Öyledir ya bizim ülkede kim solcusa o haindir, o teröristtir. Ama Nazım Hikmet öyle değil. Nazım Hikmet hem sağcıların hemde solcuların sevmediği bir isimdi. Sağcılar komünist olup tehlikeli gördükleri için solcular ise onun seviyesine ulaşamayacakları için mesela bir konuşma yapacağı sırada binlerce genç onu dinlemeye gittiği için ya da kitapları kapışıldığı için onu tehlike olarak görmüş sol kesim. Zaten Türkiye komünist partisi bile onu düşman ilan etmiş. Rusya'da Stalin Nazımı tehlike olarak görüp bazı eserlerini yasaklıyor neden mi çünkü rasyonel sosyalizm için onu eleştiriyordu.
Nazım'a hain diyorlar ama kurtuluş savaşının en güzel destanını yazmış Kuvayı Milliye destanı, Nazım'a hain diyorlar ama "Ben ölünce Anadolu'da Mehmed'in yanına gömün" diyor. Böyle olan bir Kral vatan haini olabilir mi? Tam tersine vatan hayranı
Sosyalist Nazım bu kadar çile çekmeyebilir, çok güzel, rahat bir hayat yaşayanilirdi çünkü aristokrat bir aileden geliyordu. Yakışıklı ve kültürlüydü, iki yabancı dil bilgisi vardı. Genç yaşında Rahmetli Atatürkle tanışmıştı. Cumhuriyeti kuran kadrolar arasında çok akrabası eşi, dostu vardı. Atatürk'ün Selanikli hemşehrisi olarak devrin önde gelen devlet yöneticisi olabilirdi, bakan olabilir, yalılarda yatıp on numara sofralarda takılabilirdi.Ama onun bir davası, bir kavgası vardı. Boyun eğmiyordu.
Onun bu davası, bu kavgası sayesinde başı dert'en kurtulamıyordu. Çünkü bu ülke için çok önemli bir eksikliği vardı; Sinsi ve kurnaz olmak.
Kurnazlıkla zeki olmak arasında büyük bir zıtlık vardı. Nazım zekiydi, zeki olan bir insanda