Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Yıldız

Ahmet YıldızNe Mutlu Türküm Diyebilene yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
9 Kişi
35
Okunma
11
Beğeni
3.535
Görüntülenme

Ahmet Yıldız Sözleri ve Alıntıları

Ahmet Yıldız sözleri ve alıntılarını, Ahmet Yıldız kitap alıntılarını, Ahmet Yıldız en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk ulusal kimliğinin inşası
Birinci dönemi oluşturan Milli Mücadele (1919-1923) yıllarında Türk ulusal kimliği, baskın bir dinî karaktere sahip olmuş, milliyet Müslümanlıkla tanımlanmış, reelpolitiğin bir yansıması olarak, resmî politik söylem etnik çoğulculuğu veri olarak almıştır. 1924-1929 döneminde dinî tanımdan radikal bir kopuş gerçekleştirilmiş, çoğulcu söylem terk edilmiş, Türk ulusal kimliğinin Cumhuriyetçi karakteri temel tanımlayıcı olmuştur. Dinin hem siyasî hem de sosyal görünürlüğünün yok edilerek yalnızca "vicdanlarda ve mabetlerde" yaşanmasını öngören militan bir sekülarizm, Cumhuriyetçi tanıma asıl rengini vermiştir. Bu tanımın şiarını, "dilde, kültürde ve ülküde birlik" oluşturmuştur. Hukukî-siyasî bir mahiyet arz eden Cumhuriyetçi tanımın politik muhtevası, hukukî muhtevasına kıyasla çok daha belirleyici bir öneme sahip olmuştur. Bu tanıma göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Türkçe konuşan, Türk kültürüyle yetişmiş ve Cumhuriyet ülküsüne sadık herkes, Türk olarak kabul edilmekteydi. Türk ulusal kimliğinin Kemalist inşa sürecinde üçüncü safhayı (1929-1938), ulusal topluluğu etniklik ekseninde tanımlayan ve ortak köken duygusunu temel alan irkî soya dayalı motiflerin, Cumhuriyetçi tanıma eklemlenmesi çabaları oluşturmuştur. Bunun sembolik düzeydeki yansıması, "dilde, ekinde (kültür), kanda birlik'in yeni ulusal şiarı oluşturmasıdır. Cumhuriyet ülküsünün cezbedici bir ideal olarak zayıflığı, ortak köken duygusunu ortak payda olarak alan, mitik ve sözde-bilimsel irkî/soya dayalı ulusal süreklilik tezinin Türk ulusal kimliği içinde yapısal bir değer kazanmasına yol açmıştır.
Sayfa 16 - İletişim yayınları
Bediüzzaman'a göre milliyetçiliğin temeli esas itibarıyla mater- yalizmdir. Gaflet, dalalet, riya ve zulmetten ibaret bir macun olarak düşünürseniz milliyetçilik kişinin kendisini, hevasını ilahlaştırma- sıyla çok yakından ilişkili olan kolektif benliğin tezahürlerinden bi- risi olarak karşımıza çıkmaktadır. Reel anlamda bir milliyetçinin dindarlığı çoğu defa araçsaldır. Akidevi boyut üzerinden böyle bir milliyetçilik dindarlıkla çok yakın bir ilişki kuramaz.
Reklam
Kemalistlerin ev ödevi, "Türkler yapamaz" şeklindeki ırkçı önyargıyı yıkmak ve "mutlu Türk"ü inşa etmekti: bulunan şiar bugün tüm mutlu Türkler"in dilinde bir duadır: "Ne mutlu Türküm diyene!"
Sayfa 114Kitabı okudu
Türkler ve İslâm
Türklerin Müslüman olmaları radikal dönüşümler getirdi. Bütün cemaati tahayyül alt üst oldu. Sosyal hayatın hemen her safhası değişim yaşarken şahsi kimlikler bütünüyle dini-cemaati bir nitelik kazandı. Türk etnik kimliğinin İslamla kaynaşmasının yoğunluk derecesinin, Müslüman Araplar dahil, başka bir benzeri yoktur. İslam öncesi gelenek ve efsaneler köylüler ve aşiret mensupları arasında korunsa bile, 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı saray kültürü, yeni edinilen gaza idealine ve emperyal