Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erich Maria Remarque

Erich Maria RemarqueGarp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli) yazarı
Yazar
8.8/10
1.591 Kişi
5,1bin
Okunma
513
Beğeni
26,5bin
Görüntülenme

Erich Maria Remarque Sözleri ve Alıntıları

Erich Maria Remarque sözleri ve alıntılarını, Erich Maria Remarque kitap alıntılarını, Erich Maria Remarque en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
–Geriyə dönməyi heç vaxt bacarmaram. –Heç özünə də? –Heç özümə də.
Reklam
- Hə... Mən imkan daxilində çox qocalmaq istəyirəm. - Niyə? - Baxım, görüm bu dünyanın axırı nə olur!
Kropp ise bir filozoftur, teklifi şu: “Harb dediğin, halk şenliklerine benzemeli bir nevi. Boğa güreşlerindeki gibi çalgılı, biletli olmalı. İki memleketin bakanları, generalleri banyo donlarıyla, ellerinde sopalar, sahaya çıkıp birbirlerine saldırmalılar. Sağ kalan hangi memlekettense, o millet garip sayılmalı. Bu, hem daha basit, hem de daha iyi. Burada onların yerine bizler dövüşüyoruz.”
İnsan bir kere yollara düşmeye görsün çok şeyler öğreniyor.
Sayfa 24 - EverestKitabı okudu
Reklam
Gördüğüm ayrılışların bende akıl komayan, en zor olanı..
O, şimdi ondokuz yıllık küçük ömrüyle yapayalnız ve ağlıyor, bu ömür onu bırakıyor çünkü. öyle solgun ki, parıldıyor. Ağız kımıldıyor hafif. Yaklaşıyorum. Fısıldıyor: “Saatimi bulursanız evime gönderin.” İtiraz etmiyorum. Artık faydası yok. Onu inandırmak imkansız. Elimden bir şey gelmiyor, pek biçareyim. Franz’a sokuluyor, sanki bu onu kurtarırmış gibi, şunları söylüyorum: “Belki seni Klosterberg’deki dinlenme yurduna gönderirler, Franz, villaların ortasına? Pencereden tarlaları seyreder, ufuktaki çiftc ağaçları görürsün. Oranın en güzel zamanı şimdi; buğdaylar sararmıştır, akşam güneşinde tarlalar sedefe benzer. Ya balık avladığımız derenin iki yanındaki kavaklı yol! Kendine bir akvaryum yapar balık üretirsin. İstediğin zaman kimseye sormadan dışarı çıkar, gezersin. Hatta piyano da çalarsın istersen.” Gölgede kalan yüzüne doğru eğiliyorum. Henüz nefes alıyor, hafifçe. Yüzü ıslak, ağlıyor. Abuk sabuk konuştum da iyi ettim sanki! “Ama Franz ... “ Omzunu kavrıyor, yüzümü yüzüne yaslıyorum. “Uyumak ister misin?” Cevap vermiyor. Gözyaşları yanaklarından aşağı akıyor. Silmek isterdim, fakat mendilim çok kirli . Ağzını açıp haykırsa keşke! Ama sadece ağlıyor, başı yana dönük. Annesinden, kardeşlerinden bahsetmiyor, hiç bir şey demiyor, hepsi çok gerilerde herhalde? O, şimdi ondokuz yıllık küçük ömrüyle yapayalnız ve ağlıyor, bu ömür onu bırakıyor çünkü.
Garibin yüzü gülür mü? Nasip yok ki.
Biz aile içinde öyle fazla şefkate alışık değilizdir. Derdi, günü çalışmak; çile çekmek olan fakirlerde görülmez böyle şeyler. Onlar şefkati öyle anlamazlar hem bildikleri bir şeyi ikide bir açığa vurmaktan hoşlanmazlar onlar. Annemin bana "Yavrum, evladım." demesi, bir başka kadının sevgisinden neler yapacağını bilmemesine eşittir.
Sayfa 132 - Everest Yayınları
Dostluk..
Birbirimize o derece yakınız ki, bunu ifadeye bile bile kalkışmıyoruz.
Sayfa 87 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“…ufukları öyle dar ki! Bu darlık bir hayatı nasıl doldurur, insanın bu dar­lığı parçalaması lazım.”
Muazzam, şaşırtıcı bir hüzün..
Onlar, geçmişte kaldılar, geri gelmezler bir daha, geçti gitti hepsi; kaybettiğimiz bir başka dünya. Geçmiş zaman hayallerinin hüzünden daha büyük bir arzu uyandırmayışının sebebi, onlardaki bu sessizliktir.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.