David Murphy

Arap İsyanı 1916-18 yazarı
Yazar
10.0/10
3 Kişi
37
Okunma
0
Beğeni
202
Görüntülenme

David Murphy Gönderileri

David Murphy kitaplarını, David Murphy sözleri ve alıntılarını, David Murphy yazarlarını, David Murphy yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
96 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Araplık Nereye Kadar?
Arapların hiçbir zaman ''din kardeşliği'' yapmadığını, bunu yalnızca göstermelik kullandıklarını geçmişten de günümüzden de kolaylıkla anlayabiliyoruz (bkz. Haşimiler). Arap İsyanı'nda Arapların gerekçelerinden en büyüğü, Osmanlı'nın Almanlarla iş birliği yapması ve Araplara kötü davranıldığını iddia etmeleri. Bu Arap
Arap İsyanı 1916-18
Arap İsyanı 1916-18David Murphy · İş Bankası Kültür Yayınları · 020 okunma
Emir Faysal ordusunu savaşın nihai seferine Suriye kralı olma ümidiyle sokmuştu. Fakat Ekim 1918 gibi erken bir tarihte dahi işlerin böyle cereyan etmeyeceği kendisine pervasızca söylenmişti. Sykes-Picot Antlaşması uyarınca Suriye arazileri Fransa'ya tahsis edilen bölgeye tekabül ediyordu.
Reklam
İtilaf Devletleri'nin kötü niyetini tam ayan beyan ifşa eden şey, Arap İsyanı'nın başarısı olmuştu.
İngilizlerle ittifaklarına dair zaten şüphelerle dolu olan Arap liderleri artık geleceğe kuşkuyla bakıyorlardı. Osmanlı idarecileri ise hiç zaman kaybetmediler: Dördüncü Ordu komutanı ve Suriye Valisi Cemâl Paşa Şam'da uzlaşmacı konuşmalar yapıp Arap liderlerle temas kurdu. Geçmişteki taşkınlıklar için af ilân ediyordu. Üstelik Kasım'da El-Ula'nın kuzeyinde baskın yapılan bir katarın 24.000 sterlin kıymetinde altınla yüklü olduğu anlaşıldı. Bu paranın Arapları geri satın almak amacıyla kullanılacağı kesin gibiydi.
Sayfa 60 - Temmuz-Kasım 1917Kitabı okudu
Ayaklanma başlıyor
İsyanın Medine'deki başlangıcı aynı derecede parlak olmadı. Emir Ali ve Emir Faysal'ın emrindeki Arap kuvvetleri 5 Haziran'da şehrin civarında toplanmışlardı. Türk komutan Fahri Paşa'ya Arapların Osmanlı hükûmetiyle ilişkilerini kestikleri yönünde resmî bir tebligat gönderdikten sonra demiryoluna muhaberatı kesme amaçlı taarruzlara kalkarak harekâtı başlattılar. 8 Haziran'da Medine'nin kuzeyindeki Muhit istasyonuna saldırdılarsa da garnizon tarafından püskürtüldüler. Daha kötüsü de gelecekti: Fahri Paşa en az iki tugay büyüklüğünde bir kuvvetle Medine'den çıkıp Arapları ansızın gerilerinden vurdu ve güneye doğru kaçmaya koyulan hasmının peşine düştü. Ali ve Faysal peşlerindeki kuvvetleri dağıtma ümidiyle kuvvetlerini ayırdılar. Fahri Paşa güneye ilerlerken -daha sonraki harekâtı kolaylaştırmak amacıyla- yolu üzerindeki kasabaları tahkim ederek garnizonlar kurdu. İsyanın patlak verdiği noktada Medine'de yaklaşık 12.000 Osmanlı askeri mevcuttu. Şehir Türklerin elinde kaldığı müddetçe bu kuvvet takviye alıp karşı taarruza kalkabilirdi. Bu noktada, ortada Arap İsyanı'nın aynı yılın sonunu görebileceğini düşünmek için dahi yeterli sebep yoktu.
''Arapların İngilizler için savaşması bir yalana müstenitti.''
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.