Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Recep Alpyağıl

Recep AlpyağılDin Felsefesine Dair Okumalar 1 yazarı
Yazar
Derleyen
Tasarımcı
9.4/10
22 Kişi
144
Okunma
33
Beğeni
3.247
Görüntülenme

Hakkında

1977 yılında Terme'nin Cenikyolu Köyünde doğar. Babası burada fahri imamlık yapar. Aslen Çarşambalıdır. İlkokulu 1983-1988 yılları arasında Çarşamba/Paşayazı Köyü İlkokulu'nda, ortaokul ve liseyi 1988-1994 yılları arasında Terme İmam-Hatip Lisesinde okur.1999 yılında Erzurum/Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun olur. 1999'da 19 Mayıs Ünv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalına “araştırma görevlisi” olarak atanan Recep Alpyağıl; 2001 yılında aynı enstitüde “Çağdaş Dinî Epistemolojide Fideizm” adlı teziyle “yüksek lisans”ını tamamlar.2006 yılında İstanbul Ünv. Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Din Felsefesinde Dekonstrüksiyon” adlı tezle “doktor” olur. Recep Alpyağıl; hâlen İstanbul Ünv. İlahiyat Fak. Din Felsefesi Anabilim Dalında “doçent” olarak görev yapmaktadır. Terme Din Görevlileri Derneği tarafından çıkarılan “Hasret” dergisinde 1994'te ilk yazısı yayımlanan R. Alpyağıl; Doğu Batı, İslâmiyat, Ekev,Marife,Dergah,Meridyen,Kutadgu Bilig,Tezkire,Cogito, Sakarya Ünv.İlahiyat Fak. Dergisi,İstanbul Ünv.İlahiyat Fak. Dergisi gibi dergilerde alanıyla ilgili “özgün bir üslup” ile yazdığı makale ve denemelerini yayımlar. R. Alpyağıl; “İbn Sina”, “İbn Rüşd” ve “Düzceli Zahid Kevseri” konulu uluslararası sempozyumlarda bildiriler sunar. Din felsefesi araştırmacısı-yazar R.Alpyağıl; evli, iki çocuk babasıdır.
Tam adı:
Prof. Dr. Recep Alpyağıl
Unvan:
Türk Din Felsefesi Araştırmacısı, Yazar
Doğum:
Terme, Samsun, Türkiye,, 1977

Okurlar

33 okur beğendi.
144 okur okudu.
14 okur okuyor.
186 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Tasarımcı Olduğu Kitaplar

