Namık Sinan Turan

İmparatorluk ve Diplomasi yazarı
Yazar
9.2/10
8 Kişi
24
Okunma
6
Beğeni
1.127
Görüntülenme

Namık Sinan Turan Sözleri ve Alıntıları

Namık Sinan Turan sözleri ve alıntılarını, Namık Sinan Turan kitap alıntılarını, Namık Sinan Turan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı Devleti'nin Almanlarla sürdürdüğü diplomatik yakınlaşma sonucunda şekillenen Bağdat projesi İngiltere ve Fransa'yı tedirgin etmişti. Her iki devlet de çeşitli engellemelerde bulundu. Buna Rusya da katıldı ama sonunda demiryolunun yapım ve işletme imtiyaz antlaşması imzalanacak ve Almanların imparatorluk içindeki artan nüfuzu ile birlikte kurulan askeri ittifakla Birinci Dünya Savaşı'na kadar gelinecekti.
Sayfa 457 - İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARIKitabı okudu
Gizli bir Rus raporuna göre,İttihat ve Terakki içerisinde 1.Dünya Savaşı sırasında üç akım bulunmaktaydı.Ahmet Rıza,padişahın dünyevi yetkilerinin dinsel yetkilerden ayrılması ve bunun şeyhülislamlığa devrini savunurken, Talat Paşa,padişahın hilafet yetkisi elinde kalmakla beraber manevi gücünü,peygamber soyundan gelen imamlara devretmesini uygun görüyordu.İçlerinde hanedanla ailevi bağları bulunan Enver Paşa ise V.Mehmet'i halife olarak tanımakla beraber ara sıra onu,halifeliği Şeyh Senusi'ye devretmekle korkutuyordu. Nitekim bu rapordaki iddialara göre Enver,1914 yılı sonunda Şeyh Senusi'ye bütün Afrika Müslümanlarını ayaklandırabilmesi karşılığında hilafet makamını vaat etmişti.Bu iddialar elbet spekülatif olup,tartışılır niteliktedir.Bununla birlikte İttihatçı liderlerin hepsinde Arap hilafeti konusunda yoğun bir tepkiselliğin ve endişenin olduğu görülmektedir.
Reklam
Kırım Savaşı'ndan sonra 30 Mart 1856'da savaşın galipleri Fransa, İngiltere ve Osmanlı Devleti ile savaşın mağlubu Çarlık Rusya'sı arasında imzalanan Paris Antlaşması, Osmanlı ile Avrupa arasında yeni diplomatik ilişkilerin biçimlenmesini sağlayacaktı. Antlaşmanın bir maddesine göre, Osmanlı İmparatorluğu Avrupa içinde kabul edilecek, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı garanti altına alınacaktı.
Sayfa 387 - İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARIKitabı okudu
Gazali
Bu işi üstlenmiş Abbasi hanedanlığı mensubunun hilafet fonksiyonunu üzerine aldığını; çeşitli alanlardaki yönetim işlevlerinin halifeye bağlılık borçlu sultanlar vasıtasıyla yerine getirildiğini düşünüyoruz. Günümüzde, yönetim yalnızca askeri gücün sonucudur ve askeri güç sahibi kime bağlılık sunarsa artık o kişi halifedir.
Sayfa 235Kitabı okudu
Padişah II. Mahmud'un iktidarı çeşitli zorluklarla başladı. Yeniçeri Ocağı'nın lağvedilmesinden sonra ortaya çıkan sorunların çözümü için sert önlemler alan II. Mahmud'u despot hatta "Osmanlıların Petro'su" diye nitelendirenler vardı. Oysa II. Mahmud, diplomaside izlediği akıllı bir yolla düşmanı büyük devletler arasındaki rekabetten yararlanarak, onların hareket kabiliyetini etkisiz hale getirdi. Belki de izlediği bu politika ile ilerde denge siyasetinin ustası II. Abdülhamid'e de yol gösterecekti.
Sayfa 323 - İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARIKitabı okudu
Her şeye rağmen cihadın beklentilere cevap vermeyişi hilafetin sonraki dönemde geleceği hakkında yaşanan tartışmalarda başlıca argümanlardan biri olarak kullanılacaktır.Ulusçuluk çağında dinsel referanslara yapılan vurgunun ne denli sonuç getireceği konusunda bu deneyim zihinlerde belirleyici bir örnek teşkil edecektir.Milliyetçilik düşüncesinin ümmetçilik düşüncesi üzerinde yükselen hilafete galip gelmesi İslamın modern çağlardaki gelişmelerle diyaloğunun sonucu olacaktır.Bu gerçek 1924'te tanınmış şarkiyatçı Helmut Ritter'in kaleminden şöyle ifade bulacaktır; "Milliyetçi ideolojinin ilk pratik sonucu Osmanlı hilafetinin bir iç dağılma yaşamasıdır: -ki hilafet kesinkes uluslar üstü siyasi-dini cemaat fikrine dayanmaktaydı."
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.