insanların ağızları gülümsüyordu, ama gözleri, neredeyse tüm yüzlerini kaplayan gözleri nemliydi, trahomasız bir çilt göz boş yere arayıp durdum huzursuzca. Tüberküloz da var, frengi de; sinekler gibi, vicdan azabımızın sinekleri gibi yapışkan, canlı cenaze gibi kahvelerin tabureleri arasında dolaşan iskelet gibi, çıplak bedenler var.