vizyona uygun olarak İslam öncesi etnik hatıralardan hemen tamamıyla arındırılmıştır. İstanbul'un fethinden önce Osmanlı Devleti bir imparatorluk değil, esas olarak bir "etnik Türk varlığıydı". Fetihten sonra, dini çeşitliliğin "millet" sistemiyle kurumlaştırılması etnik Türk kimliğinden emperyal devlete geçişi de beraberinde getirdi. Gaza idealini vaz eden İslami bağlanmanın etkisiyle etnik Türklük sönmeye yüz tuttu ve yerini bütünüyle dini tahassüse bıraktı. Osmanlı Devleti, Türk etnik kimliğinin esası­nı oluşturan naif soya dayalılığı boy-üstü bir kimliğe dönüştürürken, pek zorlanmamıştır.
Ulusçuluk hem emperyalist hem de antiemperyalist söylemlerin bir parçasıdır. Hem kurtuluş ve bağımsızlık, hem de baskı amaçlı hareketlerle ilişkili olabilmektedir.
Sayfa 30 - İletişim yayınları
Osmanlıcılık politikası hedeflerine ulaşamadı. Hıristiyan tebaa, bunu bir Truva atı olarak algıladı ve etnik ulusçuluğun etkisi altında vatandaşlık yerine ayrılığı tercih etti.
Reklam
Gerçekleri anlama çabamızda kullandığımız araçlar arasında öncelikle akıl, deney, sezgi/sağduyu ve otorite vardır. Bunlar arasında bir otorite aracılığıyla gerçeğin bilgisine ulaşma belki de en yaygın olanıdır. Çünkü otorite, insanları düşünme ve cehdetme yükünden kurtarır. Müntesiplerine kendi duru atmosferinde demir atılabilecek güvenilir bir liman sunar. Bazen de yerleşik çıkarların korunması ve sürdürülebilmesi ancak mevcut otorite/lere/ye sığınmakla mümkün olur. Mekkeli müşriklerin, İslam Peygamberi'nin (asm) tebliğine ilk itirazları bunun atalarından gördüklerine aykırı olduğuydu. Atadan/dededen gördükleri zamanın onayından geçmiş hikmeti temsil ediyordu. Onlar için otorite “ataları”ydı. Benzer şekilde günümüz siyasi söyleminde meşruiyet zeminini Mustafa Kemal Atatürk ve Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri oluşturuyor. Türkiye siyasetini oluşturan ideolojik yelpazenin tüm kanatlarında siyasi partiler için Kemalizm bir tür “baba evi” gibidir; günün birinde, dara düştüklerinde, başları sıkıştığında dönebilecekleri bir “yuva”dır. 2020'nin 19 Mayıs'ında Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet Hoca) ile Doğu Perinçek'i “kardeşlik” çizgisinde birleştiren durum bu açıdan yeterince açıklayıcıdır.
Kürtlüğe asimile olma tehdidi altında bulunan Malatya, EIaziz, Diyarbekir, Bitlis, Van, Muş, Urfa, Ergani, Hozat, Erciş, Adilcevaz, Ahlat, Palu, Çarsancak, Çemişkezek, Ovacık, Hısnı-mansur, Behisni, Arga, Hekimhan, Birecik ve Çermik vilayetleri ve kaza merkezlerinde, hükümet ve belediye dairelerinde ve diğer idari şubelerde, okullarda, çarşı ve pazarlarda Türkçe'den başka dil kullananlar, hükümet ve belediye emirlerine karşı gelmek suçundan cezalandırılacaktır.
Sayfa 247Kitabı okudu
Amaçlanan ulusal kimliğin teşekkülüne kadar, dinin araçsallaştırılarak kullanılmasında, Kemalist Batıcılar bir sakınca görmemekteydi. Dini kriterin asıl alınmasından dolayı, Grek alfabesiyle Türkçe yazan, dualarını Türkçe yapan Karaman ve Pontus'taki Ortodoks nüfus, Ortodoks Yunan kategorisine dahil edilmiş ve protestolarına rağmen zorunlu mübadeleye tabi tutulmuşlardır.
Sayfa 133Kitabı okudu
... bütün gruplar endogamiyi önemser ve "yabancı"larla evliliği en azından tercihe şayan bulmaz.
295 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.