Munch günlüğüne yazmış:
"O çığlığı gerçekten de işittim."
Borgna tabloyu yorumluyor:
"O çığlıkla parçalanmış yüz ifadesinin dehşetli görüntüsüne kaygı ve dünyanın sonu öngörüsü yansımış haldedir.
... eli kulağında olan bitişler karşısında yaşamanın imkânsızlığı..." (s. 38)
Ne vakit bunaltsa bizi kalabalıklar, "Ruhun Yalnızlığı"nı hatırlarız: "Bizi sessizlik içinde, gereksiz konuşmalardan, eskimiş ve anlamsızlığa batmış işlerden kurtaran yol arkadaşı olan yalnızlık vardır." Kendinizi de bu aralar unuttuğunuz bu yol arkadaşınızı da ihmal etmeyin sevgili okur. Var olun.
Ne vakit bunaltsa bizi kalabalıklar,
“Bizi sessizlik içinde, gereksiz konuşmalardan, eskimiş ve anlamsızlığa batmış işlerden kurtaran yol arkadaşı olan yalnızlık vardır.”
Eğer bütün bu acı, ufuklarımızı genişletmez, bizi daha insan kılmaz ve bu hayatın küçük ve gereksiz şeylerinden kurtarmazsa, boşa çekilmiş demektir.
//
Eugenio Borgna'nın da söylediği gibi, "Eğer bütün bu acı, ufuklarımızı genişletmez, bizi daha insan kılmaz ve bu hayatın küçük ve gereksiz şeylerinden kurtarmazsa, boşa çekilmiş demektir." İçinde bulunduğumuz bu olağanüstü süreci, daha iyi bir insan olmayı başararak geride bırakabiliriz umarım.
Umutsuz kalmış bir kalp nedir?
Her ağırlıktan daha ağır olan bir kalptir:
Keder içinde bulunan,
Ve ancak,
Umut sayesinde çölden kurtulabilecek,
Deşilmiş bir kalptir...
Günaydın. Ne vakit bunaltsa bizi kalabalıklar, "Ruhun Yalnızlığı"nı hatırlarız: "Bizi sessizlik içinde, gereksiz konuşmalardan, eskimiş ve anlamsızlığa batmış işlerden kurtaran yol arkadaşı olan yalnızlık vardır." Kendinizi de bu aralar unuttuğunuz bu yol arkadaşınızı da ihmal etmeyin sevgili okur. Var olun.
"Ancak hayatta her şeyin dile getirilir, ifade edilebilir olmadığını bilmemiz gerekir.
Düşüncelerimizi, içimizdeki duygulanımları sadece sözcüklerle dile getirebileceğimiz yanılsamasına kapılmamalıyız."