Gerçek habitat üzerinde geçmişin tanıklıkları belirir. Gerçek habitat aile tarihinin nesnel izleriyle, yoğun zamanları ve durgunluk anlarıyla işaretlenmiştir: duvarlar, mobilyaların ve nesnelerin yerleri yaşamla dolu ve anlam yüklüdürler. Bir gidişin ya da ölümün ardından gelen yas oldukça açıklayıcı bir örnektir: bu kayıplar duvarlarda, kaybedilen kişinin dolaşmış olduğu koridorlarda, dokunmuş olduğu kapılar ve pencerelerde, kullandığı nesnelerde izler bırakır. Bunlar, özellikle de zor bir yas söz konusuysa, büyük saygı gösterilen, yerinden oynatılmayan, zaman içinde tuhaf bir şekilde az yıpranan nesnelerdir.
Rüyalar mesela, evin rüya görenin bedenini ve beden kısımlarını temsil ettiği rüyalarda olduğu gibi. Rüya imgelerinde evin çatısı ve çatı katı başı, düşünceyi ya da bir ideale doğru yönelmeyi simgeleştirir. Eğer çatı sivri, delici bir şekildeyse, rüya görenin onu dünyaya getirenleri, özellikle de babasını entelektüel olarak egemenliği altına alma arzusunu ifade eder.
Mahzen muhtemelen ruhsallığın varoşlarını, kendiliğin kök saldığı, korkulan ve gizemli arkaik içyüzünü çağrıştırır. G. Bachelard “evin karanlık varlığı”ndan söz eder (a.g.y., s. 35). Pencereler gözlerdir; kapılar ise ağız.
Hastanedeki etkinliğim sırasında ve terapist olarak evlere yaptığım psikiyatrik aile ziyaretleri, ailenin durumunun ikamet yerleri üzerindeki yansıması üzerine düşüncelerim açısından uyarıcı olmuştur. Ailedeki krizin
derinliği oranında evlerde çıfıt çarşısı halinin hüküm sürdüğünü gördüm. Saçılmış, karışmış nesnelerin nerede olduğu bilinemiyordu artık. Kirli temize, besinler giysilere, gündüz kullanılan nesneler geceninkilere karışıyordu vb. Kimin nerede kaldığı belli olmuyordu. Psikotik olduğu düşünülen bir hastanın yaşam alanının dağılma (dekompansasyon) dönemi sırasında ya da sonrasında yapılan değişikliklerden etkilendiğini gözlemiştim. Bu vesile ile hasta kişisel alanını kaybetmişti; yatağı
kendi odasından koridor gibi herkesin geçtiği bir alana yer değiştirmişti. Bu şekilde özerk işaret yerini kaybediyordu.
Kentçilik alanındaki araştırmalara göre, kentler kendiliğinden bedenimiz ve bedensel işlevler model alınarak kurulmuş gibidirler, sanki kent sakinleri oraya kendi temsillerini yansıtmışlardır
Terapistimin verdiği bir kitaptı. Aile ilişkileri, ev, eşyalar, taşınma, evlilik gibi bir çok konuya değinilmiş. Ayrıca örnek vakalar verilmesi de konun anlaşılmasını kolaylaştırmış.
Evin BilinçdışıAlberto Eiguer · Bağlam Yayınları · 201322 okunma
Miras, taşınma, aile ilişkileri, evler, eşyalar, duygular, temsiller bir klinisyenin araştırma ve tecrübeleriyle irdeleniyor. Yaşından çok taşınmış biri olarak ilgimi çektiği için okudum. Aile ve ev kavramlarını bir de Alberto Eiguer’in gözünden görme fırsatı buldum.
Evin BilinçdışıAlberto Eiguer · Bağlam Yayınları · 201322 okunma