Tümünü Gör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
Blaise Pascal
"Bu doğrudur, fakat en azından aklınıza şunu getirin: Akıl sizi inanmaya sevkettigi halde yine de inanamadığınıza göre, inanmaya muktedir olamayışınız, ihtiraslarınızdan dolayıdır. Öyleyse, Allah'ın varlığı hakkındaki delillerin sayısını çoğaltmakla değil, ihtiraslarınızın sayısını azaltmakla iman ve itikad sahibi olmaya çalışın. İmanı bulmak istiyor, fakat gidilecek yolu bilmiyorsunuz. İmansızlık illetinden kurtulmak istiyor, fakat devayı arıyorsunuz: bunu, vaktiyle sizin gibi elleri bağlı olan, ve şimdi sahip oldukları herşey pahasına bahse giren kimselerden öğrenin. Onlar sizin takip etmek istediğiniz yolu biliyorlar ve sizin kurtulmak istediğiniz illetten kurtulmuşlar: Siz de onların başladığı tarzda başlayın. Onlar sanki inanmış gibi davrandılar, kutsal suyu içtiler, ayinlere katıldılar, vs. Bu sizi tamamen fitri bir biçimde imana götürecek ve aklınızın kibirini kırıp daha munis kılacaktır.
Akıl yürütmeyi inkâr eden kimsenin elinde onu reddetmek için akıl yürütmekten başka bir kanıt yoktur.
Doğal Teoloji
  ''Bizimki kadar kompleks ve düzenli bir evreni bir yana bırakın, herhangi bir şeyin var olması bile son derece tuhaftır. Fakat eğer bir Tanrı varsa, onun böyle bir evreni yaratmış olması pek de ihtimal dışı değildir. Bizimki gibi bir evren güzel bir şeydir, ve insanlarla diğer yaratıkların gelişebildikleri ve kaderlerini çizebildikleri bir tiyatrodur. Bu durumdan Evrenden Tanrı'nın varlığına giden kanıt, karmaşık olgudan basit bir varlığa giden bir kanıttır.''
İnsana "eğer düşünmez ve hakkı bilmezsen, yalancılar arasında bulunup bulunmadığından emin olamazsın, böylece, gittiğin yolun sonsuz cehenneme ve büyük zarara çıktığı sonucuna ulaşırsın" denilip korkutulduğunda, kişinin korkması ve korktuğu şeyden sakınmasının gerekliliğini aklıyla bilmesi kaçınılmazdır. Öyleyse tefekkür edip düşünmesi lâzımdır, tıpkı ona gittiği yolda (olmadığı halde) yırtıcı bir hayvanın olduğu söylenip onun bundan korkarak araştırmaya başlaması gibi. Düşünmenin gerekliliği hakkında söylediklerimiz de böyledir. Bununla birlikte , kişi kendisi, sağlığı, kuvveti , âzâları, arzuları , haz alması gibi nimet eserleri üzerinde düşünüp bunlarla, zayıf ve hastalıklı olması arasındaki farkı kavradığında ona şöyle denir. Eğer düşünmeyip nimet veren Yaratıcıyı tanımazsan, O'nu inkara gidiyor olmadığından emin olamazsın. Halbuki Allah'a itaat, O'nu hakkıyla bildikten sonra vacib olur.
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
1024 syf.
10/10 puan verdi
Mutlaka okunmalı
Recep Alpyağıl hocam her zamanki gibi müthiş döktürmüş. Evet, karşımızda yine tartışması bitmek bilmeyen bir konu, aslında bu konu araştıranların için öyle önemli bir konu değil lakin insanların araştırması ne mümkün... Dine karşı bile silah olarak kullanılmayacak evrimi, bir de alternatif ilahmış gibi Tanrıya karşı kullanan ''militanlar''
Evrim ve Tasarım Geleneksel ve Çağdaş Metinler Seçkisi
Evrim ve Tasarım Geleneksel ve Çağdaş Metinler SeçkisiRecep Alpyağıl · İz Yayıncılık · 09 okunma
848 syf.
10/10 puan verdi
Recep Hocadan ders aldığım zamanlar kendisinin ders kitabı olarak kullandığı kaynak kitabımızdı. Fakülte sürecine yayarak okuduğumuz kitap, daha çok tercümelerden oluşuyor. Hem hocamızın kendi tercümeleri hem de farklı kişilerin tercümeleri üzerinden oluşturulmuş güzel bir çalışma. Akademik açıdan da nadir kaynaklardan bir tanesi olduğunu düşünüyorum çünkü çevirileri yapılan makalelerin büyük bir çoğunluğu henüz kimse tarafından çevirilmemiş kaynaklardı. Din felsefesi alanında mutlaka okunması gereken bir kitap.
Din Felsefesine Dair Okumalar 1
Din Felsefesine Dair Okumalar 1Recep Alpyağıl · İz Yayıncılık · 201132 okunma
192 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Recep Apyağıl'ın ilmî miras ile yeni bir gelenek oluşturma çalışmaları üst düzey bir gayret, kafa ve emeğin ürünüdür. Bütün çalışmalarını merakla beklediğim yazar bu eserinde de Heidegger, Derrida, Deleuze ve Foucault gibi isimlerin felsefe mirasları ile mistik gelen-ekler arasındaki kesişmeyi konu ediniyor. Bütün insanların ortak zihin, düşünce ve sorunları vardır. Dolayısı ile iki uç fikirin içinde bile kesişimleri bulabilirsiniz. Fakat kesişimin olması bunu akademik düzeyde bir gayret sahasına dönüştürmemesi gerekiyor. Holistik baktığımızda aslınsa Heidegger ile Mevlana arasında ve yine Derrida ve Fahrettin Attar arasında bu kadar kesişim noktası bulamayacağız. Bazı kesişimlerin her ne kadar zorlama olduğunu düşünsem de bütün özgünlüğüyle başarılı bir çalışmaya imza atılmıştır.
Kıta Avrupası Din Felsefesi Ve Mistik Gelen-ekler
Kıta Avrupası Din Felsefesi Ve Mistik Gelen-eklerRecep Alpyağıl · İz Yayıncılık · 20166 okunma