Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ama ben sanmıştım ki-Snape-" "Severus mu?" Quirell güldü, öyle sarsak sarsak gülümsüyordu şimdi, soğuk ve keskindi. "Evet, Severus öyle birine benziyor, değil mi? Besili bir yarasa gibi ortalarda dolaşması öyle yararlı oldu ki. Onun yanında, ke-ke-kekeleyip duran za-zavallı P-Profesör Quirrell'dan kim kuşkulanabilirdi?" Harry inanamıyordu. Doğru olamazdı bu, olamazdı. "Ama Snape beni öldürmek istedi!" "Hayır, hayır, hayır. Seni öldürmek isteyen bendim. Arkadaşın Miss Granger, Quidditch maçında Snape'İ ateşe vermek için koşarken bana çarptı. Seninle göz ilişkimi yitirdim. Birkaç saniye daha sürseydi, o süpürgeden atacaktım seni. Bunu daha önce de başarabilirdim, ama Snape seni kurtarmak için karşı-büyü yapıyordu."
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
186 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yetişkin bir birey olduğumda okuduğum bana çocuk olmayı öğreten kitap.Çocuksan yalnızlık senden uzaktır.Bir portakal ağacı ve yarasa bile en yakın dostun olur, seni herkesten daha iyi anlar ve mutlu edebilir.Ama yaşadığın ilk büyük acıyla olgunlaşarak içindeki masum sevgiyi azaltırsın.Düş kuramayan büyüklere ve çocukluğun keyfini çıkarmak isteyen miniklere önerimdir.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231bin okunma
''Hocanın bildiği birisinin işine yarasa, kendi işine yarardı. Sen bile okudun bildin de ne oldu sanki? Benim babam bir şeycikler bilmezdi ama , evinde sözü senden çok geçerdi.''
Yarasa Bombaları; Bir alçaklık olarak tarihe geçmiş olan 7 Aralık 1941 tarihinde, New Mexico'daki Carlsbad Mağaraları'nı ziyaretten dönen Adams, Japonların Pearl Harbor'ı bombaladığını arabasında öğrendi. Doktorun beynindeki sinirler derhal ateşlendi. Tutukluk yaptı demek daha doğru olur aslında. Aklına, Carlsbad Mağaraları'ndaki milyonlarca yarasa gelen doktor, savaşı bu şekilde kazanabilecekleri sonucuna vardı. Bütün bunlar kulağa ne kadar saçma gelse de, Doktor Adams'ın kafasında her şey yerine oturmuştu. Önerdiği şey, esas olarak, bir milyonun üzerinde yarasanın üzerlerinde yangın bombalarıyla şafak vakti bir uçaktan Japonya üzerine bırakılmasıydı. Uçuştan Önce sakinleştirilen yarasalar, yarı kış uykusu haline sokulacaktı. Uçak hedefin üstüne geldiğinde yarasalar bırakılacak ve düşerken kendilerine gelen yarasalar her tarafa uçmaya başlayacaklardı. Gece yaratıkları oldukları için, kolayca yanabilen Japon binalarında buldukları her deliğe gireceklerdi. Yaklaşık on beş dakika sonra, zaman ayarlı bombalar şehrin dört bir yanında binlerce yangın başlatacaktı. Hiçbir şehir böyle bir felakete karşı hazırlıklı olamayacağı için, 'yarasa bombardımanına' maruz kalan her şehir alevlere teslim olacaktı.
Merhaba arkadaşlarım, büyüklerim, abilerim, ablalarım. Değerli vaktinizden birkaç dakika çalarak hayırlı bir iş için yardım isteyeceğim. Bugün sabah, kitapların yorumları hakkında bir video izlerken, okurun doğudaki bir okula kitap bağışlayacağını öğrendim. Birçok yayınevine başvurmuş, olumlu yanıtlar almış. Ben de sizlere, okurlara, kitapçılara
Reklam
Elbette hayvanlardan farklıyız; hayır, onlar elbette uzay gemisi yapamazlar, hayır onlar matematikten anlamazlar, hayır tabii ki Shelley gibi romantik şiir yazamazlar. Lanet olsun! Siz bir balina gibi yüzebilir misiniz? Kartal gibi uçabilir misiniz? Bir yarasa gibi işitebilir misiniz? Bir kedi kadar güzel misiniz? Bir kedi kadar güzel kokuyor musunuz? Kimlerin hak sahibi olacağı ve kimlerin hak sahibi olamayacağı, kimlerin topluma dahil olup olamayacağı türünden bir ahlaki evrende kriterimizi akıl olarak belirlemek tamamen saçmadır ve ayrımcılıktan başka bir şey değildir! Eğer zürafalar insan ırkı kadar geri kafalı, kendini beğenmiş ve önyargılı olsaydı en az 2 metrelik boynunuz olmadığı sürece hiçbir hakkınız olmayacaktı. Sizi dirikesimle kestikleri, yiyecek olasınız diye kesip biçtikleri, sırf o kadar uzun bir boynunuz yok diye size her türden işkenceyi yaptıkları böylesine emperyalist bir zürafa dünyasında yaşamak ister miydiniz? İşte bizim ahlaki kodumuz böylesine ayrımcı ve önyargılı.
"..'Hocanın bildiği birisinin işine yarasa, kendi işine yarardı. Sen bile okudun bildin de ne oldun sanki? Benim babam bir şeycikler bilmezdi ama, evinde sözü senden çok geçerdi' dedi ve usulca, mahrem bir tavırla ilave etti: 'Şu Şahinde anam sabahacak encek gibi dırlanır durur da bir yolunu bulup onu bile susturamazsın; ne edeyim ben senin okumanı?"
YAĞMUR ALTINDAKİ ADAM Bir yıldız iliklerine kadar karanlık Bir adam yağmur altında yalnız Tahammül edilmez düşüncesine O inadına yaslanır kayıtsız Ne söyleyecek tek sözü vardır Ne büyük hikayesi yaşayanlara dair Ağır sallanışını duyar yarasaların Vakit gecedir O çoktan affetmiştir unutanları Alır götürür gözlerini bir deniz Bırakır boşluğa kanatlarını Bir yarasa gece vakti bahanesiz 1953
Sayfa 19
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.