Zeynep Çelik

Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
8.3/10
17 Kişi
59
Okunma
1
Beğeni
1.496
Görüntülenme

Zeynep Çelik Sözleri ve Alıntıları

Zeynep Çelik sözleri ve alıntılarını, Zeynep Çelik kitap alıntılarını, Zeynep Çelik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jön Türklerin en önemli katkıları, özellikle İstanbul'da, bayındırlık alanında oldu. Yeni rejimin denetiminde başkentte yeni ve etkin bir belediye örgütlenmesi gerçekleşti, kapsamlı bir kent inşaat projesi uygulandı. Bu süreç içinde polis, itfaiye, ulaşım hizmetleri gibi birçok alan yeniden düzenlendi. Bernard Lewis'in belirttiği gibi: "Jön Türkler Osmanlı Devleti'ne anayasal bir rejimi getirmeyi başaramamış olabilirler. Ama İstanbul'a kanalizasyonu getirdiler."
Kentte
"İstanbul" adı, kentin Bizanslı sakinleri tarafından 10. yüzyıldan beri kullanılagelen ve Grekçede "kentte" anlamındaki "eis tin polin" kelimesinden gelir.
Reklam
5. yüzyılın ikinci yarısında Konstantinopolis'in nüfusu 200.000 ile 300.000 arasındaydı. Constantinus Surları tarafından sınırlanan iç şehirde yapılaşma o denli yoğundu ki 450 yılında çıkarılan bir imar yasağıyla binaların on kattan daha yüksek olmaları yasaklanmıştı.
(Mösyo Rönan)Risalesinden anlaşılan ve aşağıda mevzu-ı bahs edilecek olan fikrine bakılırsa tabiiyat ve riyaziyata (doğa ve matematik bilimlerini) müntesip olan (bilen), İslam'a bi-eyyi hal (mutlaka) mübalat-ı diniyyeden (dini hassasiyet ve değerlerden) müteberri (yüz çevirendir), nazarıyla bakacaktır. Mamafih, biraz kendileriyle bahsetse o Müslümanları herkesten ziyade diyanet-i rasihaya (sağlam bir dine| malik bulur. Çünkü fünun-ı riyaziye ve tabiiye ile iştigal eden Muhammediler, o fünunun mebahisinde (bilimlerin konularında) “ve'ş-şemsi tecri...” ve “enzelna mine'İmuasarat...“* ve “haleknâküm ezvaca” gibi ayat-ı kerimeye bedihiyattan (apaçık) burhanlar görürler de imanlarında bir kat daha rüsuh (sağlamlık) hasıl ederler.
1882 sayımının verdiği rakamlar da konut sorununun ciddiyetine ışık tutmaktadır. Resmî rakamlara göre başkent nüfusunun yaklaşık %26'sı kendi evinde oturmuyordu. Nüfusun %5'i cami ve tekkelerde yaşıyordu, %8'i zaten yerleşik ikameti olmayan muhacirlerdi, %1,5'u medreselerde yaşayan softalar, %14'ü dükkânlarında yaşayan esnaf, %2'si ise hanlarda kalan zanaatkâr ve tüccarlardı.
Affet beni, uzaktaki sevgili... suretin o kadar tatlıydı ki, sonunda ben bile gerçekten var olduğuna inanmıştım.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.