David Murphy

Arap İsyanı 1916-18 yazarı
Yazar
10.0/10
3 Kişi
37
Okunma
0
Beğeni
201
Görüntülenme

David Murphy Sözleri ve Alıntıları

David Murphy sözleri ve alıntılarını, David Murphy kitap alıntılarını, David Murphy en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emir Faysal ordusunu savaşın nihai seferine Suriye kralı olma ümidiyle sokmuştu. Fakat Ekim 1918 gibi erken bir tarihte dahi işlerin böyle cereyan etmeyeceği kendisine pervasızca söylenmişti. Sykes-Picot Antlaşması uyarınca Suriye arazileri Fransa'ya tahsis edilen bölgeye tekabül ediyordu.
Asla etkileyici bir boya sahip olamadı, 1,68 metreden daha kısaydı. Bununla birlikte, hatırı sayılır bir kuvvete ve dayanıklık gücüne sahipti ki bu nitelikleri, savaş dönemi kariyeri boyunca daima kendisine yardımcı olacaktı.
Reklam
''Arapların İngilizler için savaşması bir yalana müstenitti.''
Şerif Hüseyin’in İngilizlerle temasları henüz savaştan önce Şubat 1914’de başlamıştır. Şerif’in oğlu Abdullah -bu tarihte Meclis-i Mebusanda Mekke mebusuydu- İstanbul’a gitmek için Mısır’dan geçerken İngiliz Doğu İşleri Sekreteri Lord Kitchener ile görüşmüştür. Abdullah, Şerif Hüseyin’in azledilmesi ve bunun üzerine İstanbul ile aralarında bir çatışma çıkması hâlinde İngiltere’nin Şerif’e yardım edip etmeyeceğini sormuştur. Lord Kitchener’ın bu soruya yanıtı ihtiyatlı olmuş, ülkesi ile Osmanlı Devleti arasındaki geleneksel dostluk bağları sebebiyle bu devletin iç işlerine müdahale etmelerinin mümkün olmadığını belirtmiştir.
Lawrence, savaşın başında Kahire'deki istihbarat personeline bağlı olarak göreve başladı ve geçici rütbeyle teğmen olarak vazife gördü. İlk görevlerini oldukça rutin buldu, ancak Ekim 1916'da Arap Ordusu'na irtibat subayı olarak atanmasından sonra daha önemli bir rol üstlendiğini hissetti.
Ayaklanma başlıyor
İsyanın Medine'deki başlangıcı aynı derecede parlak olmadı. Emir Ali ve Emir Faysal'ın emrindeki Arap kuvvetleri 5 Haziran'da şehrin civarında toplanmışlardı. Türk komutan Fahri Paşa'ya Arapların Osmanlı hükûmetiyle ilişkilerini kestikleri yönünde resmî bir tebligat gönderdikten sonra demiryoluna muhaberatı kesme amaçlı taarruzlara kalkarak harekâtı başlattılar. 8 Haziran'da Medine'nin kuzeyindeki Muhit istasyonuna saldırdılarsa da garnizon tarafından püskürtüldüler. Daha kötüsü de gelecekti: Fahri Paşa en az iki tugay büyüklüğünde bir kuvvetle Medine'den çıkıp Arapları ansızın gerilerinden vurdu ve güneye doğru kaçmaya koyulan hasmının peşine düştü. Ali ve Faysal peşlerindeki kuvvetleri dağıtma ümidiyle kuvvetlerini ayırdılar. Fahri Paşa güneye ilerlerken -daha sonraki harekâtı kolaylaştırmak amacıyla- yolu üzerindeki kasabaları tahkim ederek garnizonlar kurdu. İsyanın patlak verdiği noktada Medine'de yaklaşık 12.000 Osmanlı askeri mevcuttu. Şehir Türklerin elinde kaldığı müddetçe bu kuvvet takviye alıp karşı taarruza kalkabilirdi. Bu noktada, ortada Arap İsyanı'nın aynı yılın sonunu görebileceğini düşünmek için dahi yeterli sebep yoktu.
Reklam
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.