına uyanıyorum. Hava, gerçekten soğuğu sevebilen benim gibi insanlar için huzur verici görünüyor. Bu güzel pazar gününe onlarca aktivite sığdırabilirdim, bir sürü plan yapabilirdim ama haftalardır tek düşündüğüm şey ‘’pazar günü Hakan Günday okuyacağım’’ düşüncesi koca bir günümü ayırmak için aslında güzel bir sebep.
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Okuduğum en iyi romanlardan biri Sekizinci Hayat. Muhteşem, çok etkileyici, bitirdiğinizde hem büyülenmişsiniz gibi hissettiren hem de koca bir boşluğa düşürerek sizi aslında koca kitap boyunca nasıl masal gibi bir hikâyenin içine hapsettiğini fark ettiğiniz metinlerden biri.
Gürcü bir ailenin yedi kuşak hikâyesini işliyor genç yazar Nino